English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hiçbir şey yapmadın

Hiçbir şey yapmadın translate French

2,008 parallel translation
- Neden hiçbir şey yapmadın? !
- Pourquoi est ce que tu n'as rien fait.
Hiçbir şey yapmadın!
Pourquoi est ce que tu n'as rien fait.
Kancanın açık olduğunu gördün ve hiçbir şey yapmadın.
T'as vu le harnais et t'as rien fait.
Biliyordun... ve onu durdurmak için hiçbir şey yapmadın.
Vous saviez... et vous n'avez rien fait.
Dava daha kapanmadı. Daha hiçbir şey yapmadın.
On n'en sait toujours pas plus.
Ama halının içinde birini taşıdıklarını biliyordunuz. Yine de hiçbir şey yapmadınız. Hiçbir şey yapmadınız.
Mais vous saviez qu'il y avait quelqu'un dans ce tapis, pourtant vous n'avez rien fait... rien... pour ça.
Sence yanlış hiçbir şey yapmadın mı?
Vous ne pensez rien avoir fait de mal?
Sen hiçbir şey yapmadın.
T'as rien fait.
Peki, Jenny size onun kaybolduğunu söylediğinde hiçbir şey yapmadınız mı? Ne yapsaydık?
Jenny a annoncé sa disparition, et aucune réaction?
Yolda bir bebeğin var oğlum ve ona bakmak için hiçbir şey yapmadın.
Tu vas avoir un bébé. Et t'as rien fait pour t'en occuper.
Scott hiçbir şey yapmadı.
Scott n'a rien fait.
- Hayır, ben hiçbir şey yapmadım.
- Non, je n'ai rien fait.
Yapmadığım hiçbir şey kalmadı.
Il n'y a rien que je n'ai pas fait.
Aslında ben hiçbir şey yapmadım.
"Vraiment, je n'y suis pour rien."
Yardım etmek için hiçbir şey yapmadı.
Il n'a jamais rien foutu pour aider.
- Çünkü o yanlış hiçbir şey yapmadı.
- Elle n'a rien fait de mal.
Oraya gittim tokalaştık ve bana salgının kaynağını bulduklarını ve bizim yanlış hiçbir şey yapmadığımızı söyledi.
J'y suis allé, on s'est salués et il m'a dit qu'ils avaient remonté la source de la contamination et que je n'y étais pour rien.
Ben hiçbir şey yapmadım.
Non, je n'ai rien fait.
McGee'ye bir şey yapmadılar, değil mi? Hiçbir şey duymadık.
- Elles n'ont pas fait de mal à McGee?
Tommy hiçbir şey yapmadı.
Tommy n'a rien fait du tout.
Ben hiçbir şey yapmadım.
Je n'ai rien fait.
Ben hiçbir şey yapmadım.
- Je n'ai rien fait.
O hiçbir şey yapmadı.
Il n'a rien fait.
Başka hiçbir şey yapmadım.
Je n'ai jamais rien fait d'autre.
- Hiçbir şey yapmadığımı biliyorum.
- Je sais que je n'ai rien fait.
Hep, ölüm döşeğimde "Gerçekten önemli hiçbir şey yapmadım." diye düşüneceğim diye endişelenirim.
J'ai peur de me dire, sur mon lit de mort, que je n'ai rien accompli d'important.
Hiçbir şey yapmadım.
Mais je n'ai rien fait du tout!
Doktor Quo hiçbir şey yapmadı.
Le Dr Quo n'a rien fait.
Dürüst insanlar arabalarını kaybetti işlerine gidemediler ve sen hiçbir şey yapmadın! Evet!
- Non.
Ben o ışıklarla hiçbir şey yapmadım. O planlamış. Jones, bunların hepsi bir akıl oyunuydu.
Je n'ai rien fait... à ces lumières, elles... il avait tout prévu, Jones, c'était juste un jeu.
Dow'un, Bhopal'i düzeltmek için neden hiçbir şey yapmadığını Kevin'in tanıdığımız herkesten daha iyi açıklayabileceğini düşündük.
- Plus que n'importe qui d'autre qu'on connaisse, on a pensé que Kevin pourrait expliquer pourquoi Dow ne ferait rien pour "réparer" Bhopal.
Yanlış hiçbir şey yapmadım.
Je n'ai rien fait de mal.
Çünkü yanlış hiçbir şey yapmadım.
Car je n'ai rien fait de mal.
Hiçbir şey yapmadım.
Je n'ai strictement rien fait.
Onu kurtarmak için hiçbir şey yapmadım.
Je n'ai rien fait pour elle.
Onu aradı, ne yapacağını söyledi ama o hiçbir şey yapmadı.
Elle l'a appelé. Elle lui a dit ce qu'elle ferait et il n'a rien fait.
Hayır, o hiçbir şey yapmadı.
Non, elle n'a rien fait.
Lee hiçbir şey yapmadı.
Lee n'a rien fait.
Hiçbir şey yapmadı, yemin ederim.
Il n'a rien fait, je le jure.
York ve Canterbury'deki din adamlarının da onayladığı üzere İncil'e uygun olmayan hiçbir şey yapmadık.
Nous n'avons rien fait sans que le clergé à York et Canterbury n'aient admis être en accord avec la Loi de Dieu.
Hayır... Hayır, ben yapmadım ama son birkaç dakikadır burada durup geminin her yerindeki sistemlerin bir bir çökmelerini izliyordum ve durdurmak için de yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Non, je n'ai rien fait, mais j'étais là ces dernières minutes à regarder tous les systèmes s'arrêter dans tout le vaisseau, et je n'ai rien pu faire.
Nasıl hiçbir şey yapmadığın halde hak iddia ediyorsun?
- Comment tu peux usurper des trucs?
O hiçbir şey yapmadı!
Il n'a rien fait!
Vicdanıma aykırı hiçbir şey yapmadım.
Je n'ai rien fait contre ma conscience.
Onu incitecek hiçbir şey yapmadım.
Je n'ai rien fait de mal.
Çabuk Evan ona yanlış hiçbir şey yapmadığını söyle.
Vite, dis-lui qu'elle n'a rien fait de mal.
Ben hiçbir şey yapmadım ki!
Mais je n'ai rien fait!
Bizimki durdurmak için hiçbir şey yapmadı.
Notre gars n'a rien fait pour l'arrêter.
Zamana ihtiyacın yok çünkü onlar hiçbir şey yapmadı.
Pas besoin puisque ce n'était pas eux.
Bütün gün boyunca hiçbir şey yapmadım.
Je n'ai rien pu faire de la journée.
Talihsiz bir şekilde hapse atılmadan evvel Amerika'da yaşıyordum ve avanta almadan hiçbir şey yapmadığınızı öğrendim.
Voyez-vous, avant ma malencontreuse arrestation, je vivais en Amérique, et j'ai appris qu'on avait rien sans rien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]