English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Küçük bir hediye

Küçük bir hediye translate French

398 parallel translation
- Küçük bir hediye.
- Ce n'est pas grand chose.
Ve ben size küçük bir hediye getirdim!
Moi, je vous ai... apporté un petit cadeau!
Beni dinle üç kağıtçı, eğer ki öyle bir şey olursa sana böyle küçük bir hediye vereceğim.
Écoute un peu, imbécile. Si ça arrive, je te ferai cadeau de ça.
Senin için küçük bir hediye.
Un petit cadeau pour toi.
Minnettarlığımızın göstergesi olarak küçük bir hediye, adamlarınız için...
Voilà pour vos hommes, en témoignage de notre gratitude.
"Benim için küçük bir hediye" de.
Dis : "mon petit cadeau"
Sana küçük bir hediye getirdim MacFarlane.
Je vous ai apporté un petit cadeau, MacFarlane.
Bayan Sloper'a küçük bir hediye getirdim, efendim.
J'ai apporté un petit cadeau à Mlle Sloper.
- Sana küçük bir hediye aldım.
Ce n'est qu'un petit cadeau.
Johnny amcadan sana küçük bir hediye.
Tu vas pas refuser ça à ton ami Johnny.
Küçük bir hediye. Beğendin mi?
Ça fait chic, n'est-ce pas?
- Büyükanne için küçük bir hediye mi?
- Un cadeau pour votre grand-mère?
Sana küçük bir hediye getirdim.
J'ai un cadeau pour toi.
Anlayışınıza sığınarak küçük bir hediye getirdim.
Je me suis permis... un petit cadeau.
Biliyorum. Ben yeterliyim. Ama yine de düğün için küçük bir hediye vermek istiyorum.
Ma présence vous suffit... mais je voulais une bagatelle pour l'occasion.
Bugün ona küçük bir hediye gönderdin.
Aussi vous lui avez envoyé un "petit cadeau".
- Size küçük bir hediye getirdim.
- Un petit cadeau.
Ve burada da büyükbaba George ve benden küçük bir hediye.
Et voici un petit cadeau de tes papis.
- Yarına dek işini görebilecek küçük bir hediye.
Un petit cadeau, en attendant demain. Oh, papa!
Küçük bir hediye, Bay Lee.
Un cadeau, M. Lee.
Aklıma gelmişken, işte sana benden küçük bir hediye.
Par ailleurs, un petit souvenir de moi pour vous!
Benden sana küçük bir hediye.
Offert par la maison.
Sizin için küçük bir hediye.
Voici un petit cadeau.
Bugün sana işverenimin almanı istediği küçük bir hediye getirdim.
- Aujourd'hui, je vous ai apporté un petit cadeau que mon employeur voulait que je vous fasse.
Velinimetimizden küçük bir hediye.
C'est un petit cadeau de notre bienfaitrice.
Gregory Bate'den küçük bir hediye.
- Un petit cadeau de Gregory Bate.
Fırtına dün gece bize küçük bir hediye bırakmış.
La tempête d'hier soir nous a laissé un petit cadeau.
Benden sana küçük bir hediye.
Un petit gage de mon amitié.
Çok küçük bir hediye.
Un très petit gage.
Sana küçük bir hediye getirdim.
Je t'ai apporté un petit cadeau.
Sana patrondan küçük bir hediye getirdik.
On t'a amené un cadeau du patron. Tiens.
Bu arada sana, küçük bir hediye getirdim.
- En fait, je vous ai ramené quelque chose.
Ne kadar küçük bir hediye, canım?
Un cadeau petit comment?
Roma'dan bir kart aldım. Viyana'dan çok hoş bir not, küçük bir hediye.
Une carte de Rome, une lettre et un cadeau de Vienne.
Küçük bir hediye.
Un petit cadeau.
Yarın gelmeyi dört gözle bekliyorlar, belki, küçük bir hediye getirirler size.
Ils ont hâte de venir demain... peut-être avec une surprise.
Şans getirsin diye küçük bir hediye.
Un modeste cadeau pour te porter chance.
Al sana küçük bir hediye Heather'dan Heather'a.
Voilà un petit cadeau. De Heather à Heather.
Sana küçük bir hediye getirdim.
J'ai de petits cadeaux pour toi.
Benim için küçük bir hediye.
mon petit cadeau
Küçük bir kız için sevimli bir hediye!
Joli cadeau à faire à une enfant.
Beaky, işte sana küçük bir hediye.
Non, ça c'est pour Ethel.
Senin için küçük bir hediye, Homer.
Un petit cadeau!
Bana hediye edilen küçük altın bir yüzük için dövüşmüştük.
On m'avait offert un anneau d'or...
- Herkes yapıyor bunu. Küçük bir parti yapıp parfüm falan hediye almak için.
On fait tous ça pour faire la fête et avoir un cadeau.
Küçük hanım, seni affettiğimi göstermek için bir hediye vereceğim.
Et maintenant, ma mignonne, pour prouver qu'il te pardonne, ton Cuchillo va te faire un beau cadeau.
Bay Harold'dan küçük bir kişisel hediye.
Un petit cadeau personnel de M. Harold.
Joseph, Ruth ve ben sana küçük bir hediye vermek istiyoruz.
Nous avons tenu à vous faire ce petit cadeau.
Çocuklar De Luca kardeşler aranızdan bazılarına küçük oyuncaklar hediye etmiş bu onların cömertliği maalesef bu küçük silahlar gerçekten onlara ait değildi daha doğrusu onlara ait olmayan bir parayla alınmış.
Les enfants, je viens d'apprendre que les frères De Luca... ont offert à certains d'entre vous des petits jouets. C'est très généreux de leur part mais malheureusement... ces petits revolvers ne leur appartiennent pas vraiment.
- Sana küçük bir hediye getirdim. - Bu çok güzel!
- Un petit cadeau.
Küçük bir hediye verirsem vergisi ne olur? Küçük hanım...
Le fisc m'autoriserait un petit cadeau? Marielle va repartir pour Charleston.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]