Istemem translate French
14,338 parallel translation
Bu ailenin bir karmaşaya sürüklenmesini istemem.
Je ne voudrais pas que cette famille soit mêlée à un scandale local.
Tom, bak üstünlük göstermek istemem ama bizim gibi insanlar mantıklı evlenmeli.
Tom, regarde, je ne veux pas tirer rang, mais avec des gens comme nous, nous avons besoin de se marier judicieusement.
Bu ailenin bayağı ve yerel bir yaygaraya sürüklenmesini istemem.
Je ne voudrais pas voir cette famille entraînés dans une sordide, brouhaha locale.
Daha fazla bulaşmanı istemem.
Non, je ne veux plus te mêler à tout ça.
Bir şey olursa, yardakçı sayılmanı istemem.
Si quelque chose tourne mal, je ne veux pas que tu sois complice.
Yalan söylemeni istemem.
Et je ne veux pas que tu mentes.
Hayır, size engel olmak istemem.
Je ne veux pas m'imposer.
Eğer düştüyse seni de yanında çekmesini istemem.
S'il est tombé, je ne veux pas qu'il vous entraîne dans sa chute.
Kalktığımda, gitmiş olursan, Alfredo'nun yerinde olmak istemem.
Si en me réveillant t'es plus là... Il fera pas bon d'être Alfredo.
Uslu olduğun sürece hatta bir Noel kartı bile göndermek istemem.
Aussi longtemps que vous vous tiendrez correctement. Je n'enverrais même pas de cartes pour Noël.
Kyle'ın daha sonra göreceğini hayâI etmeyi hiç istemem.
J'ose pas imaginer ce qu'il va voir ensuite.
Haddimi aşmak istemem ama bence hemen New Mexico'daki büyük çiftliğe gitmelisiniz.
En effet. Et si je peux me permettre, je pense que vous devriez allez voir les ranchs au Nouveau Mexique, immédiatement.
Hasta benim gözetimimdeyken fıtıklaşma olmasını istemem.
La patiente ne fera pas une hernie sous ma surveillance.
Aşağılamak istemem ama solucanlığınızı bilin.
Ecoute, je ne veux pas être insulté ici, mais vous êtes les vers, d'accord?
Herhangi bir kadınla çıkmanı istemem.
Je ne veux pas que tu sortes avec aucune femme.
Hem sinirsel bir hasar ihtimaline karşı hem de gömleğime kan bulaştırmanı istemem. Çünkü çok önemli bir toplantım var, anlaştık mı? Ne dedin?
À cause d'un risque de lésion du nerf, et aussi pour ne pas tâcher ma chemise parce que j'ai une importante réunion, d'accord?
- Ona güvenmediğimi düşünmesini istemem. - Elbette.
Je ne voudrais pas qu'il pense que je n'ai pas confiance.
Hele de Simon hakkında hiç konuşmak istemem.
Et vraiment pas parler de Simon,
Benim evimin çatısı altında sürpriz yaşamak istemem.
Tant que tu es sous mon toit, je ne veux pas de grosses surprises.
Bu özel anınızı mahvetmek istemem ama ama şuna bir bakmak isteyeceğinizi düşündüm... Bu nedir?
Oh, je déteste interrompre un moment spécial, mais j'ai pensé que tu pourrais vouloir jeter un oeil à ça.
- Unutmak istemem.
- Je ne veux pas oublier.
Kabalık etmek istemem ama ben uyuşturucu kullanmıyorum.
Je suis désolée. Je ne veux pas paraître impolie. Je... je ne prends pas de drogues.
Hayır, Babanın ismini ve anısını alçaltmak istemem.
Non, je ne voudrai pas souiller le nom et la mémoire de votre père.
Kaba olmak istemem ama pek sohbet havamda değilim.
Euh écoutez je ne veux pas être impoli, mais je ne suis pas d'humeur pour une petite discussion.
Çıkarcı gibi görünmek istemem ama- -
Je ne veux pas être de mauvaise foi...
Dr. Brennan saygısızlık etmek istemem ama siz şüphelinin karısısınız.
Docteur Brennan, avec tout mon respect, vous êtes la femme du suspect.
Havaalanına telaşla gitmeyi sevmiyorum ve uçağı da kaçırmak istemem.
Je ne veux pas rater notre vol.
Sana garip gelecek bir şey yaptırmak istemem.
Si c'est gênant, je ne veux pas te forcer à faire un truc déplaisant.
Insanların onu o şekilde görmelerini istemem.
Je ne veux pas que les gens la voient comme ça.
Tamam ama o durumda Sarmaşık Ligi ortamında sıkışmak istemem.
Bien, mais dans ce cas, je ne pense pas que je veux être enfermé dans une grande université.
Aptal gibi görünmeni istemem.
Je n'ai pas envie d'avoir l'air idiot.
Aptal durumuna düşmek istemem ama biraz abartmıyor muyuz?
C'est pas pour jouer a l'idiot là dessus, mais est ce qu'on exagère pas?
- Sorunlarımla boğmak istemem seni.
Je suis si excitée que tu sois là.
Olumsuz düşünen kişi olmak istemem, ama Zambia'ya yedi bin mil falan var.
Je veux pas casser l'ambiance, mais c'est à environ 11000 km de Zambia.
Hayal kırıklığına uğratmak istemem ama bu basit bir...
Je m'en voudrais de décevoir, Mais ça ressemble à ton bon vieux...
Kendimi sigorta poliçesinin ötesinde tanımlamak istemem.
Je préfèrerais ne pas m'identifier autrement que comme sa police d'assurance.
İlerleme kaydediyorsan burnumu sokmak istemem ama düşündüm ki belki de...
Je ne veux pas te forcer la main si ça te travaille, Mais je pensais juste que, tu sais...
Efendim saygısızlık etmek istemem ama güvendiğiniz herkes bir tarafta siz başka taraftaysanız bu sizi ne yapar?
Sauf votre respect, quand les personnes en qui l'on a le plus confiance sont toutes du même côté et que vous êtes la seule de l'autre Qu'est-ce que ça fait de toi?
Ben en son çok hızlı ilerlediğimde adamı tanıdığım zaman bulduklarım kimsenin başına gelsin istemem.
La dernière fois que je me suis déplacé rapidement, une fois que je suis arrivé à connaître l'homme, ce que je découvert, Je ne voudrais pas cela à personne.
Sana işkence etmek istemem.
Je ne voulais pas te torturer.
Kaba olmak istemem.
Je ne veux pas être grossier.
Evet ama, onu geri alabilme şansımı mahvetmek istemem.
Ouais, mais je ne veux pas gâcher mes chances de la récupérer.
Kontun uykumda kuzu bacağı yuttuğumu düşünmesini istemem.
Je ne veux pas que le comte pense que j'ai avalé un jarret d'agneau dans mon sommeil.
Seni acele ettirmek istemem ama daha bitmedi mi?
Je ne veux pas te presser, mais, as-tu fini?
- Afedersin, kabalık etmek istemem.
- Je suis désolée, je ne veux pas être impolie.
Açıkçası ben senin beni ziyaret etmeni istemem.
Je préférerais franchement que vous ne veniez pas.
- Dövüş okuluna geç kalmanı istemem.
Je ne veux pas te mettre en retard pour le dojo.
Size daha fazla zahmet vermek istemem.
Je ne voudrais pas vous déranger.
Rahatsız olmanı istemem ama devam etmeden önce... -... konuşmamızı kaydetmek istiyorum, sorun olur mu?
Je ne veux pas vous mettre mal à l'aise, mais, avant d'aller plus loin, j'aimerais enregistrer notre conversation.
Tek yapmam gereken istediğimi almak sonra tüm diyarların gördüğü en yüce kral olacağım. İstemem kalsın.
Non, merci.
Bozulsun istemem.
Je ne veux pas l'abîmer.
istemiyorum 1125
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemiyor musunuz 34
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemiyor musunuz 34