English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bunu yapmayacağız

Bunu yapmayacağız translate French

313 parallel translation
Bunu yapmayacağız, Liz.
Nous n ´ y entrerons pas!
- Hayır. Bunu yapmayacağız.
- Non, nous n'en ferons rien.
- Bunu yapmayacağız, Charlie.
- On n'en fera rien.
Fakat bunu yapmayacağız, çünkü paramız yok!
Seulement on n'a pas de ranch. On n'a pas d'argent!
Hayır. Bunu yapmayacağız.
Non, on ne te vire pas.
İleride burada olmayacağın için... bunu yapmayacağız.
Si on règle pas ça très vite, tu feras pas long feu. Vous voulez mon C.V.?
Biz bunu yapmayacağız, değil mi Copper?
Eh bien... On ne va pas à la chasse, pas vrai Rouky?
Biz Vietconglularla kavga etmeye yemin ettik, bunu yapmayacağız.
On est tous anticommunistes!
Bunu yapmayacağız ve bana kapa çeneni deyip durma!
On va pas faire ça! Et me dis pas de la fermer!
Bunu yapmayacağız!
On reste!
Bunu yapmayacağız.
- ll n'en est pas question.
Bunu yapmayacağız, tamam mı?
Je ne suis pas d'accord.
Söyleme çalıştığım şey. Ve bunu yapmayacağız.
- Je viens de te le dire!
Bunu yapmayacağız. Yapmamıza gerek yok.
Nous n'allons pas le faire, ce n'est pas nécessaire.
Bu çok boktan ve iğrenç. Bunu yapmayacağız.
C'est dégoûtant et inacceptable.
Bunu yapmayacağız.
Jamais.
Hayır, bunu yapmayacağız çünkü bu adil bir takas değil.
L'échange est inégal.
Ve bizde başımızı sallar ve "Bir daha asla bunu yapmayacağız" derdik.
On promettait de ne jamais recommencer.
Artık bunu yapmayacağız.
On arrête de faire ça.
Bekle, bunu yapmayacağız.
Attends, on ne va pas faire ça.
Bunu yapmayacağız.
Nous ne ferons pas ça.
Kes şunu. Bunu yapmayacağız.
Arrête, faut pas faire ça!
Bunu yapmayacağız.
On ne va pas faire ça.
Bu arada kesinlikle bunu yapmayacağız.
Au fait, c'était que de la gueule.
Kötü ajan. Bunu yapmayacağız.
On ne doit pas faire ça.
Bunu yapmayacağımızı anlatmaya çalışıyorum.
J'essaye de vous dire que non.
Şimdi gene sıra bende ama mallarınız için endişelenmeyi kesip, yatmayacaksanız bunu yapmayacağım.
C'est mon tour, mais j'irai pas. Faut arrêter ce manège.
Hayır, bunu yapmayacağım. Evimizde her adımımızı izleyecekler.
Les laisser épier notre moindre geste?
Bunu bir daha yapmayacağımızı söylemiştin.
- Tu disais qu'on ne devait plus...
Bunu yapmayacağımıza dair anlaştığımızı sanıyordum.
Je mens comme un arracheur de dents.
Bunu yapmayacağız. Neden?
- Tu ne ferais pas ça.
Bunu sizin yapmayacağınızı biliyorum, Bay Nogerelli.
Mlle McGee, vous êtes en forme.
Bunu yapmayacağımız biliyorsun.
On ne ferait jamais ça.
- Bunu yapmayacağımızı söylemiştik.
Blanche, on a dit qu'on arrêtait.
İmkansız, bunu yapmayacağım.
Pas question, je refuse de le faire.
Hayır, fermuarları açık 10 sarhoş adamın önünden geçemem imkânsız. Bunu yapmayacağım.
Je ne vais pas déambuler devant dix poivrots à la braguette ouverte!
Bunu yapmayacağımızı söylemedin mi ona?
On a abandonné l'idée. Vous ne lui avez pas dit? Pourquoi en parle-t-il?
Eğer size orada kimlerin olduğunu söylersem, herkesi Komünist yaparsınız siz. Bunu kabul edemem. Hayır bunu yapmayacağım.
Si je vous dis qui y était, vous en feriez tous des communistes!
36'ncı haftaya kadar bunu bir daha yapmayacağız.
Nous ne le feront plus jusqu'à la 36ème semaine, mais...
Bunu bir daha asla yapmayacağımızı söylemiştim.
Ouille, ouille, j'aime tes couilles!
Sanırım yakın zamanda bunu tekrar yapmayacağız değil mi?
J'imagine qu'on ne refera pas ça avant longtemps.
Bunu hiçbirimiz yapmayacağız.
On ne va pas faire ça?
Artık bunu yapmayacağımızı zannediyordum.
Je pensais que nous allions pas faire ça.
Ben bunu artık yapmayacağımızı sanıyordum. Anlaşmıştık.
On avait dit qu'on ne ferait plus ça.
Bunu yapmayacağınız konusunda anlaşmıştık.
Vous aviez promis.
Sizden nefret ettiğimizi söylemiyoruz veya sizinle bir daha konuşmayacağımız ve iş yapmayacağız demiyoruz, bunu yapmayız.
Non pas qu'on vous déteste, ni qu'on vous ignore, ce n'est pas ça.
- Bunu yapmayacağımızı söylemiştin.
T'as dit qu'on le ferait pas.
- "Tüm Avrupa, bunu yapmalısınız." - " Biz yapmayacağız.
- " L'Europe, vous devez faire ça. - Ben, non.
Ama bunu Sam'in önünde yapmayacağız.
Mais pas devant Sam!
Ama ben bu seçimi yapacak donanıma sahip değilim ve eğer benden yazı tura atmamı istiyorsanız, bunu yapmayacağım.
Je ne suis pas en mesure de choisir. Je refuse de jouer à pile ou face.
Bunu biz yapmayacağız.
On ne va pas le faire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]