English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Gitmeliyim

Gitmeliyim translate French

10,354 parallel translation
Tuvalete gitmeliyim.
Je dois aller faire pipi.
Ben gitmeliyim.
Je dois y aller.
Gitmeliyim.
Je dois y aller.
Gitmeliyim. Burada kal.
Reste ici.
Göğüslerinin ikisi. Ofise gitmeliyim, asistan bulmalıyım.
Tes deux seins.
G-Gitmeliyim..
Je devrais y aller.
Gitmeliyim.
Je devrais y aller.
Üzgünüm, gitmeliyim.
Désolé. Il faut que j'y aille.
Tek başıma gitmeliyim.
Je dois y aller seul.
Gitmeliyim Kiran.
Je dois y aller, Kiran.
Sanırım kusmadan önce gitmeliyim.
Je crois que je vais y aller avant de vomir.
Onlarla gitmeliyim.
Je dois aller avec eux.
Siktir ya, özür dilerim bebeğim. Çok acil bir durum var. Gitmeliyim.
Je suis désolé, une urgence, je t'appelle plus tard.
Onu görmeye gitmeliyim.
Je devrais aller le voir.
İşe gitmeliyim.
Je dois aller bosser.
Gitmeliyim.
Il faut que j'y aille.
- Mm. - Her neyse. Gitmeliyim.
Quoiqu'il en soit, je dois partir.
Sen artık iki boğaz besliyorsun. Olmaz, işe gitmeliyim.
Je dois aller travailler là...
- Gitmeliyim. - Bırak beni - Özür dilerim.
Je vais chercher un nouvel emploi après la naissance du bébé.
Şimdi gitmeliyim. MC Skat Kat'le öğle yemeğim var.
Je dois y aller, je déjeune avec MC Skat Kat.
Tamam o zaman, deliksiz bir uyku için nereye gitmeliyim?
Okay, donc je vais où si je veux être défini par des nuits de sommeil complètes?
Üzgünüm, gitmeliyim.
Je suis désolée. Je dois y aller.
Tuvalete gitmeliyim ;
Je dois utilisé les toilette ;
Gitmeliyim, iş var.
Je dois y aller. Le travail. Vas-y.
Gitmeliyim.
Je vous laisse.
Gitmeliyim.
J'ai besoin de partir.
- Olmaz, gitmeliyim.
- Je dois y aller.
Ah, işe gitmeliyim.
Ah, je dois aller travailler.
"Sana söylemeyeceğim bir sebepten ötürü bir yerlere gitmeliyim" mi dedin?
Tu lui as dit que tu devais partir et que tu ne pouvais rien dire de plus?
Tamam, eve gitmeliyim.
Je devrai rentrer.
- Ben artık gitmeliyim.
Je devrai y aller.
Polise gideceğim, gitmeliyim.
Je dois aller voir la police.
Huck? Huck! Gitmeliyim.
Je dois y aller.
Şimdi gitmeliyim.
Je dois y aller.
Eğitmenimin yanına gitmeliyim.
Il y a une taupe?
Kalamam. Gitmeliyim.
En fait, je dois partir.
Güvenlik toplantıma geç kalacağım. Gitmeliyim.
Mec, je vais être en retard à mon briefing sur la sécurité.
Hemen gitmeliyim.
Je dois y aller maintenant.
Neyse gitmeliyim.
Enfin, je devrais, Je devrais rentrer.
Şimdi önümde bir sürü yol görüyorum doğru olduğuna inandığım yoldan gitmeliyim.
Mais maintenant je me retrouve devant un carrefour, et je dois décider que ce que je crois est vrai.
Biliyorum fakat eski haritacım Michael Edward Upton ölüyormuş, onun yanına gitmeliyim.
- Je sais, mais mon compagnon cartographe Michael Edward Upton agonise et je dois aller le rejoindre.
Gitmeliyim millet.
Je dois partir, les amis.
Tanrım gitmem gerek, yarın erken kalkmam gerekiyor... gitmeliyim millet.
Je dois y aller. Je dois ouvrir tôt, demain. Je dois partir, les amis.
Gitmeliyim.
je dois y aller.
- Gitmeliyim.
Je dois y aller.
- Gitmeliyim.
Où?
Gitmeliyim.
- Écoute : je dois y aller.
- Gitmeliyim.
- Je dois y aller.
Banyoya gitmeliyim.
Je dois aller aux toilettes.
Arkadaşlar, ben gitmeliyim.
Je dois y aller.
- Ben cidden gitmeliyim.
Je devrais vraiment y aller. Non.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]