Bunu biliyorsunuz translate French
1,057 parallel translation
Kulak tıkaçlarım vardı! Bunu biliyorsunuz! Evet, kulak tıkaçları...
J'ai eu les watjes dans mes oreilles.
- Hayır, hayır. Rutland şirketi için, daima zamanımız vardır, bunu biliyorsunuz.
J'ai toujours du temps pour la maison Rutland.
- Elbette, bunu biliyorsunuz, Albay!
- Vous le savez bien.
İşinizin başına dönün, Bayan Argent, herşey hakkında az çok bilgimiz olmalı. Bunu biliyorsunuz.
Quand on est infirmière d'une mission, on doit savoir faire un peu de tout.
Hepiniz bunu biliyorsunuz.
Et vous le savez tous.
Ama zaten bunu biliyorsunuz, değil mi?
Mais vous le saviez, n'est-ce pas?
Bunu biliyorsunuz.
Vous le savez.
Peşimizde olacak, bunu biliyorsunuz.
Tu le connais. Moi aussi.
Bunu biliyorsunuz.
Vous devez bien en être conscient.
Burada kimin borusunun öttüğü sadece bir şekilde belli olur. Er ya da geç bu olacak. Siz de bunu biliyorsunuz.
Il ne peut y avoir qu'un seul taureau dans la prairie, et tu sais bien que tôt ou tard il va falloir trancher.
- Söylediklerine dikkat et Başkan. At hırsızısınız, bunu biliyorsunuz!
- Attention à ce que vous dîtes Major!
Bunu biliyorsunuz, değil mi?
Vous savez ça?
Bunu biliyorsunuz, değil mi? Tabii ki biliyorsunuz. Klasiklerdendir.
celle de l'omelette est classique!
Sizin işinizde de, kazalar olur, bunu biliyorsunuz.
Les accidents arrivent.
Division Caddesinde iş tutan, 2 dolarlık bir fahişeyim ve siz de bunu biliyorsunuz.
Je suis une pute à deux dollars du quartier chaud, c'est tout.
Bu anayasaya aykırı, ve siz pislikler bunu biliyorsunuz.
C'est anticonstitutionnel et vous le savez très bien.
Bunu biliyorsunuz!
Vous le savez bien.
Sizler beş para etmezsiniz, bunu biliyorsunuz ama kimilerinizin, ötekilerden birazcık daha değerli olduğunu kanıtlaması için bir şansı var.
Vous êtes de la racaille et vous le savez, mais une chance vous est offerte de prouver que vous valez mieux.
Siz çocuklar tamamıyla kontrol edilemezsiniz. Bunu biliyorsunuz değil mi?
Y a pas moyen de vous tenir, les gars.
Size Falconeri ailesinin geçmişini anlatmak ne kadar gereksizse yeğenimin durumunun, ailesinin isminin büyüklüğü ile eşit olmadığını söylemek de ; maalesef bir o kadar anlamsız çünkü bunu zaten biliyorsunuz.
Mais s'il est superflu que je vous parle des mérites de la famille Falconeri il est également inutile de vous dire, hélas... que la situation économique de mon neveu Tancredi n'est pas à la hauteur de son nom.
Bunu yapmayacağını biliyorsunuz, öyle değil mi?
Vous savez qu'il n'aurait pas pu faire ça.
Ancak sınırlı savaş diye birşey olamaz, ve bunu sizde biliyorsunuz.
On ne gagne pas une guerre limitée, et vous le savez.
- Bunu yapmayacağımı biliyorsunuz elbette.
Je ne pourrais pas. Je sais.
Asla bunu kastetmedim, biliyorsunuz.
Vous savez très bien que ce n'est pas ce que j'entendais.
Bunu nerden biliyorsunuz?
Comment le savez-vous?
Bunu siz de biliyorsunuz.
Et tu le sais.
Biliyorsunuz... bunu içimizdeki biricik sevgiyle yaptık.
Mais tu sais que c'est notre cœur qui nous guide.
Size bunu ne söyletti hanımefendi? Siz nereden biliyorsunuz?
Mais euh.... comment vous le savez?
Biliyorsunuz ki, birileri size şunu yap, bunu yap dediğinde de... pek iyi bir anlam veremeyebilirsiniz.
Je ne suis pas sûr que ça se passera bien le jour où on vous dira qu'il faut monter ou descendre.
Fransız hükümetine bunu öneremeyeceğimizi biliyorsunuz, değil mi?
- On offenserait le gouvernement français.
- Bunu nasıl biliyorsunuz?
- Comment vous savez ça?
Bunu nasıl yapacağınızı biliyorsunuz.
Vous savez comment vous y prendre.
Bunu siz de biliyorsunuz.
Vous en savez quelque chose.
Bunu biliyorsunuz.
Je ne suis pas irlandaise.
Altı ay sonra ne olacağını kim bilebilir? Kimse yarın ne getirecek bilmiyor. Bunu iyi biliyorsunuz.
On ne sait déjà pas ce qu'on sera demain...
Ama bunu, sadece okulda kullanıyorum, biliyorsunuz.
Je ne m'en sers qu'à l'école.
- Bunu bilmiyordum. - Şimdi biliyorsunuz.
Plus maintenant.
Bunu nereden biliyorsunuz?
Comment le savez-vous?
- Bunu nasıl biliyorsunuz?
- Comment savez-vous ça?
Kendi ülkemizde adetten olanı veriyoruz. Bunu benden daha iyi biliyorsunuz.
Nous vous donnerons ce qui était la coutume, que vous connaissez aussi bien que moi.
Bunu kesinlikle mi biliyorsunuz.
En êtes-vous certaine?
Bu aptalca, Sayın Müdür ve bunu siz de biliyorsunuz.
C'est stupide, Commissaire, et vous le savez.
Bu kurallara aykırı. Bunu ikiniz de biliyorsunuz.
C'est contraire au règlement du service, vous le savez.
Şey, bulmağa çalıştığım ve bakıp durduğum şey buydu, ve biliyorsunuz, ben bunu buldum.
C'est ce que je me demandais. Puis j'ai vu ceci.
Williams komünist değil ve bunu siz de biliyorsunuz.
Williams n'est pas un Rouge et vous le savez.
Bunu siz de biliyorsunuz.
Et vous le savez!
Bunu East Hampton'daki herkese anlatacak biliyorsunuz değil mi?
Elle va le dire à tout le monde. C'est la vie.
Biliyorsunuz ki, biz bunu sevmeyiz.
Or, nous n'aimons pas cela.
Bunu nereden biliyorsunuz?
Comment vous connaissez ça?
Bunu Roma'da söyledim. Roma'da, biliyorsunuz.
Je l'ai chanté à l'Opéra de Roma à Rome, vous savez.
Çünkü Carrie White için bu olay çok önemli ve bunu da biliyorsunuz.
C'est important pour Carrie White, et vous le savez.
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu bana neden yaptın 18
biliyorsunuz 744
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu yapabilirim 231
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapabilir misin 143
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21
bunu yapabilirim 231
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapabilir misin 143
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21