English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Inanıyorum

Inanıyorum translate French

12,141 parallel translation
Öyle olduğuna inanıyorum.
Je le crois bien.
Sana fazla özgürlük tanıyorum, çünkü yetişkin gibi davranacağına inanıyorum.
Tu sais, je te laisse ta liberté car je te fais confiance pour te conduire en adulte.
Diyelim ki... Diyelim ki sana inanıyorum.
Disons que je te crois.
O beraber olduğun adamın pek çok kötü şeyden sorumlu olduğuna inanıyorum.
Ce type avec qui vous êtes, je crois qu'il est derrière un tas de mauvais de trucs.
Bu işe bu kadar inanıyorum işte.
Je crois vraiment en ce projet.
Sadece Hell Ben inanıyorum Bir kararmış insan kalbidir.
Le seul Enfer auquel je crois se trouve dans le coeur des hommes.
Ama, kötülük inanıyorum ve ben Sen doğru olduğunu düşünüyorum.
Mais je crois au mal, et je pense que vous avez raison.
Bu toprağın oğulları, sizin Abuddin'in gördüğü en iyi savaş gücü olduğunuza inanıyorum.
Fils de cette terre, je sais que vous êtes les meilleures forces combattantes qu'Abuddin ait jamais connu.
Sen o olduğunu söyledin, sana inanıyorum.
Tu as dit que c'était lui. Je te crois.
Tamam, sana inanıyorum.
Je te crois.
Sana inanıyorum ve ciddiyim.
Je crois en toi.
Suzanne için doğru kararı vereceğine inanıyorum.
Je crois que tu feras le bon choix pour Suzanne.
Ama Tanrı'nın hepimize meleklerine vermediği çok değerli ve nadir bir şeyi verdiğine inanıyorum.
Mais je crois que Dieu nous a donné à tous quelque chose de précieux et de rare, qu'il a refusé à ses anges...
Doğruyu söylediğine inanıyorum.
Je crois que vous dites la vérité.
Doğruyu söylediğine inanıyorum.
Je crois que vous me dites la vérité.
Bu hastaneye ve başarabileceklerine inanıyorum.
Je crois en cet hà ´ pital et ce que je peux faire.
Doğru düşündüğünüze inanıyorum.
Je pense que vous avez raison.
Şu an Mike'lasın, tamam. Ama sonumuzun birlikte olacağına inanıyorum.
Tu es avec Mike, je sais, mais je crois vraiment qu'on va finir ensemble.
Hepimizin sendika aidatının kaymağını almanın sönük bir girişim olduğunun farkında olduğuna inanıyorum.
On sait tous que cette réunion syndicale est une tentative vaine.
Polisin iyi niyetle bu olayı aydınlatacağına eminim. Ama sizin, işinde ehil bir kişi olduğunuzu ve bizim çıkarlarımızı temsil etmeyi kabul edeceğinize inanıyorum.
La police travaille avec les meilleures intentions, j'en suis sûre mais je pense que c'est judicieux d'avoir quelqu'un sur le terrain qui représente nos intérêts.
Kendi kendini açıkladığına inanıyorum.
Ça se passe d'explications.
I aslında bu olabilir inanıyorum.
Je crois réellement que ce peut être.
- Bu doğru değil. Bedellere inanıyorum.
Je crois aux dettes.
Onları silmeye inanıyorum.
Je crois qu'on peut les effacer.
Eğer mutasyon geçirmiş bir hayvanın DNA'sı ile Ana Hücreyi birleştirebilirsek tedaviyi sentezleyebileceğimize inanıyorum.
Je crois que si nous introduisons la Cellule Mère dans l'ADN d'un animal qui a muté, nous pourrions synthétiser un remède.
Seni çok daha yakından tanımak istediğime inanıyorum.
J'aimerais te connaitre mieux.
Annora'nın gerçeği söylediğine ve son derece dini bütün olduğuna inanıyorum.
Je crois qu'Annora est vraie et profondément pieuse.
Menfaatiniz için en iyisinin bu olduğuna inanıyorum.
Je crois que cela vous servirait le mieux.
Çünkü bu ülkeye ve dayandığı şeylere inanıyorum.
Parce que je crois en ce pays et en ce qu'il représente.
Tom Brady ve patriotlara inanıyorum.
Je crois en Tom Brady et en les Patriots.
Yahudi anayurduna inanıyorum.
Je crois en la patrie juive.
Buna inandığına inanıyorum.
Et je crois que tu le crois.
Doğru kararı vereceğine inanıyorum.
Je crois que tu prendras la bonne décision.
Bunun kaçırılma davasıyla bağlantılı olduğuna inanıyorum.
Je crois que c'est lié à votre affaire de kidnapping.
Ana hücreyi mutasyona uğramış bir hayvanın DNA'sıyla birleştirirsek tedaviyi sentezleyebileceğimize inanıyorum.
Je pense que si nous injectons la Cellule Mère dans l'ADN d'un animal muté, nous pourrions éventuellement synthétiser un remède.
O bilim adamları size inanmadı. Fakat ben inanıyorum.
Ces scientifiques ne vous ont pas crue, mais moi oui.
O yüzden evet, anladığıma inanıyorum.
Alors oui, je le pense vraiment.
Çünkü sana inanıyorum.
Parce que j'ai foi en toi.
Ana hücreyi mutasyona uğramış bir hayvanın DNA'sıyla birleştirirsek tedaviyi sentezleyebileceğimize inanıyorum.
Je crois que si on introduit la Cellule Mère dans l'ADN d'un animal muté, on pourrait synthétiser un remède, mais il y a un problème :
O bilim adamları size inanmadı fakat ben, inanıyorum.
Ces scientifiques ne vous ont pas crus, mais moi si. - Et mes collègues?
Cincinnati'de birkaç kez karşılaştığımıza inanıyorum.
Je crois que nous nous sommes rencontré il y a quelque temps à Cincinnati. Je n'oublie jamais une belle femme.
Yine de, yüksek saygınlıkta aynı birçok şeyi paylaştığımıza inanıyorum.
Et je suspecte déjà que nous tenons aussi de nombreuses choses en commun en haute estime.
Tenin şehvetine ve ruhun şifasız tecritine inanıyorum.
"Je crois en la perte de la chair et en l'incurable isolement de l'âme."
İnanıyorum.
Vraiment.
İnanıyorum sana.
Je vous crois.
Ben inanıyorum.
J'ai cette foi.
İnanıyorum.
Je la crois.
İnanıyorum.
C'est le cas.
Eğer onun değil de benim olduğuma inanıyorsanız neden fünyeyi bırakmıyorum?
Si tu crois vraiment que c'est moi et pas lui, alors pourquoi je ne lâche pas le déclencheur?
- Tabii ki sana inanıyorum.
Mais si, je te crois.
Biliyorum. Bana inan. Ben de yaptığım şeyi istemeyerek yapıyorum.
Je le sais, et crois-moi, je ne veux pas faire ce que je fais non plus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]