Doğru söyle translate French
799 parallel translation
Doğru söyle, neden bu gemiye bindin?
Que faites-vous sur ce bateau?
Adını doğru söyle Louie.
Épelle bien son nom.
Doğru söyle patron, o kadar büyük müydün?
Etiez-vous si important?
Doğru söyle, o kadar aptal mısın?
Es-tu tellement ballot?
Doğru söyle.
Je ne veux pas gaspiller l'argent.
Doğru söyle. Birisi yok, bunu biliyorsun.
Sauf si c'est Ernie, le plombier romantique.
Doğru söyle.
Ce que tu as à dire, dis-le.
- Doğru söyle, sence Tony onu sevecek mi? - Hayır.
Tu crois qu'elle va plaire à Tony?
Doğru söyle okumayı bildiğinden emin misin?
Tu es sûr que tu sais lire?
Doğru söyle?
C'est sûr?
" Charles, doğru söyle.
Dis-moi la vérité, Charles.
Kaptana, buradan çıkar çıkmaz doğru gemiye geleceğimi söyle.
Dis au capitaine que je monterai à bord dès que je pourrai sortir d'ici.
Şey... Stan ve ben yüzerek geliyorduk, bir vapurun yolumuza doğru geldiğini gördük.. .. bizi aynen şöyle aldılar, ve yukarı kaldırdılar.
On nageait et quand on voyait un bateau venir vers nous, on lui faisait signe et il nous prenait.
Biliyoruz ki doğru değil, duymayı istediği şeyleri ona kendin söyle. Biliyorum.
Avouez tout, elle vous pardonnera.
Bayan Chandler, masanın köşesine geçip şöyle öne doğru...
Mme Chandler, pouvez-vous aller au coin de la table
Söyle ateşi kessinler ve eve doğru koşsunlar.
Va-les prévenir de s'arrêter. ÇA va, ça va! Et dis donc, toi, là-bas, rentre à la maison, hein!
Bana bunun doğru olduğunu söyle!
Dis-moi que c'est le cas! Dis-le-moi!
Doğru olmadıklarını söyle.
C'est faux.
Lütfen, dürüstçe, bana sandığımın doğru olduğunu söyle.
Dites-moi sincèrement si ce que je crois est vrai.
Sadece doğru olmadıklarını söyle, sana inanacağım.
Moi, je vous croirai.
Francie, böyle şeylerden söz ederken lafı dolandırmayı kesmeni istiyorum. Doğru değil. Bir şey söyleyeceksen, açıkça söyle.
Parle franchement, que veux-tu dire?
Yanlış bir başlangıç yaptık ve şöyle ya da böyle bir daha da doğru yolu bulamadık.
- On ne peut qu'espérer. On a pris un mauvais départ et on n'a plus retrouvé le bon chemin.
Kendimi iyi hissedeyim diye değil, doğru olduğu için söyle.
Pas pour me rassurer, mais parce que c'est vrai.
Arkadaşına söyle de kendine doğru dürüst bir iş bulsun.
Qu'il fasse un métier honnête.
Seninle şimdi, bu gece evleneceğim. Fakat bunların doğru olmadığını söyle.
Je t'épouserai ce soir, mais dis que tu mens au sujet de Jean.
Aç bakalım ağzını da ne diyeceksen doğru dürüst söyle.
Dégoise ce que tu as sur le cœur!
Rıhtıma doğru in ve Eke'i aradığını söyle...
Descendez à l'embarcadère, et demandez à voir un bonhomme...
Şöyle arka tarafa doğru gidin Bay Banks.
Maintenant, il nous faut une mariée. Vous serez la mariée.
Söyle doğru mu bu senin yaşında?
À votre âge, est-ce bien malin?
Söyle doğru mu bu senin yaşında?
À votre âge, croyez-vous que c'est bien?
- Düşüncesi Wichita, Kansas'a uçmak, bir çift kürekle iç kısımlara doğru yürümek ta ki, birinin şöyle diyeceği bir yere varana kadar :
Son idée est d'aller vers l'intérieur. Jusqu'au Kansas... là où l'on n'entend jamais... parler de la mer.
Söyle bakalım, bu sezon gösteriyi kısa keseceğin doğru mu?
Est-il vrai qu'on fera une saison courte cette année?
Don, bana gizlice söyle, sen ve Lina için evlilik çanlarının yakında çalacağı söylentileri doğru mu?
Une confidence entre nous les rumeurs sur un éventuel mariage sont-elles fondées?
Evet, yer yoksa doğru adamı bul başkalarını uçağa almazsa ona bahşiş vereceğimizi söyle.
S'il n'y a pas assez de places, trouvez le bon interlocuteur et dites-lui que s'il vire des gens de l'avion, nous saurons être reconnaissants.
Doğru olmadığını söyle.
Dis-moi que ce n'est pas vrai.
Rosario, doğru olmadığını söyle.
Rosario, dis-moi que ce n'est pas vrai.
Doğru olmadığını söyle.
Dites-moi que ce n'est pas vrai.
Yavaş yavaş söyle ki, doğru anlayayım.
En prononçant clairement, qu'il n'y ait pas d'erreur.
Balık kendi seçtiği yöne doğru durmaksızın giderken balığın ne kadar güçlü olduğunu hissedebiliyordu ve şöyle düşündü :
Il sentait la force du grand poisson se dirigeant fermement vers le but qu'il avait choisi. Et il se dit :
Perkins'e arabayı harabelere doğru getirmesini söyle, sonra da bizi takip et.
Dites à Perkins d'amener le chariot aux ruines, et suivez-nous.
Sen de söyle. - Doğru efendim. Yeni bir arabası var.
- En plus, il a une nouvelle voiture.
İlk seti aştıktan sonra bu tarafa doğru ilerlemesini söyle.
Quand il atteindra la première tranchée, qu'il vienne par ici.
Söyle bana, Bay Jackson'un söyledikleri doğru mu?
Jackson dit vrai?
Doğru söyle.
Dis-moi Ia vérité.
Önce sen doğru olup olmadığını söyle.
- Dis-moi si c'est vrai, d'abord.
- Bana doğru olduğunu söyle!
- Dis-moi si c'est vrai!
- Biz bir araba çaldık. - Bana, bunun doğru olmadığını söyle!
- On a volé une voiture.
Yani şöyle doğru düzgün bi banyo.
j'ai jamais eu le temps.
Quint'e söyle kaçan iki kişi tepeye doğru tırmanıyorlar ama birini vurdum galiba.
Va dire à Quint qu'iIs vont vers l'ouest. Tu penses en avoir touché un.
Sen bana doğru yolda olup olmadığımızı söyle yeter.
Dis-moi juste si on prend le bon chemin.
Sen Bunu ona söyle, doğru düzgün yap.
Vous... dites-lui une chose, et soyez clair.
doğru söyledin 27
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemedin 49
söylemek istediğim 130
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemedin 49
söylemek istediğim 130
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söylemem gerek 33
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söylemem gerek 33
söyledin mi 33
söyleyemem 305