Dinledim translate French
1,818 parallel translation
Benim yaptığım arama örüntülerini aradım, yani aracılı satışları ve çalan telefonu dinledim.
Donc, j'ai étudié les modèles d'appels, les achats à la paille et j'ai écouté le téléphone qui sonnait.
Che'yi dinledim, ve onun aptal planını.
J'ai écouté cet abruti de Che Et son stupide plan,
Bugün bu hikayeyi altı farklı şekilde anlatmanızı dinledim.
Je vous ai entendus raconter cette histoire de six façons différentes aujourd'hui.
Az önce 20 dakikalık bir - iyi dinle - bıldırcın avcılığı konuşması dinledim.
J'ai discuté de chasse à la caille pendant 20 minutes.
Mesajı ilk ben dinledim.
J'ai écouté son répondeur en premier.
Ben de o sesi dinledim.
Et donc j'ai écouté.
Ah, bilirsin işte tavsiyeni dinledim.
La routine. J'ai suivi votre conseil.
Hayatım boyunca başkasının ne yapmam gerektiğini söylemesini dinledim, Onun olmam gerektiğini söylediği kişi oldum.
Toute ma vie, j'ai obéi à quelqu'un d'autre, j'ai été celui qu'il voulait.
Tavsiyeni dinledim ve özel hayatımı özel tutmaya karar verdim.
J'ai suivi ton conseil, et je garde ma vie privée, privée.
Neden seni dinledim ki?
Pourquoi je t'ai écouté?
Neden seni dinledim?
pourquoi je t'ai écouté?
Bu sabah Vahşi Julia'nın radyo programını dinledim.
J'ai écoutez l'émission de Jungle Julia ce matin.
Evet... Söylediğin her şeyi dinledim. Cevabım hala hayır.
Ouais, Je t'ai entendu et la réponse est toujours non.
Ve bende onu dinledim.
Et je l'ai fait.
Onu dinledim çünkü Ryan'ın teknolojiye olan güvenine inandım.
Je l'ai fait parce que je faisais confiance à la précieuse technologie de Ryan.
Ve içlerinden biri bir adım yana kaydı ve ben de olaya dahil olabildim. Olanı biteni dinledim, benim için bu da yeterliydi.
Un d'entre eux raconta qu'il avait couché avec ma soeur la nuit d'avant, et même si je savais qu'il mentait je ne l'ai pas repris.
Radyo dinledim.
J'ai écouté la radio.
Mesajı, teorik olarak tamamen sessiz olması gereken şekilde dinledim.
J'ai essayé d'écouter le message... en situation de silence absolu.
Tekrar tekrar dinledim.
Je l'ai écouté 100 fois.
Onların tavsiyesini dinledim ve koca kıçımı alıp toz oldum.
J'ai suivi leur conseil et bougé mes fesses de là.
Yeterli dedim çünkü yeteri kadarını dinledim.
J'ai dit que ça suffisait parce que j'en ai assez entendu.
Seni alışveriş ağında dinledim.
Je vous ai entendu au télé-achat.
Aslında, o konuştu ben dinledim.
En fait, c'était plutôt elle qui parlait.
"Parçalarınızı dinledim, bize uygun değiller, ama denemeye devam edin." - Evet.
"J'ai écouté votre cassette, c'est pas notre style, mais ne vous découragez pas".
Bu arada akşam okuluyla ilgili tavsiyelerini dinledim.
Au fait, j'ai suivi ton conseil pour les cours du soir.
Neden seni dinledim ki?
Pourquoi est-ce que je t'ai écoutée?
Bütün dersleri dinledim. Çoğunu bir kereden fazla.
J'ai suivi tous les cours, la plupart plus d'une fois.
# Neden arkadaşlarımı dinledim ki?
* Pourquoi est-ce que j'écoute * * Encore mes amies *
Olayı senin tarafından dinledim Ve seni seviyorum Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
J'ai entendu votre version et je vous aime, et c'est pas une bonne idée.
- Tavsiyeni dinledim, göreceğiz.
J'ai suivi ton conseil, là.
Tamam, yeterince dinledim.
Très bien, j'en ai assez entendu.
Dedektif Brennan'dan olayların özetini dinledim.
Alors, j'ai eu le résumé de l'inspecteur Brennan.
Onları dinledim.
Je les ai entendus.
Biliyor musun, babamın kayıtlarını dinledim. 1953 Noel'ini.
J'ai écouté mon père. La K7 de Noël 53.
Onunla özel olarak görüşmedim ama "Ocakbaşı Söyleşileri" ni dinledim.
Je ne lui ai pas parlé en personne, mais j'ai écouté son émission de radio.
Bana kalırsa fazlasıyla dinledim, hem de haddinden fazla!
Au contraire, je crois que j'ai trop écouté.
Hikâyeni dinlememi istedin, ben de dinledim.
Tu m'as demandé d'écouter ton histoire, je l'ai écoutée.
Programını dinledim.
J'ai écouté l'émission.
Daha az önce sesini telesekreterden dinledim...
Je viens d'entendre sa voix sur le répondeur, alors...
Yeterince dinledim.
Ça suffit! Un sauvage!
Hayatım boyunca seni dinledim.
J'ai passé toute ma vie à t'écouter.
Ama onu mektubu okurken dinledim. Ve her şeyden çok, o kadın olmayı arzu ettiğini anladım.
Mais moi qui l'ai entendue me lire cette lettre... je peux vous assurer... qu'elle aurait plus que tout voulu être cette femme.
Radyodan arkadaşlarımın öldürülüşünü dinledim.
J'entendais à la radio comment mes amis se faisaient tuer.
Dün gece şarkını dinledim.
Je t'ai entendue jouer ta chanson, hier soir.
Ben de sizin dinlediğiniz müzik gruplarını dinledim lisede be!
On écoutait la même musique, au lycée.
Geçen gün söylediklerini dinledim de...
J'ai retenu ce que tu m'as dit l'autre jour.
Çıktığım son yolculukta, Neil Diamond dinledim. Neredeyse yolculuğun çoğu bununla geçti.
La dernière fois, j'ai écouté Neil Diamond pendant 70 % du voyage.
Sanırım çok uzun yıllar başkalarının duygularını dinledim ve kendiminkileri ihmal ettim.
J'ai passé tellement d'années à écouter les sentiments des gens que j'ai négligé les miens.
Ben seni dinledim.
Je t'ai écouté, conseillé.
Röportajı dinledim, Hank.
- J'ai entendu ton interview, Hank.
- Dinledim, ama... Bir şey söylemiyor. Tanıdık bir dil değil.
- Je l'ai écouté - - une bonne cinquantaine de fois, et ça ne dit rien dans notre langue - - c'est pas un chien ni un son de la rue - - ça n'est pas une interférence électronique non plus.
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039