Gelme translate French
4,482 parallel translation
- Üstüme gelme Billy.
Lâche moi, Billy.
Tekrar bir araya gelme ihtimaliniz var mı?
Aucune chance que vous vous remettiez ensemble?
Üzerime gelme.
Ne me tentez pas.
Buraya kadar seni bırakmak için gelme- -
Je ne suis pas venue jusqu'ici pour repartir
O yüzden gidip geri gelme konusuna odaklanalım. - Komutana inan.
Et dans ce cas, nous ne devons penser qu'à partir puis revenir.
Neyse, hatır için geleceksen gelme.
En tout cas les choix que tu fais, je veux pas que tu les fasses pour moi.
- Gelme sebebiniz nedir?
Ziva David.
Daha doğru dürüst kendime gelme fırsatı bulamadan seni tekrar kaybettim ve bunca yıl boyunca içime attığım onca acı tekrar geri geldi ve tekrar bununla başa çıkabilir miyim bilmiyorum.
Et avant même que j'ai pû respirer... je t'ai perdu une fois de plus, et toute cette peine que j'ai refoulé toutes ces années, est revenue, et je... Je ne savais pas si je pourrais encore le supporter.
Sana gelme sebebim bu.
Je suis là pour ça.
Üzüntülerin üstesinden gelme yolunun biraz tecrübe edinmekten geçtiğini öğrendim.
Ma consolation? Chaque revers apporte de la connaissance.
Hiç gelme buraya.
Ne viens pas ici.
Gold coasttan gelme gibisin.
Vous semblais avoir une enfance en or
Bir daha geri gelme.
Et ne jamais revenir.
Kocanın aniden eve gelme olasılığı yok değil mi?
J'espère que ton mari ne va pas venir?
Ve bir daha bu eve gelme. Ne yapacaksın?
Et ne reviens plus ici.
Yakınıma gelme.
Mais ne m'approche pas.
Bu arada geri de gelme Gail.
Et ne revenez pas, Gail.
- Gelme ihtimalini biliyorsundur.
Tu devais t'en douter.
Kral'a karsi gelme gibi bir niyetimiz yok.
C'est juste pour se cacher temporairement.
- Hayır, hayır, oltaya gelme.
- Non, ne mords pas à l'appât.
Peşimden gelme.
Ne me suis pas.
"Bak, tuhaf olacağı için sen en iyisi gelme" diye çok güzel şekilde söyledim.
J'ai très bien dit : "Écoutez. Ça serait mieux si vous ne venez pas à cause de l'embarras".
Buraya gelme amacım sizi barbeküye davet etmekti.
Bon voila, je suis ici pour vous inviter à un barbecue.
- Buraya gelme sebebim.
De ma mission ici.
Kendime gelme sürecinde bir yangın çıktı evimde.
Pendant que je me remettais de la procédure, il y a eu un incendie.
Depoda dövüştüğüm adam elinde adadan gelme serumlardan toplu üretime geçmek için yeterli her şey var.
L'homme que j'ai combattu dans le bunker, Il a tout ce dont il a besoin pour une production en masse du sérum trouvé sur l'île.
Erkeklere karşı gelme isteği mi yoksa kendi mutluluğunuzdan mahrum olmak mı?
Est-ce pour défier les hommes? - Ou s'agit-il d'œuvrer pour votre propre bonheur?
Gelme.
Ne le fais pas.
- Yanıma gelme.
- N'approchez pas.
Aslında gelme nedenim...
En vérité, je voulais...
Fransa'dan gelme nedenlerim konusunda Moray'e doğru söylemedim.
Je n'ai pas été honnête avec Moray concernant les raisons pour lesquelles j'ai quitté la France.
Sana zarar gelme düşüncesini bile kaldıramam.
Je ne peux pas supporter la pensée qu'il puisse t'arriver quelque chose.
- Gelme sebebin ne? - Bir şey sormak istiyorum.
Y a-t-il une raison pour que tu sois ici?
- Bir daha sakın bana insanların önünde karşı gelme!
Ne refais plus jamais ton insolent devant quelqu'un!
Aslında, gelme sebebimiz silahlar.
En fait, nous sommes ici pour les armes.
- Yarından itibaren çalıştığım yere gelme.
A partir de maintenant, ne viens plus à mon travail.
- Gelme.
Ne t'approche pas.
Herhangi bir sahne. Kristin Chenoweth ona yemek vermeyi... unuttuğunda bayılınca ağlayıp bana gelme o zaman.
aucune scene ok, ne viens pas pleurer vers moi quand Kristin Chenoweth crevera parce que tu as oublié de la nourrir
Bu da yeni üstesinden gelme mekanizmalarından mı?
C'est un nouveau mécanisme de défense?
- Bakayım. - Gelme.
Ne t'approche pas.
Bu bakterinin Afrika'dan gelme ihtimali var mı?
Y a-t-il une chance que cette bactérie vienne d'Afrique?
Aslinda hiç zahmet edip gelme.
J'essaie. Tu sais quoi? Ne t'embête pas à venir.
Kendin için neyin iyi olduğunu biliyorsan, buradan hemen git ve bir daha sakın gelme.
Pour votre bien, vous devriez partir.
Buraya gelme sebebimiz bu mu yani?
On en est arrivés là?
Tehditin kendi güvenliğinden gelme ihtimali de var.
Y a-t-il une chance que la menace puisse venir de son propre service de sécurité.
Evet, meydana gelme şekillerinden biri.
Oui, çà arrive
Gelme sakın.
Ne viens pas.
Buraya gelme. Çok tehlikeli.
T'as pas intérêt à t'approcher.
Yanıma gelme.
- M'approchez pas.
Geri de gelme.
Et ne reviens pas.
Dur orada gelme!
Hé.
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelmek ister misiniz 20
gelmedi mi 34
gelmem 23
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelmek ister misiniz 20
gelmedi mi 34
gelmem 23