English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hayatımın aşkı

Hayatımın aşkı translate French

949 parallel translation
Sen hayatımın aşkısın.
Vous êtes le seul amour de ma vie.
Hayatımın aşkını gün doğmadan bulacağım sanırım.
Ça doit vouloir dire que je vais trouver l'amour avant l'aube.
Senin için her şeyi unuttum. Hayatımın aşkı bile umrumda değil.
Pour toi, j'ai tout oublié, même la passion de ma vie.
Hayatımın aşkıydı.
C'était l'amour de ma vie.
" ve sen de benim hayatımın aşkısın.
" Et vous êtes l'amour de ma vie.
Hayatımın aşkı, ben ona aidim.
L'amour de ma vie et réciproquement.
# Hayatımın aşkı.
L'amour De ma vie
- Öyleyse, o hayatımın aşkı.
- C'est le grand truc.
Onlar hoş, değil mi? Şuradaki, o hayatımın aşkı.
Celle-ci, c'est l'amour de ma vie.
Biri bana burda olacağımı söyleseydi yani sizinle, yüz yüze... yani siz benim hayatımın aşkısınız.
Mlle Chandler, si on m'avait dit que je me retrouverais face à vous... J'ai été amoureux de vous toute ma vie.
İki sene sonra, Forli'de hayatımın aşkıyla tanıştım.
2 ans plus tard, à Forli, je devais rencontrer le plus grand amour de ma vie.
Az sonra hayatımın aşkıyla karşılaşacağımı bilmiyordum tabi.
J'ignorais encore que l'un de ces hommes transformerait ma vie.
- Merhaba Denise, Hayatımın aşkı.
Bonjour, Denise, amour de ma vie.
Dinleyin, hayatımın aşkıyla tanışmanızı istiyorum.
Je vous présente l'amour de ma vie.
Sen benim gerçek aşkımsın... Hayatımın aşkısın, aşkım.
Vous êtes l'amour de ma vie, mon amour.
Hayatımın hâkimi. Hayatımın aşkı. Yalvarıyorum, aç kalbinin en değerli yaralarını.
Maitre de ma vie vie de mon amour ouvre-moi la porte,... de ton coeur.
Hayatımın hâkimi. Hayatımın aşkı. Yalvarıyorum, aç kalbinin en değerli yaralarını.
Maitre de ma vie Vie de mon amour ouvre-moi la porte de ton coeur.
Teşekkürler, hayatımın aşkı.
Merci, élu de mon cœur.
İyi geceler, hayatımın aşkı.
Bonne nuit, amour de ma vie.
Peg o zamanlar farkında değildi ama hayatımın aşkıydı.
Elle ne le savait pas à l'époque, mais elle était l'amour de ma vie.
Aşkını kazanana dek Hayatımı harcamaya izin ver
Que si vous me laissez pour toujours Vous faire l'amour
Aşk, benim hayatımın yalnızca bir parçası.
Mais demain... L'amour, vois-tu, n'est qu'une partie de ma vie.
Neyin var senin? Aşk hayatım olmasını istemiyor musun?
Je n'ai pas le droit de flirter?
Sizin yüzünüzden aşk hayatım paramparça oldu.
Entre vous et les autres ce n'est plus une vie!
"Aşkım, hayatımın ışığı..."
- " Mon amour et ma vie, mon amour de toujours.
Senin yanında duracağım günün, aşkım Hayatımın en mutlu günü
où je te retrouverai mon amour, le plus beau jour de ma vie.
Tanrı aşkına. Bütün hayatın boyunca avlanmak mı istiyorsun?
Vous voulez vivre en homme traqué?
İlk başta pek ciddiye almadan başlayan bu aşkın... bütün hayatımı etkisi altına alan bu denli derin... ve ebedi tutkuya dönüşmesine hayret etmiştim.
J'étais surpris qu'une aventure si légère au départ puisse se transformer en un amour aussi profond, un amour qui dominait ma vie.
Hayatımızın sonuna kadar aşkımızı saklayarak mı yaşayacağız?
Devrons-nous toujours cacher notre amour?
Belki de ; benim aşkım, onun hayatını korudu.
L'amour lui a sauvé la vie.
Rha-Gon, hayat veren, aşk tanrısı,... bunu bağlılığımın ve minnetimin bir göstergesi olarak kabul et.
Rha-Gon, porteur de vie, dieu de l " amour, accepte ceci en gage de gratitude et de dévotion.
Duy bizi, yüce Rha-Gon, aşkın tanrısı, hayat kaynağımız.
Entends, ô Rha-Gon, dieu de l " amour, porteur de vie!
Güzel, paylaştığımız aşkın ortak zevkleriyle dolu zengin, dopdolu bir hayatımız vardı.
Notre vie était belle, riche des plaisirs partagés de notre amour.
Aşkın artık hayatımın bir parçası.
Ton amour est une partie de ma vie. Tu vis en moi.
Bolland, bazen aşk hayatın için endişeleniyorum.
Parfois, ta vie sentimentale m'inquiète.
Bana biraz aşk hayatınızı anlatır mısınız?
Pourriez-vous me parler de votre vie amoureuse?
Sen ve senin aşk hayatın umurumda değil.
Je m'en fous pas mal de toi et de tes amours.
Anna, aşkım eğer yakalanırsak, hayatının geri kalanını hapiste geçirirsin.
Ma chérie... veux-tu rester en prison jusqu'à la fin de ta vie?
Aşk hayatını kapatalım artık Dietrich.
Allons! Laissons là vos amourettes.
Ve bu da hayatımın aşkı için.
Et pour mon grand amour.
Ya çekil önümden be, Allah aşkına! Hayatımda bir kere karı vuracaktım, çekil be.
Ecarte-toi car je n'ai jamais tiré avant!
Bu kadın yeterince zamanımı aldı. Aşk hayatıma da zarar veremeyecek!
Je lui assez donné de mon temps, elle ne gâchera pas ma vie amoureuse!
Orduda geçirilen beş yıl ve oldukça yüklü bir hayat deneyimi... Barry'nin hayatının ilk adımı olan aşk konusunda her tür romantik düşünceyi... kafasından uzaklaştırmıştı.
Cinq ans dans l'armée, et une expérience considérable du monde... avaient chassé toutes notions romanesques de l'amour... qu'avait Barry à ses débuts.
Seninle aklın için evleniyorum hayatım, aşkın için değil ki zaten, sende bana karşı pek aşk olmadığını düşünüyorum.
Mais certains d'entre nous les ont faites de bonne grâce, non? Je ne te reproche rien, je demande, c'est tout.
Ve benim bu acı dolu çürüyen aşkım, senin ve o anlamsız hayatın arasındaki tek güzel şey.
Cet amour douloureux et pourri est la seule chose entre toi et ce furieux néant dans lequel tu vis le reste de la journée.
Bu, hayatım boyunca gördüğüm en utanç verici aşk itirafıydı.
Je n'ai jamais rien vu d'aussi ridicule.
Dinle, bir planım var hem hayatının aşkına kavuşmanı sağlayacak, aynı zamanda da kıçına tekmeyi basan heriften görkemli bir intikam almanı sağlayacak.
Écoute, j'ai un plan qui va te rapprocher complètement de l'amour de ta vie et en même temps te venger en beauté du type qui t'a cassé la gueule.
Hayatım en kötü dönemindeymiş gibi görünürken Frasier Crane ile tanıştım ve aşkın incitmeyeceğini keşfettim.
Quand je croyais avoir touché le fond, j'ai rencontré Frasier et appris que l'amour ne faisait pas toujours mal.
O, hayatımın tek dünyevi aşkıydı.
Elle fut le seul amour terrestre de ma vie.
İsa aşkına. Hayatım, en son ne zaman banyo yaptın sen?
Bon Dieu, Chérie, elle date de quand ta dernière douche?
İsa aşkına. Hayatımın geri kalanından vazgeçmeye razı olurdum.
Je renonce à ce qui me reste de vie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]