English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Konuşmam

Konuşmam translate French

19,468 parallel translation
Onunla konuşmam şart.
Je dois vraiment lui parler.
Konuşmamızı kaydedebilir miyim?
enregistrer notre conversation?
Unutmayın, biz sizin hakkınızda hiçbir şey konuşmamış olan iki kişiyiz.
Rappelle-toi qu'on est les seuls à ne pas avoir parlé contre toi. Donc...
Durumu tamamen anlayabilmeniz için bunu da konuşmamız lazım.
Eh bien... On devrait en discuter pour que vous le compreniez bien.
- Hayır, hayır ne? - Stef, bunu konuşmamız lazım.
- Stef, on doit parler de ça.
Konuşmamı alkışlayan çocuk sen değil misin?
Le type qui a applaudi mon discours?
Konuşmamız gereken çok şey var.
Nous avons à parler.
Uzun zaman oldu ve son konuşmamızda teklifimi reddetmiştin.
Ça fait longtemps, et la dernière fois que nous nous sommes parlés, tu venais de refuser ma proposition.
- Konuşmamız gereken önemli hususlar var.
Nous avons d'importantes affaires à régler entre nous.
Anladım. Benden oğlumla konuşmamı istiyorsun.
Vous voulez que je parle à Duval.
Seninle biraz konuşmam lazım.
Je dois te parler un instant.
Sizinle konuşmam gerek arkadaşlar.
DUVAL : Je dois parler à vous fellas.
Birleşme konusu hakkında konuşmamız lazım.
On doit parler de la fusion.
Ben insanlarla konuşmam.
Mary parle aux gens. Pas moi.
Para hakkında konuşmamız lazım.
On doit parler de l'agent.
Bende onların adına Mary ile konuşmamı istiyor.
Elle veut que j'appelle Mary en leur nom.
- Hayır, benim konuşmam en iyisi. Bana bırak lütfen.
C'est mieux si je le fais.
- Dünkü konuşmamı gördünüz mü?
- Avez-vous vu mon discours d'hier?
Adamla konuşmadım, konuşmam da.
Jamais je ne lui parlerais.
Onunla konuşmam lazım.
J'ai besoin de lui parler.
Carson'larla konuşmam gerek.
J'ai besoin de parler avec les Carsons.
Rebecca : Konuşmamız gerek.
FAUT QU'ON PARLE.
Buna gerek yok. Sonra Pineview'a götüreceğim ama konuşmamız gerekecek Norman.
Je te ramènerai à Pineview et on aura une conversation.
Onunla konuşmam gerek.
- Je dois lui parler.
Gerçek bir cerrahi doktorla konuşmam gerekiyor.
J'aimerais discuter avec un bon chirurgien.
Müsteşarla konuşmamın vakti geldi.
Il est temps pour moi de discuter avec le secrétaire.
- Benim konuşmamı ister misin?
- Je vais lui parler?
Sayid ile konuşmam gerekiyor.
Je dois parler à Sayid.
Konuşmamız lazım.
Il faut qu'on parle.
Leanne, konuşmamız lazım.
Je dois vous parler maintenant.
Son konuşmamızdan sonra seni burada gördüğüme çok şaşırdığımı söylemem gerek.
Après notre dernière conversation, je suis surpris de vous voir ici.
Yüzbaşı Scott'la konuşmam gerekiyor.
Je dois parler au Capitaine Scott
- Seninle konuşmam gerek.
Je peux te parler?
En azından görevli adamla konuşmamıza izin vermezsen dosyalamaya zorlanırız ki bu da sadece seni değil bu departmandaki bütün doktor ve hemşireleri sorguya çekmek zorunda kalırız.
Si vous ne nous laissez pas parler en attente d'accusation, nous serons contraints de remplir une injonction, qui remettra en question pas juste vous, mais tous les médecins et infirmiers de ce service.
- Konuşmamız lazım.
- Il faut qu'on parle.
- Annemle ilgili konuşmamız gerek.
On doit parler de ma mère.
- Seninle konuşmam gerekiyor.
- Je dois te parler.
Emir Bayar'la konuşmamız lazım.
_ _
Ailem gerçekten konuşmamızı yasaklamıştı.
Mes parents... Ils ne mentaient pas quand ils ont dit qu'ils me l'avaient interdit.
Bilmiyorum. Galiba bankayla falan konuşmam gerekiyor.
Je vais devoir aller à la banque.
Ona benim geldiğimi ve onunla konuşmam gerektiğini söyler misiniz?
Dites-lui juste que c'est moi et qu'il faut que je lui parle.
Seninle konuşmam lazım.
Il faut vraiment que je te parle.
Chip'le konuşmam lazım. Ona mesaj bırakmıştım ama...
Je n'arrive pas à joindre Chip.
Dinle hayatım... - Konuşmamız lazım...
Okay, bon écoute mon chéri, nous devons parler...
Onunla konuşmamız gerekiyor.
On doit lui parler.
Grimm'le konuşmamız buraya kadar.
Nous avons fini de parler, Grimm.
Sizinle konuşmamız gerekiyor.
On a besoin de vous parler.
- Onunla konuşmam.
Je ne lui parlerai pas.
Onunla konuşmam.
Je ne lui parlerai pas.
Onlarla konuşmamız lazım.
On doit leur parler.
Anne, konuşmamız gerek. Burada ne işin var?
Maman, il faut qu'on parle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]