Böyle şeyler translate French
6,181 parallel translation
Annenle ilgili böyle şeyler paylaşmamalıyım.
Excuse-moi de te dire tout ça sur ta mère...
Olur böyle şeyler.
Il arrive des choses dans la vie.
Asla böyle şeyler yapmazsın.
Tu ne fais jamais de trucs comme ça.
Yapma şimdi, böyle şeyler düşünme.
Allez. N'y pense même pas.
Ona böyle şeyler...
Tu ne peux pas lui montrer ça...
Olur böyle şeyler.
et ça a merdé.
Doğa anadan her seferinde nefret edişimde bana böyle şeyler yapıyor.
Chaque fois que je déteste la nature, elle m'offre un truc comme ça.
Böyle şeyler asla olmaz aslında ama Friedman'ler az önce düğünü iptal etmek için aradı. Ve böylece bahar için yer açılmış oldu.
Cela n'arrive jamais, mais les Friedman viennent d'annuler leur mariage, et on a maintenant une date libre au printemps.
Üzgünüm. Olur böyle şeyler.
Ce sont des choses qui arrivent.
Evet, burası böyle şeyler yapar.
Ouais, cet endroit peut faire ça.
Ama böyle şeyler konusunda ser verip sır vermezler.
Ils sont très discrets là dessus.
- Olur böyle şeyler.
Ces choses arrivent.
Önemli değil, olur böyle şeyler.
Ce n'est pas grave, ça arrive.
- Hep olur böyle şeyler.
- Ça arrive tout le temps.
Tanrım, lütfen bana böyle şeyler söyleme.
Ne me dites pas ça.
Böyle şeyler söylememelisin.
Vous ne devez pas dire de telles choses.
Tamam. Böyle şeyler olur.
D'accord, ça arrive.
Kadınların acıları ve öfkeleri birilerine böyle şeyler yapmalarına izin verir. Bitirdim. Telefonunu kontrol etmek, internetin, kayıtların, güvenlik kameraları, tanık ifadeleri, senin oluşturduğun mazeretleri yok etmek, bu, rutin polis işinin meselesi olur.
La colère et la haine des femmes qui permettent à quelqu'un de faire quelque chose comme ça, j'ai fini, ce serait un long travail policier que de vérifier votre téléphone, vos dossiers internet, la vidéosurveillance,
Ben de hastayım ama gidip böyle şeyler yapmıyorum.
Je suis malade, tu ne me verras pas faire ça.
İnan bana, böyle şeyler olur.
Croyez-moi, je sais que c'est arrivé.
İlişki geliştikçe böyle şeyler yapmamız gerekir.
C'est le genre de choses qu'on doit faire quand la relation évolue.
Olur böyle şeyler.
Ce sont des choses qui arrivent.
- Böyle şeyler hakkında hislerim çok kuvvetlidir
- Je suis super intuitif.
Artık böyle şeyler uygun sayılabilir mi?
Est-ce considéré comme acceptable aujourd'hui?
Böyle şeyler söyleme.
- Non, ne dis pas de telles choses.
Böyle şeyler düşünme, teğmen.
Bannissez cette pensée, lieutenant.
Evet, güvenliğe "minik" dersen böyle şeyler olması gayet normal.
C'est ce qui arrive quand t'insistes pour traiter le videur de "minus".
Siz buna alışkın olabilirsiniz ancak buralarda böyle şeyler pek görülmez.
Vous avez peut-être l'habitude de ça, mais nous non par ici.
Dinle, böyle şeyler olduğunda...
Ecoute, quand quelque chose comme ça arrive,
Sanırım böyle şeyler doğal olursa daha iyi olur.
Je pense que ça serait mieux de laisser les choses se faire naturellement.
Çocuklar yapar böyle şeyler.
Les gamins font ce genre de choses.
Hayatta böyle şeyler kullanmaz.
Je connais Peter. Il n'aurait jamais utilisé ce truc.
Böyle şeyler hakkında bilgin var.
Tu t'y connais.
Şov dünyasında böyle şeyler affedilmez.
Ça pardonne pas dans le showbiz! Allez!
Hayır, bak böyle şeyler olur, tamam mı?
Écoutes, ce genre de choses arrivent, ok?
Ne zaman ben böyle şeyler söylesem, biber gazını yiyorum.
Chaque fois que je dis un truc comme ça, je me fais gazer.
Böyle şeyler konuşmamız gayet doğal.
Tu devrais parler de tout ça.
Benimle ilgili konuştuklarında hep böyle şeyler mi diyorlar?
Ils parlent toujours de moi comme ça?
Ne yazık ki böyle şeyler olabiliyor.
C'est malheureux, mais... ça arrive.
Karen'le bir şeyler içmek mi bu da neyin nesi böyle?
Un verre avec Karen... qu'est-ce qui se passe?
Kimsenin hatasi degildi. Oluyor boyle seyler.
C'est la faute de personne.
Cidden şişle. Kendini güçlü ve önemli göstermek için böyle yarım yamalak şeyler yapma.
Pas à moitié, à raconter de la merde pour te prendre pour une dure.
Keşke değişebilsem ama bazı şeyler böyle kalıyor.
J'espère pouvoir changer mais certaines choses sont juste comme elles sont.
Gençken ben de böyle safça şeyler söylemiştim
J'étais aussi naïf que toi quand j'étais jeune.
Ayrıca bu hafta onu için mi böyle sinir bozucusun yoksa daha büyük bir şeyler mi dönüyor bilmiyorum.
Et je sais pas que si tu es déçu pour ce weekend, ou si c'est quelque chose de plus gros.
Onlar aşağı bunu eritmek ve kullanmak böyle süt testiler, şeyler yapmak için.
Ils le font fondre et l'utilisent pour en faire des bouteilles de lait, des choses dans ce genre.
- Böyle şeyler oluyor. - Ama öyle olmadı.
- Ça s'est passé.
Olur böyle şeyler.
Ça arrive.
Ve açıkça söyledim, bir daha böyle bir şey olursa başına daha kötü şeyler gelecek.
encore un truc comme ça, et il chantera au moins un octave plus haut.
Kizin yaninda da tam olarak böyle seyler söylemenden endiseleniyorum.
C'est exactement le genre de chose que j'ai peur que tu dises devant elle.
Ayrıca böyle hoş şeyler de yapıyorum.
Et je peux faire des trucs cools comme ça.
böyle şeyler söyleme 28
böyle şeyler olur 59
böyle şeyler söylememelisin 18
böyle şeyler işte 16
şeyler 33
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle şeyler olur 59
böyle şeyler söylememelisin 18
böyle şeyler işte 16
şeyler 33
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle bir şey yok 21
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle iyiyim 107
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böylesi 17
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle iyiyim 107
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böylesi 17