Istemedim translate French
15,109 parallel translation
Endişelenmeni istemedim.
Je ne voulais pas t'inquiéter.
Sana mesaj yollamak istemedim, sesini duymak istedim.
Je n'ai pas voulu t'envoyer de message, je voulais entendre ta voix.
İnançlarına saygısızlık etmek istemedim ve tüm cevaplara sahipmişim gibi hareket ettim. Ama sahip değildim.
je vous ai pas écouté... mais j'ai fait comme si j'avais toutes les réponses, alors que non.
Tanrım hayatım boyunca senden bir şey istemedim, biliyorum.
Seigneur, je n'ai jamais demandé grand-chose.
Eve gidip gelip onca yolu tepmek istemedim, arabada oturup çalıştım ben de.
Je ne voulais pas retourner chez moi, alors je suis resté dans ma voiture et j'ai travaillé.
Öyle demek istemedim tatlım.
Je ne parle pas de toi, chérie, je parle...
Sizi sıkmak istemedim, umarım her şey yolundadır ama kocam Mike Williams, Deepwater Horizon'da ve... Evet hanımefendi, petrol kulesinde yangını doğrulayan birkaç ihbar var.
{ \ 1cH00ffff } Je... { \ 1cH00ffff } Je ne veux pas vous déranger, je suis sûre que tout va bien... { \ 1cH00ffff } Mais mon mari est sur Deepwater Horizon et... { \ 1cH00ffff } Oui, on nous a signalé un incendie sur une plate-forme.
Bu çocukların kafası kolay karışıyor " demek istemedim. Belki bilmek istersin diye düşündüm.
J'ai pensé que vous aimeriez le savoir.
- Onu demek istemedim.
Ce n'est pas ce que je veux dire.
Bilirsin, sanki kendim gibi istenmeyen bir bebek olmasını istemedim bu bebeğin de.
Je ne voulais pas que ce bébé se sente aussi peu désiré que moi.
Hanımefendi, yavrunuzun gördüğü ilk yüz benimki olsun istemedim.
Je voulais pas qu'il naisse en voyant mon visage.
Resme dalmak istemedim. Üzgünüm.
Pardon d'avoir explosé la photo.
Restorandaki adamlarla bir şeyler içmek için dışarı çıktım. Meraklanmanı istemedim.
Je vais prendre un verre avec les gars du restaurant, je ne veux pas que tu t'inquiètes.
Biliyorum. Korkmanı istemedim.
Je sais, parce que je voulais pas t'inquiéter.
Terfini tehlikeye sokmak istemedim.
Je voudrais pas compromettre ta promotion.
Seni utandırmak istemedim.
Je ne voulais pas t'embarrasser.
Kimsenin canı yansın istemedim Jeff.
Je n'ai jamais voulu ça.
Saygısızlık etmek istemedim.
Je ne voulais pas vous manquer de respect.
Ben onun yardımını istemedim.
Je n'ai pas voulu de son aide.
Çocuk sahibi olmanı istemedim.
Je ne voulais pas que tu aies d'enfants.
İstemeni istemedim.
Je ne vous ai pas demandé de demander.
Bunu yapmasını istemedim.
Je ne lui ai pas demandé de faire ça.
Bunları ben istemedim.
Je n'ai rien demandé.
Sadece bunun sona ermesini istemedim.
Je ne voulais pas que cela s'arrête.
Yakalanırsam üstümde bulunmasını istemedim. O yüzden buraya sakladım.
Je ne pouvais pas le garder sur moi et je l'ai caché ici.
Geri dönemezsen diye seni hayal kırıklığına uğratmak istemedim.
Je ne voulais pas vous décevoir, au cas où vous ne reviendriez pas.
Senden bir şey istemedim. on dolar borç istedim.
Pas donner, prêter!
Kendi çocuklarım için asla böyle bir şey istemedim!
Je voulais pas ça pour mes enfants!
Hiç başka şeyler istemedim mi sanıyorsun?
Tu crois quoi?
Kendimi iyi hissedeyim diye beni güldürecek birini istemedim mi?
Qu'on me fasse rire, que je me sente bien?
- Öyle demek istemedim...
- Je ne veux pas dire ça.
Bu arada gücendirmek istemedim, sadece... Sen kendini gördün mü hiç?
Je ne voulais pas vous vexer mais... vous vous êtes vu?
Pardon ya, lafı öyle bitirmek istemedim aslında.
Pardon, je ne voulais pas finir sur une note bizarre.
Hasarlı mal olduğumu düşünmeni istemedim.
Je ne voulais pas que tu croies que j'étais fragile.
Panik yapma diye daha önce söylemek istemedim.
Je ne te l'ai pas dit avant, car je ne voulais pas t'effrayer.
Senin iyi hissetmeni... ve toparlanmanı istedim... ama bana bir daha ihtiyaç duymayacağın kadar da... toparlan istemedim aslında.
Je voulais que tu ailles mieux... et retrouve ton groove... mais pas au point ou tu n'aurais... plus besoin de moi.
Gerçekten bunu yapmanı istemedim, gerzek herif.
Je ne t'ai pas demandé de le faire, idiot.
Pantolonuma kan bulaşsın istemedim.
Je ne veux pas me mettre du sang sur les mains.
Gerçekten Ken'in başının derde girmesini istemedim.
Je ne veux pas que Ken ait des ennuis.
Bu dünyanın sana sahip olmasını hiç istemedim.
Je n'ai jamais voulu que ce monde te découvre.
- Seni korkutmak istemedim. - Sorun değil.
- Je ne voulais pas vous faire peur.
Öyle demek istemedim.
Je ne voulais pas dire ça.
Hayır, özür dilerim. Öyle demek istemedim.
Je suis désolé, je ne voulais pas dire ça.
Zavallı kadının itibarını daha fazla zedelemek istemedim.
Je ne voulais pas aggraver la réputation de la dame.
Hayır, ben istemedim...
J'avais pas envie d'y aller.
Çünkü ben Reading'liyim ve onları öfkelendirmek istemedim.
Je voulais pas les énerver, là-bas.
Reading'i de istemedim çünkü Slough'lılar bana "Hain" derdi.
Et je ne voulais pas mettre "Reading", parce que la clique de Slough me prendrait pour un traître.
Bakmak istemedim, baktırttın.
Vous m'avez forcé à regarder.
Heyecanlanmanı istemedim.
Je voulais pas te gêner.
Sadece uğraşmak istemedim.
Je ne voulais pas l'accepter.
Yalan söylemek istemedim.
Je voulais pas vous mentir.
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34