English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Konuşmayacak

Konuşmayacak translate French

763 parallel translation
Şey... Konuşmayacak mıydık?
n'allons-nous pas discuter?
Konuşmayacak mısınız, Peder?
Ne vas-tu pas parler, vieil homme?
Kimse konuşmayacak mı?
L'un de vous voudra-t-il parler?
Hiç kimse konuşmayacak.
Personne ne parlera.
O da konuşmayacak.
Et il la bouclera.
Konuşmayacak mısın?
Allez-vous parler?
Bir daha asla böyle konuşmayacak. Sizi temin ederim.
Il ne le dira plus, souvenez-vous-en.
Benimle konuşmayacak mısın?
Ne vas-tu pas me parler?
- Konuşmayacak demek?
Elle ne te dit rien?
- Konuşabiliyor, ama konuşmayacak.
- Il peut parler, mais il ne le fera pas.
Evet, ama konuşmayacak.
- Oui. On ne peut rien en tirer.
Bu sabah kalktıktan sonra kimseyle görüşmeyecek, konuşmayacak, telefon etmeyeceksiniz, karınıza bile.
Après votre décollage, vous ne verrez personne, vous ne parlerez ou ne téléphonerez à personne.
Kimse o soruya yanıt veremez. Görünüşe göre, konuşmayacak.
Celui qui connaît la réponse n'en dira rien.
Bırak da istediği şey hakkında konuşsun, kanımca sanat hakkında da konuşmayacak.
Il veut simplement prendre le temps de te parler d'art.
Konuşmayacak.
Il ne parlera pas.
Nick, benimle konuşmayacak mısın?
Nick, parle-moi!
Benimle konuşmayacak mısın tatlım?
Parle-moi, poussin!
Konuşmayacak. Asla.
elle ne parlera jamais.
Leo Morse konuşmayacak.
Leo Morse ne parlera pas. Il est mort.
- Konuşmayacak gitmezsem. Gideceğim.
Pour qu'il parle, je le suivrai.
Adam, benimle konuşmayacak mısın?
Tu ne veux pas me parler?
Konuşmayacak. Cotton.
Il parlera pas.
- Kimseyle konuşmayacak. - Suçlama ne?
- Qu'il ne parle à personne.
Öldürelim bence, konuşmayacak.
Aucun tourment ne le fait bouger. L "homme est de fer. Cela m" est égal.
- O konuşmayacak.
- Il ne dira rien.
Omuzunu silk bakalım. Konuşmayacak mısın?
Que celui qui ne craint pas le chaud, s'approche.
- Konuşmayacak.
- Il ne parle pas
Önce ağabeyinin avukatıyla konuşmayacak mısın?
Avant de retourner au bar, tu pourrais voir l'avocat de ton frère?
Ona dayanması zor olsada, asla konuşmayacak.
Vous aurez beau le torturer, il ne parlera pas.
- Bu sefer zam hakkında konuşmayacak. - Hiç fark etmez.
Franchement, je m'en fiche bien.
Bir daha kimse hakkımızda konuşmayacak.
On ne parlera plus de ce qui aurait pu ou dû se passer.
- Onunla konuşmayacak mısın?
- Tu ne vas pas lui parler?
Benimle konuşmayacak mısın bile?
Parle-moi, au moins!
Dorfmann ile konuşmayacak kadar kibirli isen ve söylediğin kadar iyi bir pilotsan belki bunu başarırsın.
Si tu n'es pas trop fier pour parler à Dorfmann... et si tu vaux vraiment ce que tu crois, peut-être le feras-tu?
Artık kimse benimle konuşmayacak.
Personne ne me parle maintenant.
Bir yüzyıldan fazla süre kimse konuşmayacak.
Et personne ne le pourra pendant plus d'un siècle.
Kimseyle konuşmayacak mısınız?
Il ne te laisse parler à personne? Personne.
Konuşmayacak.
Il refuse de parler.
Ama sizinle konuşmayacak.
Mais il ne vous parlera pas.
Konuşmayacak.
Elle ne parlera pas.
Haklısın, konuşmayacak. Bundan emin olacağım.
Non, effectivement, je veillerai là-dessus.
Konuşmayacak.
II ne parlera pas!
İlgiye ihtiyacı olan bir yoldaş annen gibi değil tabii, seninle konuşmayacak.
Un compagnon dont il faut s'occuper, mais il ne répond pas, comme ta mère.
Önce başkan onunla konuşmadan kimse başkana yaklaşıp onunla konuşmayacak.
Personne ne doit s'approcher ou lui parler, à moins que le président ne lui adresse la parole.
İznim olmadan kimse onunla konuşmayacak.
Que personne ne lui parle sans ma permission.
- Daha konuşmayacak mıyım?
- Je n'en dis pas plus?
Bununla ilgili hiç konusmayacak miyiz?
Va-t-on aborder le sujet un jour?
Merak etme, konuşmayacak.
T'en fais pas.
Kimse benimle konusmayacak.
Personne ne me parlera.
Benimle konuşmayacak mısın? Sorunun ne olduğunu söylemeyecek misin?
Tu ne veux pas me parler?
Yolunuza devam edin. Artık konuşmayacak.
Circulez, il parlera plus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]