Kapatmak zorundayım translate French
155 parallel translation
Kapatmak zorundayım.
Il faut que je raccroche.
Kapatmak zorundayım.
Il faut que je ferme.
Hayır, şimdi kapatmak zorundayım.
Je ne peux pas vous parler plus longtemps.
Bir dakika, lütfen.Kapatmak zorundayım
Un instant, je vous prie. Willoughby, je dois vous laisser.
Ve artık, sevgilim kapatmak zorundayım. Gelecekteki mutlu günlerin için en içten dileklerimle sevgili kocan...
Et maintenant, ma chérie, je dois en finir, avec mes vœux les plus sincères pour un avenir heureux.
Özür dilerim, kapatmak zorundayım. İncelemem gereken çok önemli bir dosya var.
Pardonnez-moi si je vous laisse, j'ai encore 2 dossiers très urgents à étudier.
Bayan Daniel, artık kapatmak zorundayım.
Mme Daniel, nous fermons.
Ama, kapatmak zorundayım.
Il faut que je ferme.
Yorgunum. Gözlerimi bir süreliğine kapatmak zorundayım.
Il faut que je dorme un moment.
Paul, üzgünüm kapatmak zorundayım beni çağırıyorlar.
- Je dois y aller, on m'appelle.
Vi, artık kapatmak zorundayım.
Val, je dois raccrocher.
Bak kapatmak zorundayım.
Je dois raccrocher, désolé.
Telefonu kapatmak zorundayım.
Je dois raccrocher.
Kapatmak zorundayım.
Faut que je ferme.
Geliyorum, tamam. Kapatmak zorundayım.
Il faut que j'y aille.
Şalter. Onu kapatmak zorundayım!
Il faut que je coupe le disjoncteur!
Kalbimde bir pencere var ve sen ne zaman istersen içeri girebilirsin. Onu kapatmak zorundayım, yoksa hiçbir şey farklı olmayacak.
Tu te glisses par la fenêtre de mon cœur quand ça te plaît... si je ne la ferme pas, rien ne changera!
Sara, şimdi kapatmak zorundayım ama seni sonra ararım, sohbet ederiz.
Ecoute, Sara. Il faut que je raccroche. Je te rappellerai.
Bak Ann, kapatmak zorundayım.
Bon, je dois y aller
- Bak, artık kapatmak zorundayım.
Il faut que j'y aille.
Kapatmak zorundayım, tüm rehineleri öldürmem lazım, tamam mı?
Je vais raccrocher car je dois aller tuer tout le monde.
Toplantı var. Kapatmak zorundayım.
Je suis en réunion, je dois vous laisser.
Çok özür dilerim ama şu anda kapatmak zorundayım.
Je suis désolée mais je vais devoir raccrocher.
Kapatmak zorundayım.
Bon. Je raccroche.
Kapatmak zorundayım.
Je dois raccrocher.
Kapatmak zorundayım. Çok geciktim.
Je dois y aller.Je dois rencontrer le président européen.
Kapatmak zorundayım.
Je dois y aller.
Kapıyı kapatmak zorundayım!
Je dois fermer!
Korkarım şu an kapatmak zorundayım, efendim.
Je crains de devoir raccrocher.
Üzgünüm, bayan. Kapatmak zorundayım.
Désolé madame, je dois fermer.
Bak çıktı işte! Kapatmak zorundayım!
Le voilà!
Kapatmak zorundayım.
Je raccroche!
Kapatmak zorundayım.
Je dois mettre fin à la communication.
Bunu size yapmaktan nefret ediyorum ama şu an kapatmak zorundayım.
Je suis vraiment désolé mais je vais devoir vous laisser.
Bu deneydeki ilk 11 denemede başarıya ulaşamadım... Bu benim Pentagondaki ahmaklar gibi olmamam için son şansım olacak... Aksi takdirde bu yeri Pazartesi sabahına kadar kapatmak zorundayım.
Comme mes 11 premiers essais ont été infructueux... ce sera ma dernière chance... puisque les idiots du Pentagone... fermeront les lieux dès lundi matin.
Tatlım, kapatmak zorundayım.
Chérie, il faut que j'y aille!
Burada olduğuna göre kapatmak zorundayım.
Il faut que j'y aille, parce que... tu es là.
Kapatmak zorundayım. Terzide görüşürüz.
A plus tard chez le tailleur.
Aşkım kapatmak zorundayım.
Chérie, je dois filer.
- Neyse kapatmak zorundayım.
- Je dois te laisser chérie.
- Kapatmak zorundayım.
- Je dois y aller.
Kapatmak zorundayım. Seni sonra ararım.
Va falloir que je vous rappelle.
- Kapatmak zorundayım.
Il faut que je boucle.
Camı kapatmak zorundayım.
Je vais fermer la fenêtre.
Bu tekkeyi kapatmak ve mühürlemek zorundayım.
Je boucle tout.
Kapatmak zorundayım.
Écoute, je dois raccrocher.
Yedi bine kadar onun kayıplarını kapatmak zorundayım.
Je dois raquer 7000 $.
Kapatmak zorundayım.
Je dois sortir.
- Kapatmak zorundayım. Birinin geldiğini duydum.
Je raccroche.
O halde parçacık akımını kapatmak zorundayız.
Alors il faut déconnecter la fontaine.
Siz istediğinize inanabilirsiniz, Leydi Hester. Fakat sizi uyarmalıyım eğer İtalya savaşı kabul ederse biz konsolosluğu kapatmak zorundayız.
Pensez ce que vous voulez, lady Hester, mais je vous préviens... si l'ltalie déclare la guerre... nous devrons fermer le consulat.
zorundayım 57
kapat 275
kapatın 81
kapatıyorum 105
kapattım 30
kapattı 55
kapat kapıyı 36
kapat çeneni 171
kapat onu 35
kapatma 86
kapat 275
kapatın 81
kapatıyorum 105
kapattım 30
kapattı 55
kapat kapıyı 36
kapat çeneni 171
kapat onu 35
kapatma 86