English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hemen yap

Hemen yap translate French

1,283 parallel translation
Hadi, hemen yap şunu. Hadi.
Allez, fais-le!
Yapacağınızı hemen yapın. Beklemek çok daha tehlikeli olur.
C'est dangereux d'attendre encore.
Hemen yap, şef.
Faites le, Chef!
- Hemen yapın!
J'appelle mon patron.
Başkan kongre'nin toplanmasını istedi. Bu her zaman bir olay olmuştur ve hemen yapılmasına karar verildi.
Bien sûr, le Président qui présente à une session jointe du Congrès... est toujours inhabituel, toujours un évènement.
Mark, Larry Paul'u tut. Bunu hemen yap.
Mark, engage Larry Paul.
- Hemen yap.
- Maintenant.
Onun için neler hissettiğini göster ve lütfen lütfen.. hemen yap.
Fais quelque chose. Montre-lui ce que tu éprouves pour elle et fais-le vite.
- Hemen yapın. Neredeyse ölü durumda.
- Intervenez, elle risque de mourir.
Hemen yap, Doggett!
Vite, Doggett!
Git hemen yap.
Tu peux le faire.
Hemen yap.
Dépêche-toi.
Hemen yap! - Titriyorsun.
Fais ça maintenant.
Bak, bulaşıkları bırakıp hemen aptal ve duygusuz bir şeyler yapıyorsun.
Pose-moi ces assiettes et recommence à déconner immédiatement!
Önce kalçanı, sonra elini sallayacaksın. Öne doğru hamle yapıp hemen döneceksin.
Les hanches avant les mains.
Bezi hemen ağda sürdüğümüz yere yapıştırıyoruz.
"Appliquez la bande jetable... "... sur la zone enduite de cire. "
Burada ne yapıyorsun? Hemen git!
Qu'est-ce que tu fais là, va-t'en.
- Hemen dediğimi yap.
Fais-le maintenant.
Sayın Yargıç, hemen, bir muhtemel sonuç duruşması yapılmasını talep ediyoruz.
Nous sollicitons une audience immédiate. 14 heures.
Ultraviyole taraması yapın, hemen!
Faites un balayage U.V. Maintenant!
Bunun dışında diğer üç cinayetinde baş şüphelisi en az beş kişi onun saldırıdan hemen önce Rave'i terk ettiğini görmüş ve kayıp silah dışındaki her şey onu şüpheli yapıyor ve diğer duruşmalarda kesin sonuç olur?
Le fait qu'il soit soupçonné de trois autres meurtres, que cinq personnes l'aient vu quitter la rave avant le meurtre, sans qu'on retrouve l'arme, n'aurait donc aucune valeur?
Hemen fasyotomi yapılması lazım.
Il faut une fasciotomie.
Ne yapıyorsan hemen bırak, RYgel.
Lâche tout ça, Rygel.
Hemen Yıldız patlaması yapın.
Allez-y combustion.
Hemen Yıldız patlaması yap!
Combustion maintenant!
Eğer tuvalete girmek istiyorsanız hemen yapın.
Le petit coin, c'est maintenant.
Zeyna hemen dönecek. Söz. Sadece banyo yapıp gelecek.
Xena va revenir, elle prend un bain vite fait.
Bir dakikalığına kapıyı açsam hemen bir numara yapıyorlar.
Dès qu'on ouvre la porte, il commence son cirque.
Bana bir iyilik yap. Ya hemen 2,5 kilo ver ya da bu binayı hemen terk et.
Perds trois kilos tout de suite ou sors de chez moi!
Bütün birimler çekilsin dedim, Bolton, hemen dediğimi yap.
J'ai dit, toutes les unités au repos, Bolton!
Hemen dönerim, bunlar arkadaşlarım, şaka yapıyorlar...
Juste une, alors. J'arrive. Ce sont des potes.
Kan kültürü ve üre, hemen. Kaydını yapın.
Analyse de sang et d'urine.
Hazırlıkları yapın, hemen.
Préparez-vous dès maintenant!
Hemen yap şunu.
Fais pas le malin.
Tek laf etme, hemen ödemeyi yap.
Pas un mot de plus, rembourse.
Dediğimi yap hemen. - Defol git.
Aux vestiaires!
Şimdi hemen yapın.
Obéissez.
İçeri giriyorsunuz, işinizi yapıyorsunuz ve hemen çıkıyorsunuz.
Il faut y aller, faire votre truc et ressortir.
Beni olmam gerektiği gibi yap, hemen!
Fais-moi ressembler à ce que je suis, maintenant!
- Graham'a fikirlerini hemen açıklamazsa onu yapıştırıcı fabrikasına göndereceğimi söyle.
Dis à cet idiot de Graham que s'il ne se secoue pas. je le vendrai à une usine de colle.
Yap, hemen!
Allez-y!
Sen ne yapıyorsun? Kıçını hemen buraya getir!
Ramène tes fesses par ici.
Bu işi yap, sorunların hemen çözülecek.
Tu obéis et ils te sortent de l'ombre.
İşini yap ve hemen buraya birini yolla
Faites votre boulot et envoyez quelqu'un. - Quand?
Ne yapıyorsun? Hemen döneceğim
Je reviens tout de suite.
Hemen bel ponksiyonu yapılması gerekiyor.Bu çocuk kadar uzun süre maruz kaldıysa zamanımız yok demektir
Si elle a été exposée autant que lui, il est déjà trop tard.
Bir envanter kontrolü yapıyorum hemen.
Je lance un inventaire tout de suite!
Yapıştırmanın hemen yanına imza atacaksın. Sonra da şu komalarla ilgili bölümün yanına paraf atman lazım.
Signe à côté de la vignette, mets tes initiales ici, à côté du paragraphe sur le coma.
Hemen aneztezi yapıp, ameliyata alın beni.
Et alors? Donnez-moi des médicaments et opérez-moi.
Hemen müşteriymiş gibi yap.
Joue au client.
Hemen git ve bir şeyler yap.
Allez et faites quelque chose

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]