Bu intihar translate French
1,292 parallel translation
Bir gösteri yapıp, satıcıları iptal edemezsin. Umut Şenliği'ni kesemezsin. Bu intihar olur.
Tu ne peux pas exclure les fournisseurs... surtout la Ligue de l'Espoir.
- Hayır, bu intihar.
- Je sais que ce n'est pas pareil.
Bu intihar
C'est du suicide.
Bu intihar değildi Dövmeli arkadaşının söylediği gibi değildi
Il ne s'est pas suicidé comme le prétend ton amie la tatouée.
- Bu intihar.
- C'est du suicide.
Bu intihar bombacısı Mahmut Reşit Faheen, bir çok kökten dinci grupla ilgisi olduğundan şüphelendiğimiz bir terörist.
Ce kamikaze s'appelle Mamud Rashed Faheen. C'est un terroriste présumé suspecté d'être associé à des groupes fondamentalistes.
Bu intihar mektubunu Bob Martin karısı Charlotte'a yazmış.
Avant son suicide, Bob Martin a laissé cette lettre à sa femme.
Bu intihar planınızda size yardım etmeyeceğim.
Je refuse de prendre part à ce suicide.
Bu intihar.
C'est suicidaire.
Robotun kablosu kesilebilirdi bu intihar demekti.
De quoi couper la fibre optique : du suicide!
Bu intihar olur.
C'est du suicide.
- Bu intihar girişimi miymiş?
- Laissez-moi mourir.
Bu, intihar etmesine yardım etmemiz gerektiği anlamına gelmez.
Il ne s'est pas tiré dessus.
İntihar demek bu.
Ce serait du suicide.
Alex araba kazasında öldü, Ki bu genellikle "kaza" demektir, ama polis bunun intihar olduğunu düşündü.
Alex a été tué dans un accident de voiture, mais la police pense à un suicide.
Bu onca insanın intihar etmesine sebep olan ses değil mi?
Cette voix a causé des suicides, non?
Ne bu? Bir tür gençlik intihar paktı mı?
C'est un suicide collectif?
Bu sırada başkentte, ülkenin her tarafından gelen Blainetologistler toplu intihar için biraraya toplanmışlardı!
Pendant ce temps, à la capitale fédérale, des Blainetologues venus de tout le pays se sont réunis pour un suicide collectif.
Bu radyasyon seviyelerine bu bir intihar olur.
Avec ces radiations, ce serait du suicide.
Her zaman şu intihar görevi, bu gezegeni kurtarma görevi falan.
Mission-suicide par-ci, sauver la planète par-là...
Kurbanların öldürülme-intihar duruşları ayinsel... ve bu kelime şüphesiz satanik.
Leur position évoque un meurtre maquillé en suicide. Typique des rites sataniques. Et ce mot est indéniablement satanique.
Uçmaya aldırmam ama bu yaptığın intihar.
Voler ne me dérange pas. Mais ça, c'est du suicide!
Bu akşam sen intihar etmeden önce ne yapacağız?
Alors, qu'est-ce qu'on fait ce soir? Avant que tu te suicides, bien sûr.
Sonra, bu yüzden kendini kötü hisseder ve, intihar eder!
Ensuite, il se sent tellement mal qu'il se tue!
Onun ruhunu bu kısır döngüden kurtarabilmek için neden intihar ettiğini bulmak zorundayız
Pour les aider à briser ce cercle vicieux nous devons déterminer les causes de son suicide.
Bu anlaşma intihar.
Ce deal c'est du suicide.
- Bu intihar!
- C'est du suicide.
- Cinayet. Ayrıca bu adamlar sebepsiz yere intihar etmenin, psikolojinin tarihinde olmadığını bilmiyorlar.
Non, c'est un meurtre.Aucune de ces personnes n'avaient de problemes psychologiques, qui puissent les pousser au suicide.
Bu size intihar gibi mi görünüyor?
Un suicide?
O hâlde, bu ya kayıtlara geçen en gevşemiş intihar... Ya da şekerleme yapıyordu.
C'est la suicidée la plus relax que j'aie vue...
Bu da bunun bir intihar olmadığı anlamına geliyor.
Ce qui veut dire que ce n'est pas un meurtre suicide.
Bu... senin ve arkadaşların açısından bir intihar olur.
Ce serait du suicide pour toi et tes amis.
- Annem intiharını planlamaktan bu tip şeylere vakit bulamazdı.
Ma mère préparait son suicide, elle ne pensait pas aux bonbons.
İntihar görevi bu! Dışarıda ayı varken kimse kamyonete kadar koşamaz.
Tout ce qu'il faut, c'est ne pas faire de bruit.
Bu düpedüz intihar!
C'est presque une condamnation à mort.
Bu sebepten ölmüş bir adam var bizde. Garip bir şey, çünkü bu bir intihar. Ama kazara olmuş bir intihar mı, yoksa bildiğimiz gibi bir intihar mı?
On a un type qui en est mort, et c'est bizarre, parce que c'est un suicide mais un suicide accidentel ou un suicide classique?
- Bunları anlatmak için mi geldin? - Bu bir intihar, Lex.
- Tu es venu pour me dire ça?
Bu intihar.
C'est du suicide.
Bu gördüğüm en kötü intihar vakası.
C'est le pire suicide que j'aie vu.
Hala şov devam ediyor. Biliyor musunuız? Tugger'ın intihar girişimi beni bu olaydan bir sonuç çıkarmaya itti.
Mais la tentative de suicide de Tugger m'a fait prendre conscience que je devrais défendre une cause.
Bu soygun, intihar adamım.
Il faut lui dire qu'il va dans le mur avec son truc. C'est du suicide, il a aucune chance.
Bazıları, Tanrının adaletine göre, intihar ettiği için bu çocuğun lanetlendiğini söyler.
Certains disent que selon la justice divine, ce garçon est damné parce qu'il a pris sa vie.
Kendimi intihar eder gibi hissediyorum. O kadar çok sorunum var ki, bu bile hepsini çözemeyecek.
J'ai envie de me suicider, mais j'ai tant de problèmes, ça ne résoudrait pas tout.
Hiç tartışmasız, bir intihar bu.
C'est un suicide irréfutable.
Eğer, "eğer" diyorum, kardeşinin başına da bu geldiyse hemen arkasından intihar etmesini açıklayabilir.
Et si c'est arrivé à votre frère, cela pourrait expliquer son suicide.
Davey bu yüzden intihar etti.
Voilà pourquoi Davey s'est suicidé.
Bu gün kardeşimin intihar ettiği gün.
Le jour où mon frère s'est suicidé.
- Bu intihar demek.
C'est un suicide.
Neden intihar etmeye uğraşıyorsun? "Gerçek mutluluk bu."
Pourquoi s'emmerder avec un suicide? "Le Lézard Noir", de Yukio Mishima. " Parti faire du jogging.
Ve tüm bu süre zarfında bebeğimizin intihar ettiğini düşündük.
Pendant tout ce temps, on a cru que notre bébé s'était suicidé.
"Bu bir intihar teşebbüsü!"
" Je n'éprouve pas le désir de le faire.