Dünyayı translate French
9,927 parallel translation
Ve bunlar onların dış dünyayı gördükleri son seferdi.
Ce furent les dernières choses qu'ils virent du monde extérieur.
Bu dünyayı daha iyi bir yer yapabilmek için elimden geleni yapmadığımı düşündüm.
J'avais le sentiment de ne pas faire suffisamment pour faire de ce monde - un monde meilleur. - waouh.
Babam dünyayı terk edeli altı hafta oldu.
Cela fait six semaines que mon père a quitté la Terre.
Herkes dünyayı kurtardığını söylüyor.
Tout le monde dit qu'il a sauvé le monde.
Dünyayı kurtardık.
Le monde est sauvé.
Ben ve Monte dünyayı ele geçireceğiz.
Monty et moi allons conquérir le monde.
Tüm dünyayı gezmiş.
Il est tombé amoureux.
Kariyerini, dünyayı benim ciddiye alınmamamı ikna ettiği bir günah üzerine kurdu.
Tu vois, Il a construit sa carrière sur le péché originel de convaincre le monde que je ne devais pas être pris au sérieux.
Öğrenci olarak uçak bileti alıp dünyayı dolaşıyormuş.
Elle voyageait en tant qu'étudiante avec un billet "autour du monde".
Hayata hazır. - Dış dünyayı kendi başına keşfetmesine izin vermeliyiz.
On doit la laisser régler ses problèmes par elle-même.
Boş verelim dünyayı.
- Soyons damnés.
Dünyayı tahamül edilmez bulduğunu biliyorum ama hayat dışarıda.
Je sais que vous trouvez le monde un peu trop accablant, Mais c'est là, dehors, que la vie se déroule.
Hobileri arasında dünyayı domine etmek ve sanat koleksiyonu yapmak olan bir milyarder.
C'est un milliardaire de la finance dont les hobbies sont contrôler le monde et collectionner des tableaux.
.. ikiz asallar ile ilgili varsayımınız.. .. bu sayı teoriniz dünyayı alevlendirdi.
Votre article sur la conjecture des nombres premiers jumeaux a mis le monde de la théorie des nombres en ébullition.
Biri düzgünce öldürmenin yolunu bulabilse dünyayı değiştirir.
Si quelqu'un trouvait un moyen de le tuer sans risque, le monde changerait.
Dünyayı sonra kurtarırız evlat.
Ouais, eh bien, nous sauverons le monde plus tard, mon garçon.
Hakiki dünyayı görmesi için insan yerleştiriyoruz içeriye.
Nous infiltrons un homme pour découvrir son exacte nature.
Dünyayı çoğu insandan farklı algılıyoruz.
Nous traitons le monde différemment de la plupart des autres personnes.
Bana bu dünyayı açıkla, anneciğim.
Expliquez-moi ce monde, maman.
Ford amcayla dünyayı kurtrmaya falan kesinlikle gitmelisin.
Va sauver le monde avec Oncle Ford. - Tu es sûre?
Şimdi kim dünyayı kurtarmak ister, çırak?
Maintenant, qui veut sauver le monde, apprenti?
Bütün dünyayı, ellerinde tutuyor.
♪ Il a le monde entier entre ses mains ♪
Dünyayı anladığını sanıyorsun ama hayır.
Tu penses comprendre le monde, mais non.
Dünyayı yaratmak için tanrının tek bildiği şeyden vazgeçmesi gerekti.
Pour créer l'univers, Dieu à dû... il a dû abandonner la seule chose qu'il ait jamais connue.
- Dünyayı ele geçirmek isteyen kötüler gibi.
- C'est un méchant de James Bond.
Mutlu, memnun adamlar dünyayı yönetmezler işte bu yüzden dünyayı yöneten o değil.
Les hommes heureux, comblés ne dirigent pas le monde, c'est pourquoi il ne dirige pas le monde.
Çok az daha araştırmayla birlikte bu pirinç bütün dünyayı besleyebilir.
Dans les endroits où on en a le plus besoin. Avec plus de recherches ce riz... pourrait nourrir le monde entier.
NZT tüm dünyayı değiştirecek Rebecca.
Le NZT va changer le monde entier, Rebecca.
Dünyayı dehşete düşürme evrenin her yerindeki tarlalara aynı tohumu ekmenin tehlikesine devasa bir ışık tutma şansını sezdi.
Il a saisi sa chance de terrifier le monde, de mettre en évidence glorieusement les dangers de planter la même semence dans les champs à travers le monde.
Hep dünyayı görmek istemiştin.
Tu as toujours voulu voir le monde.
Artık ne istediğimi öğrenmem için dünyayı gezmeme gerek yok.
Je n'ai plus besoin de voir le monde pour savoir ce que je veux.
Bütün dünyayı içime çekeceğim sanki.
Je sens que toute ma vie est aspirée par là.
Bütün dünyayı burjuvalaştırane şey insan değilse çok yakında, insanların buna parası yetmeyecek.
Si quelque chose de pas humain embourgeoise le monde entier, bientôt plus personne ne pourra plus se le payer.
Neden dünyayı gezip burjuvalaşmış sanat ve yiyecek bölgelerini altüst ettiğini söylemek istersin belki?
Vous allez me dire pourquoi vous voyagez dans le monde entier pour prendre en photos des quartiers revitalisés.
Dünyayı kasti olarak burjuvalaştıran ve böylece insanların artık parasının yetmeyeceği bir dünya için çalışan varlıklar var!
Il y a des êtres qui embourgeoisent volontairement la Terre afin que les humains ne puissent plus se l'approprier.
Somunlar Endüstri Devrimi'nden veri dünyayı bir arada tutmuşlardır.
Les fous ont maintenus le monde ensemble depuis la révolution industrielle.
- NZT bütün dünyayı değiştirecek.
- Le NZT va changer le monde.
- Dünyayı koruyoruz.
On protège le monde.
Süper kahraman olup dünyayı kurtarabilirsin.
Tu pourrais sauver le monde, façon Avengers.
Eşim olacaksın, dünyayı, kolonileri dolaşacağız.
Tu seras ma femme et on voyagera dans le monde, vers les colonies.
Paige ise dünyayı anlamamıza yardımcı olurken biz de onun dahi oğlunu anlamasına yardım ederiz.
Et Paige traduit le monde pour nous et nous l'aidons à comprendre son fils surdoué
Dünyayı tuhaflıklarınızla yakıp kavurun.
Enflammez le monde par votre folie.
Tamam millet, Bill kasabayı ele geçirdi, ve eğer tuhaflıkları yayılacak olursa, tüm dünyayı ele geçirecektir.
Bill a pris le contrôle de la ville et si sa folie se répand, il va s'emparer du monde.
Bu dünyayı ben yarattım.
J'ai créé ce monde.
Bu dünyayı daha iyi bir yer yapmanın ruhuyla,... Bay Harman Bayan Feldman'a 50 bin dolar teklif ediyor,... istediği yerde yeni bir restoran açması için.
Mais pour faire preuve de bonne volonté, M. Harman est prêt à offrir à Mme Feldman 50.000 $ pour ouvrir un nouveau restaurant où elle veut.
Güneş patlamalarının dünyayı yok edeceğine dair yazdığın yazıyı yeni okuduk.
On a lu votre essai sur comment les flamboiements solaires vont éradiquer la vie sur Terre!
Artık dünyayı yüz gözümle görüyorum.
Je vois désormais le monde avec une centaine d'yeux.
Ve şu an dünyayı kurtarmanızı istiyoruz sizden!
vous allez devoir protéger la Terre!
Geriye dönerken heyecanlanmamın sebeplerinden biri, dizinin Dünya Ticaret Merkezi'nin bombalanmasının üzerinden çok geçmediği 2002 yılında sona erdiği zamandan tamamıyla farklı bir dünyayı ele almamızdı.
Ce qui m'excitait le plus, dans ce retour, est que nous sommes dans un monde qui a complètement changé depuis la fin de la série en 2002, peu après la destruction du World Trade Center.
Bunu daha önce de görmüştüm, bazı gerçekleri bildiğini, dünyayı kurtarabileceğini sanıyorsun!
Je t'ai déjà vu croire que tu approchais la vérité, - que tu pouvais sauver le monde!
Tek başına bilim dünyayı değiştiremez.
La science ne peut pas changer le monde toute seule.
dünya 1278
dünyanın 28
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünyanın sonu 17
dünyanın 28
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünyanın sonu 17