Kapıya bak translate French
346 parallel translation
Gelecek sefer ine gittiğinizde eski kapıya bakın. Baş harflerimin tam yanında "J.C." yazar :
Dans la cachette, vous verrez les initiales "J.C." Près des miennes.
Kapıya bak.
On sonne...
Sen arka kapıya bak.
Vous, la porte de derrière.
Kapıya bak!
- Surveille la porte!
- Armand, kapıya bak!
.. qu'est-ce que vous attendez?
- Kapıya bakıver!
Sonnette. - Va ouvrir!
Kapıya bak Gladys.
La porte d'entrée.
Kapıya bak. Büyük ihtimalle Dr. Scott.
Allez ouvrir, ça doit être le Dr Scott.
Kapıya bak.
Regarde. Voilà la porte.
Kapıya bak, biri vuruyor.
On frappe, va ouvrir.
Sen kapıya bak, aptal.
Retourne à la porte, cloche!
Git hadi! Şu kapıya bak.
Allez ouvrir!
Çeşmeyi geçince soldan üçüncü kapıya bakın.
Après la fontaine, troisième porte à gauche, vous ne serez pas les seuls.
Şurayı görüyor musunuz? - Kapıya bakın. - Kapının üstünde.
Vous voyez ca?
Ignazia, kapıya bak!
Va ouvrir!
- Git kapıya bak.
- Va ouvrir!
Git şu kapıya bak!
Va ouvrir!
Git ve şu kapıya bak.
Vas-y et ouvre-leur!
Oraya git, şu kapıya bak.
Vas-y et ouvre la porte!
Git kapıya bak.
Va ouvrir la porte.
Git kapıya bak dedim.
J'ai dit, va ouvrir.
Doğru, ahmak seni, git de kapıya bak.
Mais oui, tête de nœud, va ouvrir.
Kapıya bak!
Vas-y!
Git kapıya bak.
Va ouvrir!
Şimdi kapıya bakıyorsun, ha?
Tu veux bien ouvrir la porte?
Rozali, kapıya bakın lütfen.
Rosalie, allez ouvrir, je vous prie.
- İnes, kapıya bakın lütfen.
Inès, allez ouvrir.
Üzgünüm, ben arka kapıya bakıyordum.
Pardon. Je cherchais la porte de derrière.
Aynı anda hem kapıya bakıp hem de odamda olamam, değil mi?
Je peux pas être dans ma chambre et faire le portier.
Saatime ve kapıya bakıyordum.
Je regardais ma montre, la porte.
Kapıya bakın!
Ouvrez la porte!
- Ne var? Git kapıya bak.
Va répondre.
Tanrım! Kapıya bak.
Regardez la porte!
- Kapıya bak Pete.
Va ouvrir, Peter!
Bianca, kapıya bak.
Bianca... va ouvrir!
Kapıya bak. Hadi.
Surveille la porte!
Ne kadar komik, değil mi? Bak, kapıya çıktı. Bak!
Il grimpe sur la porte, regarde!
Sen arka kapıya bak.
- Vous, surveillez l'entrée.
Haydi Callie, kapıya bak.
Sottises!
Git kapıya bak.
Va ouvrir.
Kapıya bak.
Regarde qui c'est.
Ana kapıya, mağazaya bakın, her yere bakın.
Cherchez-le à l'entrée, au magasin, partout.
Bak kimin kapıya ateş etmek istediğini öğrenmek istiyorsan git kendin bak.
Si tu veux savoir qui va tirer, vas-y toi-même.
Junko, lütfen kapıya bak.
Va ouvrir, s'il te plaît.
Kapıya doğru bak. Benim gördüğümü sen de görüyor musun?
Regardez vers la porte et dites-moi si vous voyez ce que je vois?
- İcabına bakıldı. - Ya avlu, kapılar?
- On s'en est occupé.
Kardeşinin şu kapıya yaptığına bir bak!
Regarde ce que ton frère a fait à la porte.
Lütfen bu kapıya dikkatlice bakın.
Je vous prie de considérer cette porte :
Tepeye bakın Dışarıya tek bir kapı var. Hadi şu kafesten çıkmanın yolunu bulalım.
La dague d'or Pangu tranche le fer comme si c'était de la boue.
Şu kapıya bir bakın.
Regardez plutôt cette porte.
Kapıya iyi bakın.
Regardez bien la portière.
kapıya bakar mısın 19
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakersfield 28
bakalım 1238
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakarım 81
bakire 33
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakersfield 28
bakalım 1238
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakarım 81
bakire 33
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bakarız 131
baksana 1623
bak sen 266
bakan 73
bak ne buldum 97
bakar mısın 103
bakmadım 27
baktım 85
bakire misin 19
bakarız 131
baksana 1623
bak sen 266
bakan 73
bak ne buldum 97
bakar mısın 103
bakmadım 27
bak ne diyeceğim 537
bakmak yok 20
bakalım neler olacak 16
bakacağım 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakın kim gelmiş 88
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakmak yok 20
bakalım neler olacak 16
bakacağım 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakın kim gelmiş 88
bakire meryem 30
bakın şimdi 40