Istemez misin translate French
1,694 parallel translation
Bu gece, evimde doğru düzgün bir yatakta uyumak istemez misin?
Viens donc dormir dans un vrai lit, chez moi tu te reposeras
Bakmak istemez misin?
Tu ne veux pas regarder?
Ne yani? Uzun yaşayıp yaşlanmak istemez misin?
Tu ne veux pas vivre vieille?
Onları kimin tuttuğunu öğrenmek istemez misin?
Tu veux pas savoir qui les a recrutés?
Annemi kimin öldürdüğünü bulmak istemez misin?
Tu veux pas savoir qui a tué maman?
Biraz daha yemek istemez misin?
Vous ne voulez plus manger?
O zaman elinde ne vardı? Şu anda çenemi kırmak istemez misin?
Appliqué le manuel, ou brisé ma mâchoire avec une lampe torche?
Hadi, kocanı görmek istemez misin?
Tu veux pas voir ton mari?
Önce ne yazdığımı duymak istemez misin?
- Tu veux pas écouter mon poème?
- Denemek istemez misin?
- Tu veux pas essayer?
Haydi ama, yardım etmek istemez misin?
Allez. Tu veux venir nous aider?
Bütün burada oturacağına yüzünde rüzgarı hissetmek istemez misin?
Tu ne voudrais pas plutôt sentir le vent sur ton visage au lieu de rester assis ici à presser des boutons toute la journée?
Birilerinin öğreneceğini düşünmeden Chastity'nin içine düşmeyi istemez misin?
Vous, n'avez-vous pas envie de Chasteté sans craindre d'être pris? - Super, non?
- Gelmek istemez misin?
Tu veux venir?
- Bize gelmek istemez misin?
- Tu ne viens pas chez nous?
Oturmak istemez misin?
Tu t'assieds pas?
Onu sikmek istemez misin?
Tu veux la baiser ou pas?
Ensign Davis'in kahramanı olmak istemez misin?
Tu ne veux pas passer pour un héros aux yeux de l'Enseigne Davis?
Beni kapıya kadar geçirmek istemez misin?
Tu me raccompagnes à la porte?
Bundan bir tane istemez misin?
Ca ne te tente pas? Hum.
Sana hizmet ettikleri gibi ülkene hizmet etmek istemez misin?
Tu veux pas servir ton pays?
Eğer bir gece uyanıpta, evimizin yandığını görürse, onun 911 i aramasını istemez misin?
Imagine qu'elle se réveille au milieu de la nuit, notre maison en feu Tu ne veux pas qu'elle appelle les secours?
Eğer beni affetmek için bir yol bulabilirsen, mutlu olmak için bir yol bulaiblirsen, bunu istemez misin?
Mais si tu pouvais trouver un moyen de me pardonner. Si on pouvait trouver un moyen d'être heureux, ça ne t'intéresserait pas?
Yani eğer sana da benzer bir şey olsa, benim için aynısını istemez misin?
Tu ne voudrais pas la même chose pour moi? Si quelque chose t'arrivait?
! Mutlu olmamı istemez misin?
Tu ne voudrais pas que je sois heureuse?
Beni postalamadan önce bir bakmak istemez misin?
Tu ne veux pas regarder avant de me jeter dehors?
- Hikayeyi değiştirmek istemez misin?
- Vous changez votre histoire?
Seçeneğin şöyle : Maya'nın neden öldüğünü öğrenmesini ister misin, istemez misin?
Le choix, c'est : veux-tu que Maya sache pourquoi elle est morte ou pas?
O kutularda ne olduğunu bilmek istemez misin?
Tu n'aimerais pas savoir ce qu'il y avait dans cette boîte mystérieuse?
- Çay ister misin, istemez misin?
- Tu veux du thé ou non?
" Görmek istemez misin?
" Tu ne veux pas le voir?
Dokunmak istemez misin?
T'as pas envie de la toucher? "
"İçini açıp ellerini içeri sokmak istemez misin?"
"T'as pas envie de l'ouvrir et de plonger tes mains à l'intérieur?"
Yarın okula geldiğinde, tanıdığın birileri olsun istemez misin?
Tu voudrais pas venir ici demain en connaissant un peu de monde?
Duş falan almak istemez misin önce?
Tu ne veux pas te doucher avant?
Onun güvende hissetmesini istemez misin?
Tu trouverais normal qu'elle trouve ça naturel?
Yani... biraz ara vermek istemez misin?
Tu ne veux pas prendre ton temps?
Emin misin? Yani... biraz ara vermek istemez misin?
Tu ne veux pas attendre un peu?
Bu sadece bir sinema. Ayrıca, neler olabileceğini düşünmektense şansını değerlendirmek istemez misin?
Par ailleurs, ne préférerais-tu pas essayer plutôt que de toujours te demander ce que tu as raté?
Ama Antwon'un yerine hizmet etmek istemez misin?
Mais pourquoi ne pas sacrifier Antwon?
Ama baba, arkanı dönüp kuleyi görmek istemez misin?
Mais, Papa, tu veux pas te tourner et voir la tour?
Clark Kent hakkındaki gerçeği bilmek istemez misin?
Ne veux-tu pas connaître la vérité à propos de Clark Kent?
Veronica. hiç normal bir şey için yardım istemez misin sen?
Et ben, Veronica. T'as déjà demandé de l'aide pour des trucs normaux?
.Sonsuza kadar en iyi arkadaş olmamızı istemez misin?
Tu veux pas qu'on soit meilleurs potes?
Tadına bakmak istemez misin?
Tu ne veux pas apprendre à aimer?
Sağ kalan tek kişi bu, onun yaşamasını istemez misin?
C'est la seule survivante. Tu ne voudrais pas qu'elle meure...
İlk randevuda nelerin uygun olacağını bilmek istemez misin?
Je suis sûre que vous voulez savoir ce qu'on doit faire au premier rendez-vous?
Benim yeni savcı olmamı istemez misin?
Tu ne veux pas que je sois le prochain procureur?
Orada olmak istemez misin?
T'as pas envie d'être là?
- Kaşıkla yemek istemez misin?
Tu veux pas une cuillère?
Ne kadar iyiydi ama! Tekrar yapmak istemez misin?
C'était très bien.
misin 24
mısın 19
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
mısın 19
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemiyor musunuz 34
istemek mi 21
istemiyoruz 30
istemezsin 24
istemiyor mu 16
istemedim 58
istemiyor musunuz 34
istemek mi 21
istemiyoruz 30
istemezsin 24
istemiyor mu 16