English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bu ne cesaret

Bu ne cesaret translate French

146 parallel translation
- Bu ne cesaret...!
Et tu oses les prendre!
- Bu ne cesaret.
- Comment osez-vous?
- Bu ne cesaret!
- Comment osez-vous?
- Bu ne cesaret?
- Comment osez-vous?
Bu ne cesaret?
Comment osez-vous?
Bu ne cesaret.
- Comment oses-tu? Je t'assure.
Bu ne cesaret.
- Comment osez-vous?
Bu ne cesaret! Shogun'un emrine karşı mı geliyorsun?
Désobéissance au Shogun?
- Bu ne cesaret!
- Vous ne manquez pas de toupet!
Bu ne cesaret?
Comment oses-tu?
- Bu ne cesaret böyle!
- Tu as du culot.
Bu ne cesaret!
Comment oses-tu?
Bu ne cesaret!
Comment oses-tu!
Bu ne cesaret?
Comment as-tu osé?
Bu ne cesaret.
Quel culot!
Bu ne cesaret? Bu ne cesaret?
Comment oses-tu?
Bu ne cesaret!
Comment oses-tu...
- Bu ne cesaret ister.
Tu es courageuse.
Bu ne cesaret!
Comment?
Bu ne cesaret!
Attends!
Bu ne cesaret! Bu ilişkiyi kurtarmak için yaptığım onca şeyden sonra.
Comment oses-tu, après tout ce que j'ai fait pour sauver notre liaison?
Bu ne cesaret!
Comment osez-vous!
- Bu ne cesaret?
- Comment oses-tu?
- Bu ne cesaret!
- Comment oses-tu?
Bu ne cesaret?
- Comment osez-vous?
- Bu ne cesaret! - Şimdi olmaz.
De quel droit?
Bu ne cesaret? Bu göçmen, alkolik, muhtemelen Aids'li fahişe... Hop, hop!
Tu as osé coucher avec cette salope d'immigrée alcoolique... probablement séropositive!
Bu ne cesaret böyle? !
Pas gonfle, ce fuchsia de mes deux!
Adı çıkmış bir vatanseveri Şeytan Adası'ndan kaçırmak için... fazla cesaret gerekmediği apaçık ortada tabii. Yine de sırf mesleki nedenlerle, bu işi nasıl yapacağınızı bilmek isterdim.
Il ne faut pas un grand courage pour tirer un patriote de l'île du Diable, mais... j'aimerais savoir comment vous comptez faire!
Hele ki bu zamanlarda... ilerlemeye cesaret etmemen gereken zamanlarda...
Il va, il vient. Il ne devrait pas mettre le nez à la fenêtre.
Buna cesaret edemezsin. Bu denli utanç verici bir davayı hiçbir avukat üstlenmez.
Aucun avocat digne de ce nom ne voudra se mêler d'une action aussi basse
Kimse bu konuda cesaret edip itiraz etmezse, belirtmek isterim ki sözü geçen bu emirle dava düşecek.
Je vous signale que si personne ne conteste cet acte judiciaire, l'affaire sera classée.
Onunla savaşabilirim ama bu bir cesaret meselesi değil.
Le combattre m'est aisé. Il ne s'agit pas de courage.
Bu ne cesaret!
Il manque pas d'air!
Ne cesaret. 15 quatloo bahse girerim ki bu eğitilemez.
Quel courage! Je parie 15 quatloos qu'il sera irréductible.
Fakat yeteneğini böylesine yararsız bir şekilde heba edecek yola merak sardı ve hiçbir yere çıkmayan bu yolda devam etmeye cesaret etti.
Mais il s'est laissé persuader qu'il lui fallait gâcher son talent d'une façon si insensée et a été encouragé à poursuivre dans cette voie qui ne mène nulle part.
Ve şimdi, cesaret yoksunluğum için sürgünüm. Bana çok nazik davranan bu arkadaşlarımı bile koruyamıyorum.
Maintenant que je suis banni à cause de mon manque de courage, je ne peux même pas protéger ces amis qui ont manifesté tant de bonté à mon égard.
Bu, uzun saçIı, akılları başlarında olmayan serseriler, bu şımarık veletler, fareler gibi, grup halindeyken cesaret bulurlar ve yerel halkın canına ve malına zarar vermek niyetiyle Brighton'a geldiler.
Ces sordides Césars qui, tels les rats, ne trouvent courage qu'en chassant en meute, sont descendus à Brighton dans le but avoué de faire intrusion dans la vie et la propriété de ses habitants.
Olga Sergeyevna başka hiç kimseye bu şekilde bakmaya cesaret edemez.
Olga Serguéevna ne regarde plus personne ainsi...
İnancı tam olan, bu kötülük mabedine girmeye cesaret edemez.
Aucune prière ne pénètre œ gouffre effrayant.
Bu kız karşı gelmeye ve itaat etmemeye cesaret ediyor.
Cette gamine ose me répondre et ne m'obéit pas quand je lui apprends quelque chose.
Bu ; söylemeye cesaret edebildiğinden daha fazla, sana ihtiyacı olan nasıl olduğunu kendisi de bilmeden seni seven adamla, evlenir misin?
qui vous aime même s'il ne sait de quoi il parle
İnsanın o şekilde kendisini açması gerçekten büyük cesaret ister ve bana da bu yönde ilham verdiniz her ne kadar ordudan atılmama neden olsa da.
Sachez que j'ai beaucoup apprécié votre geste. Il m'a incité à faire pareil, bien que je risque d'être renvoyé de l'armée.
Bay Weston'ın ziyaretlerini ayarlayıp gerektiğinde cesaret vermeseydim bugün bu düğün olmazdı.
Si je n'avais pas favorisé les visites de M. Weston ni ne l'avais encouragé, il n'y aurait pas eu de mariage.
Bu ne cesaret?
T'as du culot.
Ama bu yetenekler cesaret ve dayanıklılık olmadan hiç bir işe yaramaz.
Mais ces compétences ne sont rien sans courage ni résistance.
Sizi bilmem ama, ben bu işe tekrar kalkışmaya cesaret edemezdim... bir dahaki sefere anahtarı getirdiğimde için meclisi hazır olmalı.
Je ne sais pas pour vous, mais c'est plus de temps... Que je ne suis prêt à consacrer à cette entreprise.
Ayrıca, yapabileceğimi de sanmıyorum. Bence bu korkutucu bir şey. Cesaret, yürek isteyen bir iş.
Je ne pense pas pouvoir et si ça c'est effrayant ou si c'est contre les lois de l'homme ou autre chose, alors- -
Bu tutku, cesaret ve kendini bilmeyle dünyaya ilk adımlarımızı atarken ilk izlenimlerimizin her zaman doğru olmadığını hatırlıyoruz.
C'est avec passion, courage de nos convictions et affirmation de soi que nous abordons notre prochaine étape en ce monde, en se souvenant de ne pas se fier aux premières impressions.
Bu ne cesaret?
Tu manques pas d'air!
Bu yüzden, yeniden cesaret edemiyeceğimizi düşündüler.
Donc ils ont tiré la conclusion logique qu'on ne recommencerait pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]