Demek istediğim bu değil translate French
318 parallel translation
Demek istediğim bu değil. Neden erkeğimi dövdüğümü etrafa yayıyorsun?
Tu as dit que je battais mon homme.
- Demek istediğim bu değil.
Je veux dire :
Demek istediğim bu değil!
Je parle d'autre chose!
Demek istediğim bu değil.
Je ne parlais pas de ce genre d'amour.
Demek istediğim bu değil... Dün akşamki gibi gene bu hikayeleri yiyeceğiz... Ben...
Si on mangeait les boulettes de riz d'hier?
- Demek istediğim bu değil.
- Ce n'est pas ce que je veux dire.
Demek istediğim bu değil ahbap.
C'est pas ce que je voulais dire.
Hiçbir Efendi kızını bir dilenciye vermez. - Demek istediğim bu değil.
A un quasi-mendiant... sa fille...
Demek istediğim bu değil.
Non, j'ai pas voulu dire ça.
Demek istediğim bu değil mi?
Ben, justement.
Demek istediğim bu değil.
Ce n'est pas ce que je voulais dire.
- Demek istediğim bu değildi.. - Sorun değil.
Oh... je ne voulais pas dire... c'est pas grave.
Demek istediğim bu değil!
– Je ne dis pas ça.
hayır, demek istediğim bu değil.
- Non, je veux dire...
Demek istediğim bu değil.
Ce n'est pas là que je veux en venir.
Demek istediğim bu değil. Keşke beni dinleseydin.
Ce n'est pas ce que je veux dire.
Hayır, bir dakika bekle. Demek istediğim bu değil.
- Ce n'est pas ce que je voulais dire.
Demek istediğim bu değil. Yalnızca biraz kendi haline bırakman gerektiğini düşünüyorum.
Je crois qu'il vaut mieux la laisser tranquille.
- Demek istediğim bu değil.
- C'est pas ce que je voulais dire.
Boks güzel ama demek istediğim bu değil.
Le kickboxing c'est bien. Je ne parlais pas de ça.
Demek istediğim bu değil.
- C'est ça que tu veux dire?
- Oh, dostum, demek istediğim bu değil.
- C'est pas ce que je veux dire.
Demek istediğim, Tracy sıradan bir kadın değil bu öğlen sonrası, ona söylediklerin için sana gücendim.
Tracy n ´ est pas une femme ordinaire. Je n ´ ai pas apprécié ce que tu lui as dit cet après-midi.
Demek istediğim, bu portakal çalmak gibi bir şey değil, ya da kitapçıyı tekmelemek değil.
Je veux dire, ce n'est pas comme de piquer des oranges... ou de dévaliser une librairie ou de piller un coffre-fort.
Hayır, demek istediğim tam olarak bu değil.
Ce n'est pas exactement ce que je voulais dire.
Demek istediğim, bu iş biraz tehlikeli değil mi?
N'est-ce pas un peu dangereux?
Benim demek istediğim bu değil.
Là n'est pas la question.
Belki de demek istediğim bu. Umrumda değil.
Peut-être est-ce la question.
Demek istediğim, bu Uzay İstilacıları değil ki!
On n'est pas dans Space Invaders!
Ne demek bu? Demek istediğim, ne söylediğin ya da yaptığın umrumda değil. Sen ve ben 3'te kavga edeceğiz.
{ \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Qu'est-ce que tu veux dire? { \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Nous allons nous battre quand la cloche sonnera à 3H00.
Demek istediğim, bu bir başkasının hatası değil.
Je veux dire, ce n'est pas comme si c'était la faute de quelqu'un d'autre.
Demek istediğim, bu senin suçun değil.
Je voulais dire, ça n'est pas de votre faute.
Demek istediğim, bu belaya biraz fazla bulaşmışsın, sence de öyle değil mi?
Tu t'es mis là-dedans jusqu'au cou, tu trouves pas?
Galeri açılırsa bilirsin, normalden çok daha fazla meşgul olacağım yani asıl konumuz bu değil ama... yani demek istediğim galeri oturana kadar.
Je sais que c'est pénible, mais ce sera juste au début.
Demek istediğim, bu benim hatam değil- -
C'est pas ma faute...
Demek istediğim, şu anda öyle olsa da, bu benim gerçek gemim değil, ve sizde benim, gerçek Kaptanım değilsiniz, bir fark yok, ama bir fark olduğunu biliyorum.
Au fond, vous n'êtes pas vraiment mon capitaine, même si c'est vous et s'il n'y a aucune différence. Mais je sais qu'il y a une différence.
Demek istediğim, bu şey değil...
Ce n'est pas...
Demek istediğim bu konuda çok iyi değil ama seks yapmaya bayılır.
Elle est nulle, mais elle aime ça.
Mesele o değil. Bu tamamiyle... şu an bana öyle bir şey sordun ki, demek istediğim, bana biraz süre tanımalısın, tamam mı?
Mais... tu me balances ça, là...
Bu maddecilikle alakalı değil, Demek istediğim, Bu sadcece sana olan aşkımın sembolü.
Ce n'est pas du matérialisme, c'est juste un symbole de mon amour.
Demek istediğim, sadece bu "kadın", hayali, değil mi?
Cette fille, elle est fictive, non?
Demek istediğim şey bu değil.
Ça n'a rien à voir avec ça.
Bu doğru zaman, değil mi? İlişkimizi tanımlamak için, değil mi? Demek istediğim, bu--bu- - Bu mükemmel.
C'est le moment d'attaquer notre relation, c'est parfait.
Tanrı aşkına- - Demek istediğim, bu--bu küçük bir şey değil.
Non parce que c'est...
Demek istediğim, bu bir video oyunu değil, evlat.
Mais ceci n'est pas un jeu vidéo, mon garçon.
Demek istediğim, bu etler sağlıklı mı, değil mi?
Est-ce qu'elle a été bien couchée?
Demek istediğim, bu onu bulduğun yer, değil mi?
C'est ici que tu l'as trouvée.
Dinle, bu senin suçun değil. Demek istediğim, öyle ama şu anda konumuzla bir ilgisi yok.
Ecoute, c'est pas de ta faute... enfin si, mais qu'est ce que ça va changer?
Demek istediğim, bu çok manidar. Öyle değil mi?
Je marque des points, là, non?
Demek istediğim, bu devirde, HTML'i ve sayısal dilleri kim bilmiyor ki, değil mi?
De nos jours, qui ne peut pas écrire en HTML ou en langage numérique, n'est-ce pas?
Demek istediğim, bunlar, yani, bu tip şeyler cenevre anlaşmasına aykırı değil mi? Bundan daha kötü olma ihtimali var mı?
Est-ce que ça pourrait devenir pire?
demek istediğim bu değildi 38
demek istediğim 2063
demek istediğim şu 35
demek istediğim şu ki 19
demek istediğim bu 42
demek istediğimi anladın mı 56
demek istediğim o değil 18
demek istediğimi anladın 18
demek istediğimi anlıyor musun 62
demek istediğimi anladınız mı 16
demek istediğim 2063
demek istediğim şu 35
demek istediğim şu ki 19
demek istediğim bu 42
demek istediğimi anladın mı 56
demek istediğim o değil 18
demek istediğimi anladın 18
demek istediğimi anlıyor musun 62
demek istediğimi anladınız mı 16
demek istediğim de bu 21
istediğim bu değil 16
bu değil 117
demek 970
demektir 116
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522
demek istiyorsun 52
istediğim bu değil 16
bu değil 117
demek 970
demektir 116
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522
demek istiyorsun 52