Kendim için değil translate French
332 parallel translation
Ben de öyle Helen, yalnız kendim için değil, senin için de.
Moi aussi, Helen, pas seulement pour moi, mais pour toi aussi.
Sadece kendim için değil, diğerleri adına da konuşuyorum.
Je ne parle ni en mon nom ni en celui des hommes condamnés.
Kendim için değil dostum. Bir kıza alıyorum.
C'est pour une dame.
Üzgünüm. Kendim için değil, Robert için.
Surtout pour Robert.
Ben senin için çok korkuyorum, kendim için değil.
J'ai très peur pour toi, pas pour moi.
sadece kendim için değil, Laura için de.
J'avais peur pour moi, pour Laura.
Sadece kendim için değil, uzmanlığım için de.
Pas tellement pour moi que pour mon dada.
Ben de kendim için değil onun için teşekkür edeyim.
Je te remercierai. Pour elle, pas pour moi.
Ama herkes ne yaptıysam sadece kendim için değil,... herkesin iyiliği için yaptığımı anlamalı.
Ils devraient comprendre.. ... que je l'ai fait pour eux. Pas pour moi.
Kendim için değil, ama küçük kadınımın iyiliği için.
non pas tellement pour moi mais pour Sibella!
Sadece kendim için değil, gerçekten.
Et pas seulement pour moi, je t'assure.
Hayır, kendim için değil.
Pas pour moi. Tu ne comprends rien, Sally.
Kendim için değil, Efendim! Hafızası olanlar için olanları, silip atmak, unutmak istedim. Sizinki ile beraber pek çok ismi silmek isterdim.
Pas pour moi mais pour celui dont vous avez usurpé la mémoire et le nom.
Bu çengeli koparacağım. Bunu kendim için değil sizin için söylüyorum :
Je ne le dis pas pour moi, mais pour vous :
Kendim için değil ama kızlarım için para biriktirmeliyim.
Je dois économiser, pas pour moi, pour mes deux filles.
Kendim için değil, senin için korkuyorum.
Mais j'ai peur pour toi, pas pour moi.
Ben Steve için üzülüyorum, kendim için değil.
Je suis désolée pour Steve, pas pour moi.
Tanrım, umarım işe yarar. Kendim için değil, onun için istiyorum.
Je ne dis pas ca pour moi, mais pour lui.
- Kendim için değil, köpek için geldim..
- C'est pas pour moi, pour mon chien.
Kendim için değil.
Pas pour moi.
- Kendim için değil, Clay. Sen benim dostumsun - Sahip olduğum tek dostum sensin, Clay.
Tu es le seul ami que j'aie jamais eu.
Bu yaptığımı, kendim için değil... Roma için yapıyorum.
Ce que je fais, je ne le fais pas pour moi... mais pour Rome.
Ama kendim için değil.
Pas pour moi.
Hastalar için, kendim için değil.
Ce n'est pas pour moi mais pour les malades.
Dua etmek isterim Kendim için değil kardeşim için.
J'aimerais réciter une prière. Pas pour moi, pour mon frère.
Ben de aradım Biederbeck ama kendim için değil Victoria'm için.
J'ai cherché moi aussi, Biederbeck, mais pas pour moi-même. J'ai cherché pour ma douce Victoria.
- Kendim için değil, Karım için.
- C'est pour ma femme, elle adore ça.
- Kendim için değil, başkaları için.
Pas pour moi, mais pour les autres.
- Kendim için değil, Rodion için.
- Je te dis que c'est pour Rodion...
Kendim için değil, senin için korkuyorum.
Je n'ai pas peur pour moi, mais pour toi.
Ben babam için üzülüyorum, kendim için değil!
Mais non, le malheur est pour Père.
Kendim için değil vallahi.
Ce n'est pas pour moi.
Sadece kendim için değil, Shidoshi'm Tanaka için de.
Pas seulement pour moi, pour Tanaka aussi.
Bunlar kendim için değil.
Ce n'est pas pour moi.
Liverpool'daki bir şirket için değil, kendim için çalışıyor olacağım.
Je serai mon propre maître.
Sizin için değil, kendim için.
- Ce n'est pas pour vous, c'est pour moi.
Size kendim ve oğlum için değil ama anavatanımızın birliği için yalvarıyorum.
Je parle non pour moi, non pour mon fils... mais pour l'unité de la terre russe.
Kendim için yazıyorum, eleştirmenler için değil.
J'écris pour moi-même, pas pour les critiques.
-... senden hoşlanmıyorum gibi değil, kendim için.
Ce n'est pas que vous me déplaisiez, au contraire. Je ne veux pas être importun.
Kendim için değil.
- C'est pour Yoshio?
Beğendiğin yere gidebilirsin. Kendim için yaptığım değil de neden başka bir yerde ölmeliyim.
Pourquoi irais-je mourir ailleurs que chez moi?
Onlar hesabına burdayım, kendim için değil.
C'est pour eux que je suis ici et pas seulement pour moi.
Peki, Carol'u öldürdü isem, ve öldürdüğüme dair kanıt yoksa, onu kendim için yaptım, şu beş para etmez aktris için değil.
Si j'ai tué Carol, et il n'existe aucune preuve, je l'ai fait pour moi. Pas pour une actrice quelconque.
Yerinde olsam benim için değil, kendim için endişelenirdim, Valmont.
Je me preoccuperais plus de votre comfort que du mien Valmont.
Bunu onlar için değil kendim için yapıyorum.
Je le fais pour moi, pas pour eux.
Kendim için çalışırım, başkasına değil.
Je travaille pour mon propre compte.
Kendim için, dostlarım için değil.
- Pour moi, pas pour mes amis.
Umurumda değil, bunu kendim için yapmıyorum.
Écoutez. Je me fiche de ma personne, je ne fais pas ça pour moi!
Bunu kendim için yapıyorum, sizin için değil.
Si je fais ça, c'est pour moi... pas pour vous.
Mesele sadece kendim için sulama değil.
Le barrage ne servira pas qu'à moi.
Onun yaşamasını istiyorum. Sadece onun için değil, kendim için de.
Je veux qu'elle vive... pas juste pour elle.
kendim için 55
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75