English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Inanılmazdın

Inanılmazdın translate French

322 parallel translation
Yaptığı her şey için teşekkür ettiğimi de. Ve baba, inanılmazdın.
Papa, tu as été merveilleux.
Herkes çılgına döndü. Hayatım, inanılmazdın.
Les gens devenaient fous, tu es loin devant tout le monde.
Bo, inanılmazdın. Hayatımı kurtardın. Bu çok cömert bir davranıştı.
Tu m'as sauvé la vie, c'est si généreux de ta part.
Sen inanılmazdın.
Vous avez été merveilleux.
Bugün inanılmazdın, Limonata.
Tu as été génial!
Seni hapishaneden kaçarken izledim, inanılmazdın.
J'ai vu la cassette de ton évasion. Sensationnel.
Çok eğlendim ve sen inanılmazdın.
Et vous avez été étonnante!
Hey, orada inanılmazdın!
Tu as fait un truc dément là-bas!
Dövüşürken inanılmazdın.
- Quand on se battait... Tu étais géniale.
Ve inanılmazdın.
Et tu étais formidable.
Kaptan. Tabir yerindeyse, kesinlikle, inanılmazdın.
Capitaine, vous avez été formidable.
- Baba, inanılmazdın. - Teşekkürler evlat.
Tu as été impressionnant.
- Babanın bugün yaptığı inanılmazdı.
C'était un sacré coup que ton père a réussi.
Şarkınız sadece inanılmazdı!
Non, vous avez tellement bien chanté!
İnanılmazdı. Bana öyle söylendi efendim. Bir mesajınız var mıydı?
Avez-vous encore quelque chose a lui faire dire?
Orda yaptıkların inanılmazdı.
C'était un sacré spectacle.
Aslında 16, 28 Mayıs tarihleri arasında o şehirde geçen olaylar o kadar inanılmazdır ki bazı politikacıların kariyerlerinin dibe vurmaması güvenlik güçlerinin rezil edilmemesi için gerçekler çok büyük çabalar harcanarak günümüze kadar hasır altı edilmiştir.
Pourtant, ce qui est arrivé dans cette ville entre le 16 et le 28 mai de cette année est si incroyable que l'affaire a été étouffée pour sauvegarder des carrières politiques et tirer les forces de l'ordre de l'embarras.
İnanılmazdın. Kuşkusuz, ben Sarah Bernhardt'ı göremeyecek kadar gencim...
J'étais morte de trac.
İnanılmazdı, ağaçların arasından çıktı.
Il a failli faucher les arbres.
Delly'in erkeklerin kucaklarında kıkardadığını ve mal gibi aygırlara bindiğini gördüm, inanılmazdı.
J'ai vu Delly grandir. Sauter sur les genoux de bandeurs comme Marv et ce n'était pas réjouissant!
- Bence inanılmazdın. Hayır, inanılmaz değildim.
merci pour les fleurs.
Yazın, günbatımında plaj inanılmazdır.
L'ete, au coucher du soleil, la plage est absolument magnifique.
İnanılmazdı, değil mi?
C'était incroyable, n'est-ce pas?
Maria'nın yüzüşünü izliyordum, inanılmazdı.
Je regardais Maria nager. Elle est superbe.
- İnanılmazdı. Işının içine atladı ve diski içeri atabilmene yetecek kadar süre için Ana Kumanda'nın kafasını karıştırdı.
- Il s'est jeté dans le rayon et a distrait le MCP, le temps que tu déposes le disque!
İnanılmazdın.
Tu as été géniale!
İnanılmazdın.
C'était génial. - Oh, non!
- İnanılmazdınız.
- Vous étiez fabuleux.
Biçim verme ile ilgili yaptıklarınız... inanılmazdı. Ama bir adım ileri götürseydik... eğer aile otomobiline... bir roket gibi... gerçek aerodinamik uygulasaydık...
Votre travail sur la carrosserie est génial, mais, en appliquant les lois de l'aérodynamique, on aura une voiture familiale,
Dünkü maçın ikinci raundunda, Steve, o inanılmazdı. 300 oyunda.. Kimse yok mu?
elle avait marqué 300... hé ho!
İnanılmazdın!
Tu as été génial!
İnanılmazdın.
Papa s'étouffait, tu l'a sauvé!
Dürüst bir adamın yapabilecekleri inanılmazdır.
C'est incroyable ce qu'un honnête homme peut faire.
Bu odanın akustiği inanılmazdır.
L'acoustique est incroyable.
- İnanılmazdın.
- T'as été épatante!
İnanılmazdı. Sen haklıydın.
Tu avais raison!
İnanılmazdın!
C'était incroyable!
Halkayla yaptığın şu şey İnanılmazdı.
Le coup de l'anneau, c'était dingue.
İnanılmazdın!
T'étais formidable.
Yürü hadi! Lanet sersem inanılmazdı. Adam tam bir leşçi gibi her şeyi yiyebiliyor.
Ces types sont la lie, ils bouffent n'importe quoi, bêtes, rongeurs, cadavres et parfois... même des vampires.
Gerçekten inanılmazdın.
Fabuleuse à vrai dire.
Uzun kadın. O inanılmazdı.
Grande, incroyable!
İnanılmazdın!
Vous avez ete fantastique!
O zamanlar insanlarla konuşmakta hiç iyi değildim ama Steve inanılmazdı.
Je n'ai jamais été doué pour parler aux gens , mais Steve, était bluffant.
Suçun ağırlığı... ve rastlantının boyutu öyle inanılmazdı ki... Hansen hayatına son verdi.
Le poids de la culpabilité et limpact de la coïncidence poussèrent Craig Hansen au suicide.
Bu inanılmazdı.
ça n'a pas traîné.
İnanmayacaksınız. İnanılmazdı.
Incroyable, je volais.
Planımızın işe yaradığını görmek inanılmazdı.
C'était incroyable de voir comme notre combine fonctionnait.
Senin kuzeyli müthiş bankacı olduğun söyleniyor. Tavsiye mektupların inanılmazdı.
Paraît que vous êtes un ponte dans le nord... que vos références sont incroyables.
Yaptığın şey inanılmazdı.
C'est incroyable ce que tu as fait là-haut.
İnanılmazdı.
Ta culbute était magnifique et personne n'a vu l'atterrissage.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]