Demek geldiniz translate French
303 parallel translation
Demek geldiniz. Bizi karşılayacağınızı söylemişlerdi.
C'est vous qui deviez venir nous chercher?
Demek geldiniz bayan Agda.
Quand même venue, Mlle Agda?
- Demek geldiniz.
- Ah, c'est vous!
Ah, demek geldiniz.
Oh, vous êtes là.
- Demek geldiniz.
- Arrivés à bon port?
Demek geldiniz Bay Hutchinson, sizi tekrar görmek ne güzel.
Ah, vous voilà. Content de vous revoir.
Bay Hutchinson, demek geldiniz.
M. Hutchinson.
Demek geldiniz.
Ah, vous êtes là!
Demek geldiniz.
Vous voilà.
Demek geldiniz.
Vous voilà...
- Kimse yok, Sör Humphrey. - Demek geldiniz!
- Il n'y a personne, Sir Humphrey.
Sağ salim geldiniz demek!
Tu y es arrivé, hein?
Geldiniz demek. Katiller.
Je vous livre les tueurs!
Demek Bayan Shelby'yi uğurlamaya geldiniz.
Vous êtes venu dire adieu à MIle Shelby.
Demek buraya Mihrace ile buluşmaya geldiniz!
Alors, on est venue voir un Maharajah? Oui.
Nihayet geldiniz demek?
Vous êtes enfin rentré?
Smitty's'in kokteyl saatine hoş geldiniz demek için geldim.
Soyez le bienvenu au bar de Smitty.
Baylar, siz tıp eğitmenlerine yeni ameliyathanemize hoş geldiniz demek istiyorum.
Futurs médecins, je vous présente... notre nouvelle salle d'opération.
- Demek El Alamein'den geldiniz?
Vous êtes partis d'El Alamein?
Size müsamaha göstermeye çalıştım, çünkü siz buraya bu ülkede insanlara,.. ... kadınlara demek daha doğru, bunun sonuna kadar zorlandığı bir yerden geldiniz.
J'ai essayé d'être indulgent parce que vous venez... d'une région du pays où les gens... les femmes, devrais-je dire... nécessitent qu'on en ait envers elles.
- Demek Annie'yi görmeye geldiniz, ha?
- Ainsi, vous veniez voir Annie?
Lord Ptolemy size önemli bir armağan vererek hoş geldiniz demek istiyor.
Le roi veut marquer son accueil avec un cadeau de choix.
Demek bizim küçük dâhiyi görmeye geldiniz.
Vous voulez donc voir notre petit génie.
- Geldiniz demek.
- Vous êtes là.
- Eh, demek buraya para için geldiniz, doğru mu?
Alors qu'est-ce que vous voulez? De l'argent?
Hepinize bu buluşmaya hoş geldiniz demek istiyorum. Genç olduğumuz ve uğruna yaşamaya değer bir amacımızın olduğu o olağan üstü yılları hatırlamak için!
Laissez-moi vous accueillir à cette réunion, une occasion de nous remémorer ces extraordinaires années où nous étions jeunes et vivions pour une cause!
Enstitüye hoş geldiniz demek istiyorum.
Bienvenue à l'institut.
Bu kadar yolu sırf bana bunu demek için mi geldiniz?
Vous avez fait tout ce chemin pour me dire ça?
Öncelikle, misafir konuşmacılarımıza hoş geldiniz demek istiyorum. Bay Wadsworth...
Je voudrais souhaiter la bienvenue à nos orateurs de cet après-midi, M. Potplaçant...
Bazı arkadaşlarıma hoş geldiniz demek istiyorum. Sanırım buradalar.
J'aimerais saluer quelques amis.
Demek geldiniz.
- Ah. - Et voilà.
Fawlty Kulelerinin sahibiyim ve... hoş geldiniz demek istiyorum harbinize.
Le propriétaire de Fawlty Towers. Je vous souhaite la bienvenue à tous...
... açılış törenine hoş geldiniz demek istiyorum.
Que serait le Far West sans braves cow-boys...?
Hepiniz beni öldürmeye geldiniz demek!
Vous venez me tuer?
Afrika'ya hoş geldiniz demek için.
Je vous souhaite la bienvenue en Afrique.
Size "Hoş geldiniz" demek istiyorum.
Je vous souhaite la bienvenue.
Bu kıyamet ve lüzumsuzluk dolu atmosferi yok etme riskini alarak, birkaç kişiye hoş geldiniz demek istiyorum.
Et maintenant, au risque de jeter un froid sur ce merveilleux climat d'effroi et de futilité, j'aimerais à présent saluer quelques-uns de nos amis ce soir.
Siz de geldiniz demek.
Vous êtes venu aussi aujourd'hui.
Öncelikle, Bay Spears'a hoş geldiniz demek istiyorum, geçen bahar kendisini hastaneye düşüren beyin yorgunluğunun üstesinden mucizevi bir şekilde geldi.
Je sais que ce sera une année passionnante et stimulante pour nous tous. Je veux d'abord saluer le retour de M. Spears, miraculeusement guéri de la congestion cérébrale qui l'avait envoyé à l'hôpital au printemps dernier.
Demek sahili görmeye geldiniz, ha?
Vous visitez la baie, hein?
Demek Avrupa'dan yeni geldiniz.
Tu viens d'Europe, c'est ça?
Buraya sırrımı çalmaya geldiniz demek!
Qu'est-ce que vous foutez là?
Hasat ziyaretine geldiniz demek.
Les festivités s'approchent, non?
Ta Burkburnett'e kadar geldiniz demek.
Vous êtes venu jusqu'ici, à Burkburnett.
Yeni sömestr başlangıcında Avondale'de yaşamaya ve bizimle çalışmaya gelen tüm yeni öğrencilerimize ve ailelerine hoş geldiniz demek istiyorum.
En ce début de semestre, bienvenue aux nouveaux étudiants d'Avondale et à leurs familles...
Demek buraya St Lucia'dan geldiniz, evraka göre 4 yaşında.
Vous êtes arrivé de Sainte-Lucie â l'âge de... 4 ans.
Demek geldiniz.
Ainsi vous êtes venue.
Ah, geri geldiniz demek.
Ah, vous revoilà!
Geldiniz demek...
Par ici, monsieur.
Ve sonuncu olarak, Moe'nun Barı "Springfield'e Hoş Geldiniz" demek amaçlı bir kupon takdim ediyor. "
C'est très bien. BIENVENUE À SPRINGFIELD Le dernier cadeau du comité d'accueil :
Önce, aramiza sonradan katilanlara hos geldiniz demek isterim.
Laissez-moi souhaiter la bienvenue aux auditeurs qui nous rejoignent.
geldiniz 33
demek 970
demek istediğim 2063
demektir 116
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522
demek istiyorsun 52
demek istediğim şu 35
demek 970
demek istediğim 2063
demektir 116
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522
demek istiyorsun 52
demek istediğim şu 35
demek ki 147
demek istedim ki 26
demek istiyor 19
demek istediğini anladım 17
demek istiyorsun ki 24
demek sensin 61
demek oluyor ki 35
demek istediğim bu değil 27
demek istediğim şu ki 19
demek istediğim bu 42
demek istedim ki 26
demek istiyor 19
demek istediğini anladım 17
demek istiyorsun ki 24
demek sensin 61
demek oluyor ki 35
demek istediğim bu değil 27
demek istediğim şu ki 19
demek istediğim bu 42