Güneyin buharlısı translate French
38 parallel translation
Seni parçalayamayacaklar, Jack. Ve Güneyin buharlısı senin olacak.
Rien ne peut vous écraser et vous obtiendrez le Southern Cross.
Elbette Amiral DevereAux, Güneyin Buharlısı gibi iyi bir gemiyi yönetmek için deneyimli bir kaptana ihtiyacınız var. Nede olsa buharlı.
Oui, commodore Devereaux, il vous faut un capitaine plus expérimenté pour commander un aussi bon bateau que le Southern Cross, vapeur et le reste.
Güneyin Buharlısı ile ilgili.
Il s'agit du Southern Cross.
Steve, Güneyin Buharlısı ile ilgili söyleyeceklerimi dinlemek için biraz zaman ayıramaz mısın?
N'avez-vous pas une minute pour écouter ce que j'ai à vous dire à propos du Southern Cross?
Ve gözünü Güneyin Buharlısı'na dikme.
Et cessez de regarder le Southern Cross.
Havana'da Güneyin Buharlısı'nı ona verirsek...
Jack Stuart pourrait partir avec moi pour le sud. On radoube le Southern Cross à La Havane. Rappelez-vous...
Güneyin Buharlısı'nı, Jubilee'yi kaybetmiş bir adama mı vereceksin?
Vous confiez le Southern Cross à celui qui vient de couler le Jubiiee?
Onu temize çıkaracak kanıt bulursan, Güneyin Buharlısı'nı ona ver. Sen yaşlı bir deniz aslanısın.
Si vous avez une preuve qui l'innocente, confiez-lui le Southern Cross.
Güneyin Buharlısı'nı mı?
Le Southern Cross?
Güneyin Buharlısı'nın kaptanı olsun diye ve başka bir nedeni yok!
Et que vous lui confiez le commandement du Southern Cross, et rien d'autre.
Güneyin Buharlısı'nı kullanabilen ve yelken açabilen bir adamla.
Un homme qui peut affronter la tempête et soulever une voile.
Güneyin Buharlısı'na!
Le Southern Cross.
Burada "Güneyin Buharlısı" nın kaptanı benim.
J'ai l'ordre de commandement du Southern Cross dans ma poche.
"Güneyin Buharlısı" hangi kargoyu taşıyor biliyor musun?
Savez-vous ce que transporte le Southern Cross?
"Güneyin Buharlısı" nı batıracağız.
Je vais faire naufrager le Southern Cross.
Bunlar "Güneyin Buharlısı" nın kargosu.
C'est la cargaison du Southern Cross.
"Güneyin Buharlısı" enkaz olamaz, Bay Tolliver.
Le Southern Cross ne peut pas avoir fait naufrage.
- Öyleyse kaptan sensin. Güneyin Buharlısı'nı Havana'da durdurmalıyım.
Je dois arrêter le Southern Cross à La Havane.
"Güneyin Buharlısı" nı batıracak.
Il va faire naufrager le Southern Cross.
Güneyin Buharlısı'nı benim gemimle durduramayacaksınız, Bay Tolliver.
Vous n'arrêterez pas le Southern Cross avec mon bateau.
Güneyin Buharlısı.
Le Southern Cross.
Güneyin Buharlısı'nın kaptanı olmadan önceki gece... Cutler'la konuştun mu konuşmadın mı? Şu anda senin savunmanı üstlenmiş olan adamla?
Le soir de votre prise de commande du Southern Cross, avez-vous parlé oui ou non avec King Cutler, l'homme qui vous sert de défense?
Güneyin Buharlısı'nın batırılmasının arkasında kim var?
Dites-moi qui est à l'origine du naufrage du Southern Cross.
Güneyin Buharlısı ile ilgili bana hiç kimse emir vermedi.
Je suis le seul à avoir donné des ordres sur le Southern Cross.
Güneyin Buharlısı'nın batışına tanıklık ettiniz.
Vous êtes un témoin oculaire du naufrage du Southern Cross?
Güneyin Buharlısı batarken neden kayalıklarda bekliyordunuz?
Que faisiez-vous près du récif qui a coulé le Southern Cross?
Güneyin Buharlısı'ndan Widgeon'ı çağırın.
Faites venir Matthias Widgeon, second du Southern Cross.
Güneyin Buharlısında kömürcü olarak çalışan, Barbados'un özgür adamlarından birisin.
Vous êtes un homme libre de la Barbade, machiniste - sur le Southern Cross?
Güneyin Buharlısı yolcu taşıyor muydu?
- Le Southern Cross avait-il des passagers? - Non.
Ve o gemide Güneyin Buharlısı idi.
Et le fait est que c'était le Southern Cross.
Güneyin Buharlısı'nın enkazına dalış yapılana dek bu duruşmayı erteliyorum.
Que ce tribunal se réunisse près de l'épave du Southern Cross.
Jack Stuart "Güneyin Buharlısı" na komuta etmeyecek.
Jack Stuart ne prendra pas les commandes du Southern Cross.
Eğer Güneyin Buharlı'sı batarsa...
Si le Southern Cross coule à pic... Il ne coulera pas.
Güneyin Buharlı'sı batmayacak, Bay Tolliver. Geminin kaptanı, Kaptan Stuart.
Le capitaine Stuart est aux commandes.
Oh, bir buharlı olduğunu biliyorum. Sanırım Güneyin Buharlı'sı.
C'est sûrement le Southern Cross.
Güneyin Buharlı'sı batarken neden mercan kayalığında beklediğinizi de gösterecek misiniz?
Allez-vous aussi montrer ce que vous faisiez près du récif quand le Southern Cross s'est échoué?
Güneyin Buharlısı'nı avını bekleyen bir kuş gibi bekliyordu.
Vous saviez qu'il allait faire naufrage.
Bu mahkeme Güneyin Buharlısı'nın enkazının olduğu yerde yapılacak.
Que ce tribunal se réunisse près de l'épave du Southern Cross.
güney 137
güneyde 29
güneye 48
güney afrika 87
güneybatı 23
güney pasifik 33
güney amerika 163
güneydoğu asya 29
güneyden 17
güney carolina 23
güneyde 29
güneye 48
güney afrika 87
güneybatı 23
güney pasifik 33
güney amerika 163
güneydoğu asya 29
güneyden 17
güney carolina 23