English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hayal

Hayal translate French

29,570 parallel translation
Hayal kuruyorsun Panttiere.
Tu rêves, Panttiere.
Kardeşiniz olmadan kim olduğunuzu anlamaya çalışmanın ne kadar korkutucu bir şey olduğunu hayal bile edemem. Fakat bir şekilde çözeceğinize eminim.
Je ne peux pas imaginer comme c'est terrifiant pour vous de devoir découvrir qui vous êtes sans votre sœur, mais vous traverserez avec votre sœur tout ceci.
50 yıl önce kimse akıllı telefonları, interneti ya da tuzlu çikolatayı hayal edemezdi.
Il y a 50 ans, personne n'aurait imaginé les smartphones, internet... ou le chocolat salé.
Hayal edebiliyorum.
J'imagine bien.
Kırmızı et hayal ediyorum.
Je rêve d'une viande rouge.
Eğer insanlardan en kötüsünü yapmasını beklersen hiç hayal kırıklığına uğramazsın.
Tu attends le pire des gens, - tu ne seras jamais déçue.
Ben kıyamet hazırlığını böyle hayal etmemiştim.
Je ne pensais pas à ça.
Demek istediğim, sen "hayatta kalmaya çalışanlar," deyince, arka bahçelerinde sığınak yapmak için gaz maskeleriyle kuyu kazan sakallı tipler hayal ediyorum.
Je voyais les survivalistes comme des barbus avec masque à gaz creusant un abri dans leur jardin.
Senin burada olmanın benim için ne kadar iyi olduğunu hayal bile edemezsin.
Tu n'imagines pas à quel point ça m'arrange que tu sois ici.
Belki sadece hayal kuruyorsundur.
Tu te fais peut-être des idées.
- Hayal bile edemeyeceğim farklı şekillerde.
- De toutes les façons possibles.
Hayatı boyunca böyle oldu çünkü hayal kırıklığı onu hepten tüketebiliyor.
Et elle a vécu toute sa vie comme ça parce qu'elle peut être simplement déçue.
Kafanın kesildiğini hayal ediyorum.
Je rêve que tu te fasses décapiter.
Sence kafanın caddede yuvarlanıp kanalizasyona düştüğünü hayal eden biriyle sonunda aranın düzelmesi mümkün mü sence?
Tu crois que c'est possible que ça se finisse bien, quand ta tête dévale les rues jusqu'aux égouts?
Hayal kırıklığına uğradığın için özür dilerim.
Désolée de t'avoir déçue.
Hayal kırıklığına uğramadım.
Je ne l'étais pas.
Benim de meselem bu ya. Ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı bilmiyordum.
Je ne m'y connaissais pas assez pour être déçue.
Hayal gücünü kullanmak zorunda kalacaksın.
Utilisez votre imagination.
- Peki ya birlikte hayal etseydik?
Et si nous l'imaginions ensemble?
Akşam yemeği dediğimde indirimli yemek hayal etmemiştim.
Quand j'ai dit "dîner", je ne pensais pas si tôt.
Bireysel olarak homoseksüel deneyim rakamlarına dayanan bir hesaplama yapmamızın yanı sıra aynı cinsten seks partnerlerinin arzu duymalarının ya da hayal kurmalarının bireysel devamlılıklarının sıklıkları da hesaplanıyor.
Nous faisons un calcul basé sur le nombre d'expériences homosexuelles qu'un individu a eues, tout comme la fréquence à laquelle l'individu continue à désirer ou fantasmer sur une personne du même sexe.
Bu işletme New York'ta ya da Philadelphia'da olsaydı ne olurdu, hayal edebiliyor musunuz?
Imaginez-vous le travail que vous pourriez accomplir, si vous étiez à New York ou à Philadelphie?
Uyuyamıyorum, bütün gece ayaktayım merak ediyorum duvarın diğer tarafında neler olduğunu hayal ediyorum.
Je n'ai pas dormi, je suis restée debout toute la nuit... à me demander... à imaginer ce qui se passait de l'autre côté du mur.
Ancak istemeden de kendimi mahkemenin ortasında dikilirken hayal ediyorum.
Mais je n'ai pas pu m'empêcher de m'imaginer me tenir à la barre.
Hayal edilebilecek her engeli koydum ama bir şekilde dikkatlice inşa ettiğim bütün savunma mekanizmalarımın hepsi çöktü işte.
J'ai mis toutes les barrières possibles, mais curieusement... toutes les défenses que j'avais consciencieusement établies... elles se sont... effondrées.
Böyle cesur olmayı hayal bile edemiyorum.
Il faut être sacrément courageux.
Seni inciten bütün insanları bütün hayal kırıklıklarını.
Tous ceux qui vous ont blessée, toutes ces... déceptions.
Annemle babamı düğünümde hayal etmekle Nancy'nin geride bıraktıklarını temizlemek arasında kaldım. Belki düğünü biraz erteleyebiliriz, ne bileyim altı ay sonraya falan. Planlama o kadar da bunaltıcı değilken henüz.
Entre imaginer mes parents au mariage et régler les soucis que Nancy nous a causés, peut-être qu'on devrait repousser le mariage... à six mois... que l'organisation nous pèse moins.
Ama kendimi bir çocukla hayal edemedim.
Mais je ne pouvais pas m'imaginer avec un enfant.
Ben onların sadece hayal edebildiği işi yapacağım.
Je vais emmener leur travail là où ils ne peuvent l'imaginer.
Hayal bölümleri.
Des séquences de rêve.
Hayal kurduğunu söylerdim.
Je dirais que tu délires.
Onsuz nasıl olurdum hayal dahi edemiyorum.
Je ne peux pas m'imaginer me retrouver sans elle.
Gerçekten Leon'u hayal kırıklığına mı uğratmak istiyorsun?
Tu veux vraiment laisser Léon dans cet état?
Scrat bölümleri bir bakıma hayal... çünkü saf animasyon.
L'ÂGE DE GLACE L'ÂGE DE GLACE 2 - L'ÂGE DE GLACE 3 Les séquences de Scrat sont un rêve car ce n'est que de l'animation pour s'amuser et faire des blagues
Vay. Marty'nin sesi uh, Hayal Ben daha huskier.
La voix de Marty est, euh, plus rauque que je ne l'imaginais.
Anlaşmamız var? Hayal kırıklığı bu anlamda olmalıdır.
Ce sentiment de déception doit être celui de t'avoir comme un frère.
Eğer bu adamın sen olduğunı düşünüyorlarsa ikimiz de biliyoruz ki çok derin bir hayal kırıklığı yaşayacaklar.
Donc s'ils pensent que tu es le gars pour ça, toi et moi savons très bien qu'ils vont être profondément déçus.
Bunun seni hayal kırıklığına uğrattığı için kusura bakma.
Vraiment navré que ça vous déçoive.
Nay-Nay, seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.
- Ney Ney, je ne te décevrai pas.
Görüşmeye girmesinden 10 saniye sonra çantasından otlar çıkınca benim ne hissettiğimi hayal etsene.
Imagine ce que j'ai ressenti quand un paquet d'herbe est tombé de sa mallette. 10 secondes après qu'il soit rentré en entretien
Onu kız öğrenci üniformasında hayal ettiğin zaman...
Et si tu la voyais dans ses vêtements d'écolières.
O zamandan beri intikam almayı hayal ediyordum.
Je rêve de lui rendre l'appareil depuis.
Hayal kırıklığına uğrayabilirsin.
Vous pourriez être déçu.
Tanrıya şükür kızım, onu hayal kırıklığına uğratmama alışkın.
Grâce à Dieu, ma fille a l'habitude que je la déçoive.
Senin sayende artık daha iyi biriyim ve ayrıldığımızı hayal bile etmek istemiyorum.
Et je suis une meilleure personne grâce à toi, et je ne veux pas nous imaginer autrement qu'ensemble.
Bu asistanın egosu ve kibri yüzünden hayal kırıklığına uğradım.
Je suis déçue par l'ego et l'arrogance dont cet interne a fait preuve.
Hayal kırıklığı.
Tellement décevant.
Hayal kırıklığın doğuştan geliyor.
La déception est ton droit inné.
Burada yaşamayı hayal edemiyorum.
Je ne pourrais pas vivre ici.
- Nasıl olduğunu hayal dahi edemem.
Je ne peux pas imaginer ce que ça fait.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]