Kaçmak translate French
4,321 parallel translation
Yani araştırmadan kaçmak için muhteşem bir bahane.
En d'autres termes, une excuse parfaite pour renflouer la recherche.
Muhtemelen bu yüzden şehir dışındaki bir üniversiteye gitti, kaçmak için.
Ça doit être pourquoi il a quitté l'état pour la fac, pour s'éloigner.
- Kaçmak o kadar basit değil.
- C'est pas si simple.
Kaçmak için olanakları da var, Sayın Yargıç.
Et les moyens de fuir, Votre Honneur.
Connie'nin kaçmak için onun yardımına ihtiyacı vardı.
Ell avait besoin de son aide pour s'échapper.
3 numaradan sonrakilerin kaçmak için şansı vardı ve şüpheli bunu riske edemezdi.
N'importe qui après le numéro 3 pouvait s'enfuir, et le suspect n'aurait pas pris ce risque.
- Kötü bir durumdan kaçmak çok zor olabilir.
Échapper à une situation violente peut être très dure.
Görünüşe göre, kaçmak için pirelerden yararlanmış gibi.
Le sac à puces a profité de ton numéro pour s'échapper.
Sadece sorunlardan kaçmak olur.
on va devoir se défiler.
Bana daha fazla zarar vermemesi için kaçmak istiyorum.
Je veux juste m'évader comme ça elle ne pourra plus me blesser.
Ayıdan ya da dağ aslanından kaçmak için ağaca tırmanır mıydım bilmiyorum ama bölgede hiçbir yerde ikisinden birinin izine rastlanmadı.
Je ne sais pas si je grimperais à un arbre pour échapper à un ours ou à un lion des montagnes, mais il n'y a aucune trace de l'un ou l'autre dans les environs.
NE YAPALIM? Hayatın tasasından kaçmak için harika bir yerdi.
Ça a été un superbe échappatoire des distractions de la vie de tous les jours.
Stohess'e gelmeden önce kaçmak bu kadar zahmete girmekten daha kolay olmaz miydi?
Ce n'est pas insensé? Déjà, vous auriez pu éviter tout ça si vous aviez fui avant d'entrer à Stohess.
Koridorda, toplantıdan kaçmak mı?
Dans le hall, séchant l'assemblée?
Polisten kaçmak?
Pour fuir la police?
Siz ebeveynler onları çöpe bırakıp kaçmak istiyorsunuz.
Et vous parents, essayez juste de vous en débarrasser.
Kaçmak istemezsin!
N'essaie même pas de courir!
Kaçmak romantiktir.
La fuite est romantique.
Artık kaçmak zorunda değilsin.
Tu n'as plus à fuir.
- Faydan, kaçmak ve kız gibi bağırmak.
Et toi tu ne sais que courir et crier comme une fille.
Bu yazgıdan kaçmak için tekrar doğmam gerekti.
J'ai dû renaître pour échapper à cette calamité.
Hapisten kaçmak göründüğünden daha zordur.
S'évader d'une prison est plus dur qu'il n'y paraît.
Bizden niye kaçmak istesinler ki?
Pourquoi voudraient-ils nous éviter?
Kaçmak senin seçimindi, Anton.
Tu as décider de t'enfuir, Anton.
Çünkü anneme sürekli kızıyordum ve evi yıkıp dökerek kaçmak istiyordum.
Parce que j'étais toujours énervé contre ma mère et je voulais pouvoir détruire la maison pour en partir.
Yani borçlarını ödemekten kaçmak için yaptığın sinsice plan sonunda kendini öldürtmekle sonuçlanıyor.
Alors, votre plan rusé pour éviter de payer vos dettes c'est d'aller vous faire tuer?
Erin var mermi kaçmak, ve Jamie söylüyorum onun patronlar.
Erin a esquivé des balles, et Jamie a engueulé ses chefs.
Olayı yanlış anlamışsınız işte. John, Amerika'ya Çavuşesku'dan kaçmak için geldi.
John est venu en Amérique pour fuir Ceausescu.
Eğer kaçmak istiyorsa en çabuk şekilde olabildiğince nakit paraya ihtiyacı olacaktır.
S'il doit fuir il va avoir besoin d'autant de liquidités que possible, aussi vite que possible.
Evden kaçmak istediğini biliyoruz ve babası bir şekilde bunu kendi lehine çevirdi.
On sait qu'elle voulait fuguer, et son père en profite.
Kaçmak için hazırlanıyormuş.
Elle s'apprêtait à disparaître.
Kaçmak için bir şans daha yakalamamın imkânı da yoktu.
Je n'aurais jamais eu une autre chance de m'enfuir.
Grigori Andrev sana ateş ediyor olsaydı sen de kaçmak için acele ederdin.
Vous auriez fait de même si Grigori Andrev vous tirait dessus.
Kaçmak için hiç bir imkânı yok.
Elle n'est pas en état de s'enfuir.
Dünyada bazı duygular öyle katlanılmaz olur ki onlardan kaçmak için elimizden geleni yaparız.
Il y a certains sentiments qui sont tellement insupportables que nous ferions n'importe quoi pour y échapper.
Belki sahte Abel kendi kaçırma para almak için ülkeden kaçmak.
Abel met peut-être en scène son propre enlèvement pour avoir de l'argent pour s'enfuir du pays.
Şehirden kaçmak için başka bir yol bulmalıyız.
Il nous faut trouver une autre issue.
Kaçmak dışında şansım olmayacağını biliyordu.
Elle savait que je n'avais pas d'autre choix que de fuir.
Kaçmak.
Courir.
Kaçmak istemiyorum.
Je ne veux pas.
Yani onlar kadın kılığına girip polisten kaçmak için trene mi biniyorlar?
Donc ils s'habillent en femmes pour fuir la police dans un train?
Benden kaçmak için her sabah şafak vaktinde mi çıkıyorsun evden? Senden kaçtığım falan yok.
Est-ce que tu pars si tôt chaque matin pour m'éviter?
Kaçmak için beyaz minibüsü kullanamaz.
Il ne peut pas utiliser le fourgon blanc pour partir.
Kaçmak konusunda ne konuşmuştuk?
Qu'avons-nous dit sur le fait de s'enfuir?
Taramayı yapan görevli rolündeki kadın çıkarken kameralardan kaçmak için şapka takmış. Ama ondan önce görüntü odasındaki bilgisayara giriş yapmış.
La femme déguisée en technicienne en imagerie, elle a évité les cameras en portant un chapeau à la sortie mais avant ça, elle s'est enregistrée dans la salle des ordinateurs.
Alevlerden kaçmak için mi balkondan atladın?
Avez-vous sauté depuis le balcon pour échapper aux flammes?
Kaçmak konusunda çok acemisin.
Tu as besoin de savoir ces choses si tu veux t'enfuir.
Benimle kaçmak ister misin?
Veux-tu t'enfuir avec moi?
Kaçmak.
M'échapper.
Bu firsati Annie'nin olmadigi taraftan kaçmak için kullan!
Attends!
Asker gibi dikilmekten kaçmak için.
C'est pour ça que je vais au Canada.