Har translate French
228 parallel translation
Harıl harıl yeni bir kitap yazıyordu.
Il avait travaillé dur sur un livre.
Har halükarda öğleden sonra telefon edersin değil mi? Burada olmasam bile mesaj bırakırsın.
Appelle-moi dans l'après-midi et laisse-moi un message.
Tommy, babanın bizim için harıl harıl çalışması gerektiğini biliyorsun değil mi?
Tu sais que ton père doit travailler dur pour nous, n'est-ce pas?
Ama, zamanında aptalca har vurup harman savurdum işte!
Mais j'ai été sotte de jeter ainsi mes perles...
Burayı sen har vurup harman savurasın diye kurmadım ben.
Je n'ai pas passé ma vie à monter cette affaire pour que tu la détruises.
Ben mangırları har vurup harman savuran, sonrada bir don bir gömlek kalanlardan değilim..
Je ne suis pas un de ceux qui dépensent sans compter... et qui se retrouvent sur le sable.
Ha-ha komik mi, yoksa ha-ha-ha-ha komik mi, veya hardi-har-har komik mi?
Un petit rire ha-ha, ou un bon rire ha-ha-ha-ha, ou un énorme Oh-ho-ho-ouh-ho?
Bunun anlamı har tarafta bir şeyler var.
Ça veut dire que des choses se passent.
İyi yiyor, iyi uyuyorduk. Har vurup harman savuruyorduk.
On mangeait bien, on faisait la grasse matinée, on pouvait flamber.
Seter So Har bize zevkin bütünlüğünü yaratan,... on elementin derinliğini gösterir.
Le Sepher Zoohâr... nous initie aux mystères des Séfarades.
Har annenin de edeceği gibi ben de merak ediyorum doğrusu.
Ceci m'intéresse aussi. Étant mère, je sais ce qui est important.
Şimdi, şunu dinle : Bazı dostlar... Günışığı Eyaleti'nde verilecek küçük bir karşılama partisi için harıl harıl çalışıyorlar.
Ecoute ca. ils sont plusieurs a vouloir t'organiser un comite d'accueil au royaume du soleil.
Har saat dünyanın her yerine yeni çikolatalar gönderiliyor.
À toute heure... de nouvelles cargaisons arrivent.
15 bin. O da anında Nevada'da har vurup harman savurdu. Kumarda tüketti.
15000, qu'il a immédiatement risqués et gaspillés au Nevada.
Parasını harcıyordu. Evet, harcıyordu. Yapılması gerekeni yapıyordu, har vurup harman savuruyordu.
Et il dépensait son argent sans compter... comme tout le monde devrait le faire.
Bir saniye Peder.
Cher frère adoré euh, frère Har...
"Ha har hee" hatırlayamadığın kelimelerin yeni geçmez canım.
- Non, pas "tralala". Cela ne remplace pas les paroles.
Beğenmedin mi, Har?
Tu ne les aimes pas?
Har hangi bir şüpheniz varsa yarın da basabiliriz.
S'il reste un doute, on diffère.
Görüyorum ki Bernadette O'Hara da geç kalmış durumda.
Je constate que Bernadette O'Har est également en retard.
Bir sabah yerliler yine harıl harıl çalışırken,
Un matin, tandis que les Indiens s'activaient...
Bilseydim istediğiniz şeyi söylerdim bayan. Ama ben bir kediyim ve bir kedi hiçbir zaman hiçbir şekilde direkt bir cevap vermez, ha har.
Je te dirais bien ce que tu veux savoir, ma chère, mais je suis un chat et un chat ne donne jamais une réponse franche, ha ha.
Londra'ya gelip, büyük miktarda parayı har vurup harman savuruyor!
"Vient Dilapider à Londres des Montagnes d'Argent!"
Kimle çalıştıklarını biliyorlardı ve har saniyenin tadını çıkarıyorlardı. O'ndan mümkün olduğunca fazla şey kapmaya çalıştılar.
Ils savaient à qui ils avaient affaire, appréciaient chaque minute passée avec lui, et tâchaient de capter tout ce qu'ils pouvaient.
Sessiz kalma ve soruları cevaplamayı reddetme hakkına sahipsiniz. Anladınız mı? Söylediğiniz har şey aleyhinize kullanılabilir.
Vous pouvez garder le silence, ne donner aucune réponse, celles-ci pouvant être retenues contre vous.
Bara en påminnelse till er fans om en "Die Hard" kväll som kommer här på stadion.
Je vous rappelle qu'une "nuit des fans" aura lieu dans ce stade.
Och sidan har dragit sig tillbaka.
On passe en attaque.
Och Indians har löpare på kanterna.
Les A's ont des coureurs sur la 1 et la 3.
Och ifall ni inte har märkt det, och med tanke på antal besökare, så har ni inte det. İndians Ligde yükselmeye başladı ve şampiyonluk.
Compte tenu de l'affluence, vous n'avez pas dû remarquer que les Indians ont gagné quelques matchs.
Ni har haft en jäkla turné.
Quelle sacrée tournée!
Under tiden så har Yankees annonserat att dom startar med vinnaren av 20 matcher Steve Jackson.
Les Yankees débuteront avec l'homme aux 20 victoires,
Har slått 271 på 86 rbi : s.
Il frappe à 27 %, pour 86 points.
Och har nu släppt 3-0 mot Cheevers.
Il est à 0-3 contre Cheevers.
Taylor ve Brown ortaya geliyor, Harris'le konuşacaklar. Han har kastat fenomenalt.
Taylor et Brown sur le monticule, ça signifie la fin pour Harris qui aura superbement lancé.
Genomsnitt 341, 48 helrundor, 121 rbi : s, han har gjort helrundor båda gångerna han har mött Vaughn.
Triple champion, 34 % de balles frappées, 48 home runs, 121 points. Il a marqué dans ses 2 matchs contre Vaughn.
Han har 0 / 12 mot "The Duke" i sin karriär.
Il est à 0-12 contre "Duke".
Burt Har..
Burt... Har... bin... son.
Harıl harıl çalışıyorsundur sanmıştım.
Je vous croyais en train de travailler d'arrache-pied.
Bu güverte tamamen yıldız harıtalamaya, biyolojik araştırmaya ve astrofiziğe ayrılmıştır.
Ce pont est réservé à la cartographie stellaire, à la recherche biologique et à l'astrophysique.
Ama son yedi yıl değişip gelişmeye harcayacağınıza har vurup harman savurdunuz.
Mais au lieu d'utiliser ces sept ans à changer et à vous améliorer, vous les avez gaspillés.
Ben de harıl harıl çalışmaya başladım.
Alors je m'y suis mis.
Har- -
Moutarde.
Har...
Je...
Dragkedjan på klänningen har fastnat. Använd din fantasi.
Un peu d'imagination!
Vi var alltid bra på det här.
On est bons dans cet exercice.
I lite trubbel här, han fläktade Burton i första omgången. Släppte Saslo och dubblade Billy Left.
Il a éliminé Burton en début de manche, mais a concédé une base à Sazlo et deux à Billy Left.
Står inget om det här.
- C'est pas indiqué.
"The Duke" haızr, atıyor, här kommer en hög kort studsare.
Duke est prêt, il lance. Chandelle vers Short.
Harlem.
Har-lem.
Har-iku?
- "Beau-ti-ful"? Explique-toi.
Neyse, tam har gürdü.
Ah, d'accord!
hare 23
harry 3012
hara 200
hardy 54
harika 10247
harikasın 412
harris 200
harvey 311
harrison 78
harvard 200
harry 3012
hara 200
hardy 54
harika 10247
harikasın 412
harris 200
harvey 311
harrison 78
harvard 200
harper 84
hart 48
harold 550
harrington 33
harding 39
harlem 90
harikulade 158
harley 183
harriet 124
harikaydı 604
hart 48
harold 550
harrington 33
harding 39
harlem 90
harikulade 158
harley 183
harriet 124
harikaydı 604
harikayım 109
haru 53
harika görünüyorsun 610
hartman 26
harikalar 75
harikasınız 87
hartley 20
hari 22
harika bir adam 26
harika bir gün 57
haru 53
harika görünüyorsun 610
hartman 26
harikalar 75
harikasınız 87
hartley 20
hari 22
harika bir adam 26
harika bir gün 57