Dediği gibi translate French
2,843 parallel translation
Gelecekteki kocam Robert Pattinson'ın dediği gibi, "taze kan her zaman iyidir." Taze kan ha?
On ne fait jamais de playback!
Apollinaire bir zamanlar dediği gibi... Alıntı... 'Seni duymadığım zaman çaresiz oluyorum...
Apollinaire disait : " Sans nouvelles de toi, je suis désespéré...
"Apollinaire bir zamanlar dediği gibi..." de kaldım.
J'en suis à "Apollinaire disait".
Öğretmenim Subay Cort'un bir keresinde dediği gibi en zor durumlarda bile soğukkanlılığımızı korumalıyız.
Comme mon prof, l'officier Kort, l'a dit... il faut savoir rester calme dans les situations les plus ardues.
İsa'nın da dediği gibi- -
Comme le Christ l'a dit,
Ahbabım Mike Westen'ın da dediği gibi... bu, "sır olarak kalması gereken mahrem bir olay"!
Comme dit mon ami Mike Westen... "C'est le genre de secret qui reste secret."
Aynen rüyamda bana dediği gibi.
Comme promis dans mon rêve.
TC'nin dediği gibi.
C'est ce que T.C. dit en permanence...
Kenny'nin dediği gibi bütün binalar birbirne bağlı.
Kenny disait qu'il reliait les bâtiments!
Bence Neil'ın dediği gibi kızların nereye gittiğini bildiği için buradayız.
Je crois que Neil lui a demandé où elle allait et a reservé au même endroit, comme il vient de le dire.
- Dediği gibi işte, onun karısıyım.
Parce que je suis sa femme.
Hiçbirşey, ama Pilar'ın dediği gibi Şuan onların birbirlerinin favorileri olduğunu hiç sanmıyorum
Rien, mais si j'en crois Pilar, elle a pas trop envie de nous voir.
Tıpkı Mitsuko'nun dediği gibi.
Comme Mitsuko dit :
Eğer kulüp, polisin dediği gibi kalabalık olsaydı görüşü kapalı olurdu.
Si le club était aussi plein que la police le dit, sa vue était occultée.
Red Sox şapkalı biri, aynen kızın dediği gibi.
Avec la casquette des Red Sox.
- Deb'in her zaman dediği gibi.
Quoi? Comme le dit toujours Deb.
Genetik iddialar bize geçmiş ve günümüzdeki tarihsel ve sosyal faktörleri göz ardı etme lüksünü kazandırır ve New Yorker yazarı Louis Menand'ın kurnazca dediği gibi :
L'argument génétique nous permet le luxe d'ignorer le passé et le présent des facteurs historiques et sociaux. Et, d'après les propos de Louis Menand - qui a écrit dans le New Yorker - il dit, très habilement :
Ünlü psikolog James Hillman'ın dediği gibi "Belli bir yaştan sonra insan vücudunda büyüyen tek şey kanserdir."
Comme le grand psychologue James Hillman l'a écrit : "La seule chose qui grandit dans le corps humain après un certain âge c'est le cancer."
Evet, Griffin'in dediği gibi
Très bien, nous y voilà.
Hatta Oscar Wilde'ın da dediği gibi :
D'ailleurs, n'est ce pas Oscar Wilde qui disait
Çernobil'deki bilgilere bakacak olursak Thomas'ın portal teknolojisi, Sophia'nın dediği gibi betonarme aksamı yıkarsa radyoaktif serpinti San Diego, Los Angeles ve Orange County'nin büyük kısmına ulaşacak.
En extrapolant à partir des données de Tchernobyl, si la technologie de Thomas détruit le dôme de confinement, comme Sophia suggère, la zone de retombées radioactives couvrirait de vastes régions de San Diego, Los Angeles, et les comtés d'Orange,
Üstüme gelme- - Çünkü ben sadece- - Dediği gibi yokmuşum gibi- -
Comme elle a dit, faites comme si...
Hamlet'te Polonius'un dediği gibi...
- Chers amis, comme Polonius dans "HamIet",
Hani şairin dediği gibi...
Comme a dit le poète,
Başkanınızın dediği gibi, bırakalım bu saçmalıkları, tamam mı?
Comme votre président dit, arrêtez-nous le baratin.
Belki de dediği gibi, başında çok fazla şey vardır.
C'est probablement, comme elle dit, trop de pression.
Aynı Okinawa'da geçirdiğim hafta sonundan sonra ordu doktorunun bana dediği gibi.
Dixit le médecin militaire, après mon week-end à Okinawa.
Woodward ve Bernstein'ın dediği gibi :'Parayı takip et.'
Comme Woodward et Bernstein qui disait "tout tourne sur l'argent"
Ve onu buldum. Henley'in dediği gibi "kanlar içinde ama yenilmemiş."
Et je l'ai trouvé là, dans les mots de Henley, "sanglant, mais insoumis".
Zaman kodu saat beşte başlayıp altıda bitiyor, aynı Sarah'ın dediği gibi.
L'horodatage confirme que l'interview a débuté à 17 h et fini à 18 h.
Özellikle babamı değerlendirirsek ; ablamın dediği gibi.
Considérant spécialement comment papa s'y est adonné.
yada halkımın dediği gibi, "li'ili'I kou laho."
Ou comme dit mon peuple, "li ili'I kou laho."
Tamam ama Sarah'ın da dediği gibi Vivian bizi tanıyor.
Mais comme Sarah l'a dit, Vivian connaît nos visages.
Masuka'nın dediği gibi hırpalanırken olmuştur belki.
Probablement cause des coups, comme a dit Masuka.
Anthony'nin de dediği gibi uzunluk sorun olmamalı. Oyunculuk yapabiliyor muyuz, yapamıyor muyuz ona bakmaları gerekir.
Comme l'a dit Anthony aux infos, la taille ne devrait pas être un problème, La seule vrai question est "Savent-ils jouer?"
Dostum Bay Doyle'un dediği gibi oyun başlamıştır.
Avec les mots de mon cher ami, M. Doyle, le jeu est en marche.
Bebek katillerinin de dediği gibi, "Benim bedenim, benim tercihim."
"Mon corps, mon choix" comme diraient ces tueurs de bébés.
Bir asilzadenin de dediği gibi,..
Selon un gentilhomme :
Dr. Martin Luther King Jr.'ın da dediği gibi...
Même que Martin Luther King Jr. a dit une fois que...
Laugesen'in dediği gibi yazabilirsin.
La première : tu écris l'histoire que veut Laugesen.
Şairin dediği gibi,
Pour citer un poète,
Maura'nın da dediği gibi, sadece satranç oynuyoruz.
Comme elle l'a dit, Jane, nous jouons juste aux échecs.
Ne? Aynen Ödlek Dört Göz'ün dediği gibi!
- Vous êtes qui?
Annemin de dediği gibi, mutlu olmayı hak ediyor.
Et comme maman dit, il mérite le bonheur.
Castle'ın da dediği gibi hiçbir mağazada olmayan bir model.
Il n'est pas commercialisé. Castle avait raison.
Ya da biz yazarların dediği gibi, mahlas.
Les écrivains parlent de nom de plume.
- etkilendim - eminim öyledir! her okulda öğrencilerin üyesi olduğu yemekhane çeteleri vardır babamın dediği gibi yarışçın ancak pit ekibi kadar iyidir
- Je suis impressionné. - Tu es bien le seul. Cantine
çok fazla değil, annem buralara yakın bir yerlerde yaşıyordu ama ben daha çocukken babam tarafından götürüldüm buralardan gemilerle, bir kaç şey hatırlıyorum tıpkı diğer denizciler gibi ve 12 yaşında bir çocukken, beni güvende tutuyordu bir çinlinin dediği gibi
Pas vraiment. Ma mère est née près d'ici. J'étais trop jeune pour naviguer quand mon père m'a emmené.
Dediği gibi yapın gitsin.
Faisons ce qu'il a dit.
- Ama Gaby'nin dediği gibi
{ \ pos ( 192,225 ) } Mais avec 5 points, comme l'a dit Gaby.
Komiserimin dediği gibi.
Mon capitaine le pense.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dediğim gibi 696
dediğin gibi olsun 64
dediğinde 40
dediğimi anladın mı 22
dediğimde 47
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dediğim gibi 696
dediğin gibi olsun 64
dediğinde 40
dediğimi anladın mı 22
dediğimde 47