English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Dinle dostum

Dinle dostum translate French

689 parallel translation
Dinle dostum. - Bu takside öpüşenler olmuştu ama...
On ne s'est jamais tant embrassé dans ce taxi!
Bak, Bob, beni iyi dinle dostum belki basit bir katır hırsızı Tanrı'nın umurunda bile olmayabilir.
Le Señor Dieu se moque peut-être d'un voleur de bétail.
Ara sıra Roost'a takılırdım. Bu, beni istihbarat bürosu mu yapar? Dinle dostum, ben Charley Sweeney'in yakın bir arkadaşıyım.
C'est pas parce que je vais dans ce club que je suis un bureau de renseignements.
Korkak da değilim! Dinle dostum.
- Je ne suis pas un lâche!
- Dinle dostum- -
- Écoute voir ici...
Dinle dostum, git ona sızlan, bana değil.
Écoute, c'est elle ton problème, pas moi.
Ben de ona dedim ki : " Dinle dostum.
Je lui ai dit : " Ecoute, mon ami.
Dinle dostum, istediğimi nasıl alacağımı biliyorum.
Ecoute-moi, j'obtiens toujours ce que je veux.
Dinle dostum, bana "Mule" de.
Ecoute, mec, appelle-moi "la Mule".
Dinle dostum.
Ecoute Louis.
Dinle dostum, yetkimiz var.
Ecoute, mon pote, on a un mandat.
Dinle dostum, bu iş bittikten sonra, psikiyatrik yardım almalısın.
Ecoutez, mon vieux, quand tout ça sera fini, allez voir un psy.
Dinle dostum.
Laisse-moi tranquille!
Dinle dostum.
Ecoutez, mon ami.
Dinle dostum, şükret ki, tam bu zamanda ben Roma'ya geldim.
Ecoute, mon ami, et remercie-moi d'arriver maintenant.
Dinle dostum, sana anlatayım.
Ecoute, mon ami. Laisse-moi te raconter.
Dinle dostum. Suçlar, cinayetler... Bütün günümü dolduruyor.
Des crimes et des assassins, je m'en farcis toute la journée.
Dinle dostum, kendine istediğin ölümü seçebilirsin ama benim de yaşamaya hakkım var biliyor musun?
Vous avez le droit de mourir et moi, celui de vivre.
Dinle dostum, lütfen. Dinle beni!
Ecoutez-moi!
" Dinle dostum, sen Avrupa'ya gitmelisin.
" Écoute, tu devrais aller voir en Europe.
Dinle dostum.
Ecoute mon vieux.
Dışarı çıktık ve ona dönüp, dedim ki : " Dinle dostum, bu lanet herif katilin teki!
Quand on est à l'extérieur, je lui dis : " Ecoute, ces gars sont des putain de tueurs!
Dinle, dostum.
Le chemin de fer va passer en plein milieu de vos terres et vous n'y changerez rien. Écoutez, mon ami.
Dinle, küçük dostum.
Écoute, mon gars.
Dinle dostum.
Non.
Dinle, dostum, bunun seninle bir ilgi...
Écoute, l'ami, si tu crois que c'est...
- Bak, dinle, dostum...
- Ecoutez, mon gars...
Dinle dostum, seni acele ettirmek istemeyiz.
On veut pas vous bousculer mais il faut se mettre au boulot. Écoutez, l'ami.
- Dinle, dostum.
Pile.
Beni dinle, dostum... O Yahudi tabelası ana caddemizden yok edilmeli, anlıyor musun?
Cette enseigne juive doit disparaître du cœur de notre ville.
Dinle, dünyada iki çeşit insan vardır, dostum.
Il y a deux sortes de gens :
Evet, dinle, dostum, şansımız varsa akşam yemeğinde iki tek atarız.
Écoute, avec un peu de chance, on pourra fêter ça ce soir.
Bak, küçük dostum, beni dinle. - Hadi.
Ecoute-moi.
Dinle, ne istersen, dostum.
Écoute, fais ce que tu veux.
- Dinle, dostum...
Mon ami...
Dinle, eski dostum.
Écoutez, cher ami.
- Beni dinle, dostum. - Başını derde sokarım! - Avukatım.
Vous ne savez pas ce qui vous attend!
Dinle, dostum.
- Ecoute, mec, je me suis seulement levé pour te dire qu'un jour ton tour viendra.
Dinle dostum, insan yapması gerekeni yapmalı.
Il faut ce qu'il faut.
Haydi, dostum. Beni dinle!
Allez, écoute!
- Dinle dostum.
Ecoute, l'ami.
Dinle, dostum. Kıçımızdaki bu beladan bir an önce kurtulmak istiyorum. Tıpkı buradan kurtulmak istediğim gibi.
Ecoute mon pote je veux me débarrasser de cette chose collante et me casser.
Dinle dostum...
Ecoute, mon pote...
Hey dostum, dinle şunu.
Écoute ça.
şimdi beni dinle, dostum.
À présent écoutez-moi mon pote, regardez bien ce tokhes et ne levez pas les yeux
Haydi dostum, dinle!
Ecoute, vieux.
Şimdi beni dinle, mahkemede işler aleyhime olursa... dostum olduğunu biliyorum John. Beni sevdiğini de biliyorum.
Écoute, si tout tourne mal pour moi, je sais que tu es mon ami et que tu m'aimes bien.
Dinle, dostum.
Ecoutez...
Hey dinle dostum.
Ecoute.
- Dinle dostum.
Ecoute-le.
Dinle, Sam, dostum. Hemen halletmem gereken bir ayak işi var.
Sam, mon vieux, j'ai une course à faire!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]