Istemez translate French
6,242 parallel translation
Bana o söylemişti. Kimse onu bir daha istemez.
Elle m'a dit que personne ne voudra plus d'elle.
Eğer sahiden eşcinsel olsaydım bizde kalmak istemez miydin?
Tu viendrais dormir à la maison si j'étais vraiment gay?
Senin için bunun olmasını istemez miydi sence?
Tu ne crois pas qu'elle aurait voulu cela pour toi?
Sen onlarla yaşamak istemez misin?
Tu ne voudrais pas vivre avec eux?
Benim bebeğim istemez.
Pas le mien.
Lütfen, hiçbir kız annesini bunu yaparken görmek istemez.
S'il te plait, aucunes filles voudrait regarder sa mère faire ça.
O çiftler gibi bilmek istemez misin?
Vous ne connaissez pas un couple comme ça?
Gelecek dört yılını ona bakarak geçirmek istemez miydin, yavşak Nixon'dansa...
Maintenant, ne préféreriez vous pas passez les 4 prochaines années à le regarder plutôt que ce Ni...
Hiç bir baba oğlunu militan olarak görmek istemez.
Aucune père ne veut voir son fils se radicaliser.
Tabanca kullanarak eline verdiği koz varken, kolay kolay boşanma istemez.
Avec la marge de manoeuvre que la fusillade t'a donné, c'est pas comme s'il pouvait demander le divorce.
Son bir oyun istemez misiniz?
Tu ne veux pas d'une dernière partie?
Erkekler bilmek istemez.
Les mecs ne veulent jamais savoir.
En azından hikâyeni bitirmek istemez misin?
Veux-tu au moins finir ton histoire?
- Affedildin. Önce günahlarımı duymak istemez misiniz, peder?
Vous ne voulez pas les entendre?
# # Birinin seni önemsemesini istemez misin?
Ne veux-tu pas quelqu'un qui tienne à toi?
Pekala. Başka kök birası istemez misin?
Tu ne veux pas une autre boisson gazeuse?
Gelmek istemez.
Il ne voudra jamais venir.
Kim böyle bir şeyi yemek istemez ki?
Qui ne voudrait pas manger cette garniture?
Ama kimse bir tahmin oyunu oynamak istemez.
Personne ne veut jouer aux devinettes.
İspat istemez bence dürüstlüğü, mertliği.
Elle est sincère, car je l'ai éprouvée telle ;
- Evet. - Kim oraya gitmek istemez?
Qui ne voudrait pas aller là bas, hein?
Kimse bunu istemez.
Personne ne veut ça.
Tanrı sadece savaşmamızı ve yorgunluktan ölmemizi istemez.
Dieu ne veut pas au premier combat une mort d'épuisement.
Peter Gregory şirket için en iyi şeyi istemez mi?
Peter Gregory ne veut pas le meilleur pour cette entreprise?
- Küçük bir balık istemez miydin?
Tu ne voudrais pas plutôt un gentil petit poisson?
Böyle olmasını kimse istemez.
Personne ne veut cela.
Yani daha büyük bir dolap istemez misiniz?
Donc vous ne voulez pas d'un plus grand dressing?
Ajan istemez.
Aucun agent.
Evet, yalakalık istemez.
Épargne-moi la flatterie.
Lütfen, alkış istemez.
On applaudit!
Hadi ama, millet yemek yemeye çalışıyor, kimse göbeğini görmek istemez. Hop, hop, hop.
Allez, on a de la nourriture ici, des gens qui essaient de manger ne veulent pas voir tout ça.
Yani kim istemez ki?
Et vous ne le vouliez pas aussi?
- Noah daha yazmaya başlamadan hakkında konuşmak istemez.
Noah n'aime pas parler de son boulot - avant d'avoir commencé à écrire.
Biri kendi barınağında girdiğinde... Dosdoğru çirkin bir çalışma masası... Görmek istemez!
Quand quelqu'un entre dans leur sanctuaire, ils ne veulent pas avoir les yeux immédiatement attirés par un espace de travail hideux!
Biraz takılmak istemez misin?
Tu veux traîner une minute?
Açık yakalamak istediğimden değil de, manyak bir katil 15 yılını çatı katında geçirecek. Sizce de kilerden yiyecek çalmaktan daha çirkin şeyler yapmak istemez miydi?
Je ne cherche pas la petite bête, mais si un tueur fou a passé 15 ans dans le grenier, difficile d'imaginer que le pire qu'il puisse faire... c'est de voler de la nourriture dans le garde-manger.
Onun durumunda işleri ben yapıyordum. Kim beni işe almak istemez ki?
Dans son cas, c'est moi qui l'ai fait, qui ne voudrait pas m'engager?
PJ'yi görmek istemez diye düşünmüştüm.
Je croyais qu'il ne voulait pas voir PJ.
Aydınlığa çıkmak istemez misin?
Tu veux décrocher les étoiles?
Sen eve girip temizlenmek istemez misin?
Rhonda, tu veux te nettoyer?
Her insan haftasonunu bir şişe viskiyle bu şekilde geçirmek istemez ama dokuzuncu geleneksel... -... herkesin aklını karıştıran...
Ce n'est pas ce que la plupart des gens feraient avec une bouteille de whisky pendant le week end, mais c'est la 9ème fête annuelle... phénomène qui a dérouté la...
Hadi ama, kim Gene Simons'la çalmak istemez ki?
Oh allez. Qui ne voudrait pas faire jouer avec Gene Simmons?
Ama bir kez başladım mı kimse durmak istemez değil mi?
Mais une fois que c'est commencé qui veut s'arrêter, n'est-ce pas?
Hiçbir evlat annesinin bir hayat kadını gibi giyindiğini görmek istemez.
Aucun fils n'a besoin de voir sa mère habillée comme une gueuse.
Yaşlı Thomas bu seçimi hiç istemez biliyorum, ama, orduya katıl.
Je sais que Thomas irait contre cette idée, mais rejoignez l'armée.
Hiç kimse kafasına bir plastik parçası eklemek istemez.
Personne ne veut se coller un bout de plastique sur la tête.
Güven bana kimse adının ışıklı halini görmek istemez.
Crois-moi, personne ne veut voir ton nom dans la lumière.
Evet ve hiç kimse seni taytlı görmek de istemez.
Oui, et personne au monde ne veut te voir en collants.
Sence de şu durumda size yardımcı olmak istemez mi?
Ne crois-tu pas qu'il puisse vous aider?
İstemez.
Garde-le.
Denemek istemez misin?
Tu veux essayer?
istemezdim 19
istemez misin 33
istemezsin 24
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemez misin 33
istemezsin 24
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270