English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Dinle onu

Dinle onu translate French

916 parallel translation
Dinle onu, Sam.
Fais ce qu'il dit.
Adam kaçık. Kes sesini, Jud. Dinle onu, ulan.
Tout cet argent dépensé... pour rien.
Dinle onu. Babamdır ve her şeyi bilir.
C'est mon père, il me connaît.
- Dinle onu José Luis! - Tecrübesi var, görmüyor musun?
- Écoute-le, Il sait de quoi il parle.
Ona saray yaptım, ama dinle onu!
Je t'ai sortie du marché pour un palais.
Buraya geldiğinde onu dinle, e mi?
écouteras-tu ce qu'il te dira? "
Dinle, gidip onu görürsen büyük bir iyilik yapmış olursun.
Ce serait vraiment bien si tu allais la voir.
Corny, dinle, onu görmeliyim.
Corny, écoutez, Je dois le voir.
Şu an beni bekleyen tam $ 30,000 var. Ve gidip, onu alacağım. Şimdi dinle.
30000 $ me reviennent.
Ne? Dinle, ben onu görünce tutuklarım, önce değil.
Je les arrêterai quand il faudra, pas avant!
Dinle bebeğim, onu tam istediğin kıvama getirdin.
Tu as eu tout ce que tu voulais.
Beni dinle boşboğaz. O gemi büyük 8 inçlik silahları olan çok amaçlı bir gemiydi ve biz de onu geldiği yere geri gönderdik.
Dis donc... ce croiseur-là, c'était quelque chose...
- Onu dinle
- Ecoutez-le.
Dinle Ezra, adam onu hiç anlamıyor.
Il ne comprend pas.
Hayır, dinle, hırslı ve alçak birinin bu topraklara koyun getirmesine müsaade edersek, diğerleride onu takip edecektir.
Non, écoutez, quand un seul homme est assez mesquin et cupide pour amener des moutons dans ce pays, d'autres suivront.
Dinle, Braden eğer karşıma çıkarsa onu al aşağı ederim.
Si Braden me met des bâtons dans les roues, je le détruis.
Dinle, onu attın mı?
L'avez-vous jeté?
Onu istiyor. - Dinle Skip... Senin için hissettiklerim, sana yalan söylemem.
Je ne te mentirais pas, Skip...
Onu hapse atacaklar. Dinle, Joe.
On le mettra en prison.
Onu boşver. Sadece beni dinle.
Peu importe, écoute-moi bien.
Dinle Sparrow, onu yakaladığımızda mahkemeye çıkacak sen konuşsan da konuşmasan da.
Ecoute-moi. Quand on le prendra, il aura un procès. Que tu parles ou non.
- Önce onu bir dinle Clint.
- Ecoute-la, Clint! Ecoute-la bien.
Sadece tavsiyemi dinle. Onu sıkıştırma.
Croyez-moi, il ne faut pas l'exaspérer.
Onu kafandan çıkar ve beni dinle.
Ecoute-moi bien.
Beni dinle. Bu geceki ziyafette halefimi duyurup onu kutlayacağım.
Je l'annoncerai ce soir, au cours du banquet d'intronisation.
Dinle, onu gördüm!
Ecoute moi, je l'ai vu!
Dinle, sana kaç kere söyledim onu buraya getirme diye.
Je t'avais dit que je n'en voulais pas ici.
Beni dinle. Ne diyorsam onu yap.
Tu vas faire ce que je te dis.
Hayır sen dinle. Onu dürüst ve adil bir şekilde kazandık majesteleri!
- Dans un combat loyal.
Dinle, eğer onu bir daha senin yanında görürsem öldürürüm!
Si je la revois tourner autour de toi, je la tuerai!
Dinle beni. Vincenzo'yu aradım çünkü onu zaten tanıyorum. Ama sen de işime yararsın.
Je pensais parler à Vincenzo que je connais un peu, mais toi, c'est aussi bien.
Ciro dinle, babam yarın akşam bizim eve gelmeni istiyor niyetimiz ciddi mi değil mi onu soracak.
Ecoute, papa demande que tu viennes demain soir pourvoir si tu as des intentions sérieuses.
Dinle evlat, sana bir arkadaşa ihtiyacım olduğunu söylemiştim, çünkü onu şaşırtmak ya da korkutmak istemiyorum.
Ecoutez, fiston, j'ai besoin d'un ami, parce que je ne veux pas la surprendre ou lui faire peur.
Baba öldü. Ama sana öğüdümü dinle, Viareggio'ya gitme, unut onu.
Suivez mon conseil, n'allez pas à Viareggio.
O bir albay. Onu dinle.
C'est un colonel.
Anne sözü dinle ve onu zamanında sat!
Suis mon conseil, vends-le dès maintenant!
Dinle, Fantomas bir fırsat bulup onu da kaçırırsa, felaket olur.
Dis-donc! J'ai l'impression que Fantômas ne va tarder à l'enlever, celui-là. Ça serait terrible.
Onu dinle ve izle.
Ecoute-la, suis-la.
Susy senin hocan. Onu dinle, onu izle.
Susie est ton guide, écoute-la, suis-la...
- Onu dinle.
- Ecoutez-le.
Onu dinle.
Ecoute-le.
- Dinle, onu rahat birakamam.
- Ecoute, je ne peux pas...
Onu dinle, Alex.
Écoutez-la, Alex.
Kurtar onu, kalbinin sana söylediğini dinle, daha önce ölmemiş olan milyonlar ölecek.
Sauvez-la, écoutez ce que votre coeur vous dit, et des millions de gens qui auraient dû vivre mourront.
Howie, onu dinle.
Écoute-le.
Onu dinle!
Ecoute-le!
Dinle, yavaş kullan onu.
Fais gaffe.
Tamam, dinle, onu bu sefer affet!
D'accord. Écoute. Je vais la calmer cette fois.
Dinle, burası benim ülkem ve ne istersem onu yaparım.
Il est temps pour toi de réaliser que c'est mon pays, et que j'y fais ce que je veux.
Dinle, onu köprüde kaybettik.
On l'a perdu sur le pont.
İyi madem, sen onu dinle.
Écoute ce qu'il a à dire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]