English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Haline bir bak

Haline bir bak translate French

596 parallel translation
Ama David şu haline bir bak. - Halimde ne varmış?
- Qu'est-ce que j'ai?
- Şu soyunma odasının haline bir bakın.
Quelle loge!
Vay canına, vagonumuzun şu haline bir bakın.
- Seigneur! Regardez ça!
Müdür koltuğundaki haline bir bak.
Regardez-vous, dans le fauteuil du directeur.
- Şu haline bir bak!
- Voyez vous-même.
Şu haline bir bak, inatçı aptal!
Content de ce résultat, tête de mule?
Yüzünü de. Şu haline bir bak.
N'oublie pas le museau, tu es toute sale.
Şu haline bir bak! Tepede yalnız kalmışsın!
Regardez-le tout seul!
Haline bir bak.
Regardez-vous!
Ama şu haline bir bak. Atmacaya babalık yapan çaylak kuşu için mükemmel bir örneksin.
Je n'aurais jamais cru que tu puisses réaliser un tel miracle.
Haline bir bak, korkudan ölüyorsun!
C'est dangereux.
" Şu haline bir bak!
Regarde dans quel état tu es!
Şimdi bunları konuşmaya gelmedim. Oğlum Harold'ın haline bir bak. İyi görünümlü bir çocuk.
" cheveux blond-roux, yeux bleus globuleux, fauteur de troubles zélé.
Şu haline bir bak
Regardez-vous...
Onun haline bir bak. Beş parasız, ürkmüş, neredeyse işten atılmış.
Regardez-le : fauché, cinglé, et bientôt, chômeur!
Şu haline bir bakın.
Regardez-moi sa tenue!
Bayan Diogenes'in haline bir bak.
Regarde Madame Diogène.
Şu haline bir bak!
Regarde dans quel état tu es!
Haline bir bakın!
Regardez-la!
- Hayır, hayır! - Haline bir bak!
- Tu lui a donné ton corps!
Haline bir bak!
À qui ressemble toi, hein?
Şimdi ki haline bir bak. Palmiye ağaçlarının altında oturup Rin Tin Tin'in diyaloglarını yazıyor.
À l'ombre de ces maudits palmiers à écrire les dialogues de Rin Tin Tin.
Tanrım, şu haline bir bak.
Bon Dieu, regarde-toi, regarde-toi.
Şu haline bir bak!
Regardez votre état!
Şu haline bir bak.
Regardez son oeuvre.
- Şu... şu haline bir bak.
- Regarde-toi.
Şu haline bir bak!
Regarde-toi.
Colton, haline bir bak.
Colton, regarde-toi.
- Şu haline bir bak!
- Dans cette tenue?
DAVID, haline bir bak.
Regardez-vous.
Saçımın haline bak. Düzeltebilmenin bir yolu yok.
Mes cheveux sont complètement défaits.
Şu haline bak, kasap dükkanındaki bir kuzu gibi asılmışsın.
Regarde-toi, pendu comme un agneau dans une boucherie.
Haline bak. Teslim edecek bir şeyin kalmayacak.
Recouche-toi, si tu tiens à la vie.
Şu haline de bir bakın. Kristal küresine bakıp duruyor!
Regardez-le contempler fixement son verre.
- Tamam, efendim. - Şu haline bak! Bir paçavra gibi hırpalanmışsın.
Regardez-vous... cabossé, dépenaillé...
Sana bir bakayım dedim, şu haline bak.
Je monte te voir une minute, et voilà ce que je trouve.
Şu haline bir bak.
Un "24 ans" bien nerveux!
Bir de şimdi haline bak!
Et te voilà!
Şu insanların haline bir bakın!
Et puis tous ces gens!
Yemiyor ki. Bir evlendiğim kadına bak, bir de şu haline bak.
Elle ne mange rien.
Şu haline de bir bak.
- Plus que d'habitude, tu veux dire?
Evet. Bir de şimdiki haline bak.
Regarde ça maintenant.
Bir de şu haline bak!
Mais maintenant, tu es comme nous.
Şu haline bak, onun yaşında bir adamın.
Se mettre dans cet état à son âge!
Şu haline de bir bak, beyaza döndün.
Tu es blanche comme un linge.
Bir de şu haline bakın.
Et regardez-le!
Soğuk ve kasvetli bir ruh haline büründü ve bir bakıma Cortés komutasındaki İspanyolların... Meksika'yı fethetmesine yardımcı olmuş oldu.
Il devient distant et mélancolique... et contribue, dans un sens... à la conquête espagnole du Mexique, organisée par Cortez.
haline bak! Beyazlar içinde bir buz kalp
T'es certainement Cœur Glacé aux Habits Blancs.
Önüne bir dava atmaya çalışıyorum, şu haline bak.
Je te branche sur un dossier et regarde-toi.
Şu haline bak dostum. Lanet bir yuppi gibi görünüyorsun.
Tu ressembles à un putain de yuppie!
Şu haline bak. 60'ların yürüyen bir müzesi gibisin.
Regarde-toi. On dirait le Musée des Epidémies.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]