Kaçmaya çalıştı translate French
564 parallel translation
İşimiz bittiğinde. Aptal herif bataklıktan kaçmaya çalıştı.
Cet imbécile pensait pouvoir s'échapper dans les marécages
Yağmurdan kaçmaya çalıştım.
Pour m'abriter de la pluie.
- Bugün kaçmaya çalıştı.
Il a tenté de s'évader.
Ellison, efendim. Gemiden kaçmaya çalıştı.
Ellison a voulu s'enfuir du navire.
Demek kaçmaya çalıştın?
Alors, on s'enfuit?
Bu herif kaçmaya çalıştı.
C'est ce type-là... Qui a essayé de s'évader.
Mahkum kaçmaya çalıştı ben de icabına baktım.
Le prisonnier a tenté de s'échapper, et j'ai dû... m'en occuper.
O gece kaçmaya çalıştı.
Elle voulait s'en aller ce soir-là.
Kaçmaya çalıştım. Kapıları kilitledi.
J'ai voulu partir, il a fermé la porte à clé.
İlk olarak Meksika'da ondan kaçmaya çalıştım.
La première fois, au Mexique, je l'ai fuie.
Osceolalar kaçmaya çalıştılar.
Les lndiens voulaient fuir.
Evet. Ama Robert'le evlendikten sonra niye ondan kaçmaya çalıştım?
Mais pourquoi ai-je voulu le fuir après le mariage?
Sen bundan kaçmaya çalıştın.
Vous avez voulu me fuir.
Kaçmaya çalıştım ama beni yakaladı ve boğmaya çalıştı.
J'ai voulu fuir, mais il m'a attrapé et a essayé de m'étrangler.
Kaçmaya çalıştı, ama ben daha hızlıydım.
La haine m'a rendu rapide.
- Onlardan kaçmaya çalıştım.
- J'ai tourné pour les éviter.
Kaçmaya çalıştım.
J'ai voulu m'enfuir.
- Kaçmaya çalıştılar.
Ils ont essayé de s'enfuir.
Benden kaçmaya çalıştı.
Il a fallu que je le batte de nouveau.
Kaçmaya çalıştı ve atladı.
Il a voulu s'enfuir, il a sauté...
- Kaçmaya çalıştığını söylerim.
- Je dirais que tu allais t'enfuir.
Seni vurup kaçmaya çalıştığını söyleyebilir.
Il peut t'abattre et dire que tu t'enfuyais.
O sokaklardan kaçmaya çalıştı...
II tenta de sortir de ces rues.
O sokaklardan o dar sokaklardan aşağı kaçmaya çalıştığında, binaların arasından her yerden geldiler.
Quand il essayait de s'échapper... par des ruelles transversales, entre les maisons... ils surgissaient de toutes parts.
Kaçmaya çalıştı ama motoru raylara takıldı ve düştü.
Il a essayé de s'enfuir mais une roue de son vélo s'est coincée dans les rails du tram, il est tombé.
Jandarmalar durmalarını söyledi ama haydutlar kaçmaya çalıştılar.
Les carabiniers ont sommé de s'arrêter mais ils ont fui.
Kaçmaya çalıştım, ama- - O burada.
J'ai essayé de m'échapper, mais... Il est là.
Onu takip edip, kaçmaya çalıştığında onu trende sıkıştırmış ve pencereden atmış olabilir.
Qu'il l'ait suivi alors qu'il essayait de s'enfuir... Qu'il l'ait coincé dans le train, qu'il l'ait jeté par la portière, sans se préoccuper d'avertir les deux autres...
- Kaçmaya çalıştı, onlar da vurdu.
- Il a tenté de fuir et ils l'ont blessé.
Kaçmaya çalıştı... ama Lord Gilbert'in askerleri onu yakaladı ve... lordun gözü önünde onu öldürdüler.
Il a essayé de s'échapper mais les soldats de Lord Gilbert l'ont attrapé et en présence de sa Seigneurie, l'ont tué.
Hiç kimse kaç tane kızılderilinin kaçmaya çalıştığını sormuyordu. Tüm bunlar için Cheyenne kelimesi yeterliydi.
On ne se souciait guère du nombre d'Indiens, le mot "Cheyenne" suffisait.
Fırsatları olduğu sürece hepsi kaçmaya çalıştı.
Ils essayaient de sauver leur peau.
Seni gördüğümde neden kaçmaya çalıştığımı sanıyorsun?
Pourquoi me suis-je enfuie quand je vous ai vu?
Neden kaçmaya çalıştınız?
Vous avez essayé de vous enfuir. Pourquoi?
Kaçmaya çalıştın, değil mi?
Tu voulais t'échapper?
İnsanları tanımayı başaramayanlar, hayatlarının tehlikede olduğuna inanarak kaçmaya çalıştılar.
Les sujets ne reconnaissent personne. Ils sont convaincus d'être menacés et cherchent un échappatoire.
- Kaçmaya çalıştı.
- Il a tenté de s'échapper.
Benden kaçmaya çalıştığını biliyorum.
Je sais que vous essayez de vous échapper.
- Kaçmaya çalıştı.
- Il essayait de s'enfuir.
Kaçmaya çalıştı. Onu durdurdum.
Elle essayait de s'enfuir et je l'ai arrêtée.
- Neden kimse bana söylemedi? - Virgil kendi kaçmaya çalıştı!
Personne ne l'a prévenu!
Oraya gittin ve kadını öldürdün. Ama kaçmaya çalıştığın sırada kazara kapıların arasına sıkışıp kaldın.
Vous entrez dans la galerie, vous agressez cette femme, mais au moment de vous enfuir vous vous retrouvez coincé entre les portes.
Birbirimizden kaçmaya çalıştık ama hiç yararı olmadı. Öyleyse neden güçlerimizi birleştirmeyelim ki?
Alors : "Puisque tout nous réunit, unissons-nous."
Sonra öyle görünüyor ki eşiniz çocukları öldürmeye başladığında Sturdevant'ın adamlarından biri kaçmaya çalıştı.
Quand votre mari s'en prit aux enfants, il semble que... l'un des hommes de Sturdevant ait tenté de s'enfuir.
Neden kaçmaya çalıştın?
Qu'est-ce qui t'a pris?
Oğlun devriyeler tarafından öldürüldül. Onu köşeye sıkıştırdılar ve kaçmaya çalışırken vuruldu.
Votre fils a été tué par une milice.
Jean Valjean iki defa daha kaçmaya çalıştı sonunda serbest bırakıldığında...
Il avait été condamné à 5 ans pour avoir volé un pain. Il tenta encore 2 fois de s'évader.
O sokaklardan kaçmaya mı çalıştı?
Essaya-t-il de s'échapper?
Alt katta annenle tartışmıştı ve annen kaçmaya çalışmıştı.
Vous avez crié et il vous a regardée.
Kaçmaya mı çalıştınız?
Avez-vous tenté de vous évader?
Kaçmaya mı çalıştı?
Ou tenté de s'échapper?
çalıştım 51
çalıştı 29
çalıştır 90
çalıştırın 19
çalıştır şunu 20
kaçmak 45
kaçma 150
kaçmayacağım 23
kaçmalıyım 20
kaçmak mı 60
çalıştı 29
çalıştır 90
çalıştırın 19
çalıştır şunu 20
kaçmak 45
kaçma 150
kaçmayacağım 23
kaçmalıyım 20
kaçmak mı 60