Ne dediğin umurumda değil translate French
64 parallel translation
Ne dediğin umurumda değil!
Je m'en fiche!
Ne dediğin umurumda değil, adil bir paylaşım değil ve sende bunu biliyorsun.
Dis tout ce que tu voudras. Le partage est pas équitable, tu le sais bien.
Ne dediğin umurumda değil!
Je me fiche de ce que tu dis!
Ne dediğin umurumda değil!
Tu ne peux rien dire.
Ne dediğin umurumda değil.
Je m'en fous de ce que tu dis.
Kes şunu! Ne dediğin umurumda değil!
Dis ce que tu veux.
Ne dediğin umurumda değil.
Je m'en fiche! de ce que tu raconte.
Ne dediğin umurumda değil.
Quoi que tu en dises.
Dışarıda ne dediğin umurumda değil ama benim evimde kiliseye hakaret edemezsin.
- Dis ce que tu veux dehors... mais critique pas l'église chez moi.
Ona de ki şey de ne dediğin umurumda değil.
Dis-lui... Dis-lui... Je m'en fous!
Ne dediğin umurumda değil! Onu seviyorum! O kadar!
- Peu m'importe ce que tu dis, je m'en fiche car je l'aime!
Ne dediğin umurumda değil.
Je me fous de ce que vous dites.
- İş vermek dediğiniz bu mu? - Ne dediğin umurumda değil.
Vouloir bosser, c'est vous harceler?
- Ne dediğin umurumda değil!
- Je m'en branle!
Ne dediğin umurumda değil. Asla birini öldüremem.
Peu importe ce que tu en dis, je n'aurais pas pris sa vie.
Ne dediğin umurumda değil Raymond, tamam mı?
Ce que tu dis n'a pas d'importance. Va-t'en.
- Ne dediğin umurumda değil. - Yeterince dinledim.
- Ça suffit, maintenant.
Ne dediğin umurumda değil.
Peu importe ce que tu dis.
- Ne dediğin umurumda değil.
- Dis ce que tu veux.
Ne dediğin umurumda değil babalık, artık gündüz mesaisi yapmayacağım.
Dis ce que tu veux. Je bosse plus en journée.
Ayrıca ne dediğin umurumda değil.
Et je ne me fiche de ce que tu dis.
Ne dediğin umurumda değil.
Peu importe.
- Ne dediğin umurumda değil... - Kızın var mı? - İki kızım var.
Elle se retrouve chaque semaine avec une nouvelle maman.
Pekala, tamam. Bana ne dediğin umurumda değil.
D'accord, tu peux m'appeler comme ça.
Ne dediğin umurumda değil, Pen Gu'ya geliyorum!
Vous m'empêcherez pas d'aller à Pin Goo!
- Ben, ne dediğin umurumda değil Şanslı bir kravat bir tarih demektir.
- Je me fiche de ce que tu dis, une cravate fétiche veut dire rencard.
Ne dediğin umurumda değil.
Ça m'est égal.
Senin ne dediğin umurumda değil, Lamia.
Les gens se trompent à ton sujet, Lamia...
Ne dediğin umurumda değil.
- Peu importe le nom.
Ne dediğin umurumda değil.
Je me moque de ce que tu dis.
Ne dediğin umurumda değil. Ne demişim?
Peu importe ce que tu dis.
Kulak misafiri olan dördüncü rahibe öne çıkıp... " Ne dediğin umurumda değil, Peder.
La 4e qui avait écouté en cachette répond : "Pas question"
Ne dediğin umurumda değil.
Je m'en fiche de ce que vous dîtes, Spencer.
Hayır, ona ne dediğin umurumda değil. Gırtlağı yanmış falan de. Ya da cıva zehirlenmesi geçirmiş de.
Je m'en fous... dis que j'ai une angine ou un empoisonnement au mercure.
Ne dediğin umurumda değil.
- Dis ce que tu voudras.
Ne dediğin umurumda değil.
- Non en fait...
Ne dediğin umurumda değil. Bırakacağım okulu.
Peu importe, je le ferai quand même.
Ne dediğin umurumda değil Jennifer Aniston, Pammy den daha fit.
Jennifer Aniston est plus belle que Pammy.
- Senin ne dediğin umurumda değil.
Je me fou de ce que tu dis.
- Ne dediğin umurumda değil Doyle!
Je m'en fiche, Doyle.
Ne dediğin umurumda değil.
je m'en fiche.
Ne dediğin umurumda bile değil.
Je m'en fous. Ce n'est pas normal.
"Foreman'a hasta olduğumu filan söyle. Ne dediğin çok da umurumda değil ya."
"Raconte que je suis malade, n'importe quoi."
Ne dediğin umurumda bile değil, gazetenin tadını alabiliyorum.
Dites ce que vous voulez, ça a le goût de journal.
D'Argo, senin ne dediğin umurumda bile değil. Burası evrenin size düşen köşesi ve bu da sizin teknolojiniz!
D'Argo, je me fiche du nom que tu veux lui donner, c'est ton côté de l'univers.
Ne dediğin umurumda değil.
Je me fiche de ce que tu dis.
Bak, ne dediğin umurumda değil.
- J'ai pris une cerise?
Bugünlerde kendine ne dediğin umurumda bile değil.
Je me fous de comment vous vous faites appeler maintenant.
Ama uzun, güçlü, sağlıklı ve düşündüğün kadar aptal değil. Bundan dolayı şimdilik, senin dediğin gibi benim koşullarıma verildi. Nereden geldiği ve ne yaptığı umurumda değil.
Il est grand, costaud, il a un cerveau qui fonctionne alors, tout le reste, dans mon état sa vie d'avant, je m'en fous.
Ne dediğin umurumda değil.
Peu importe le nom.
Pekala, ne dediğin umurumda bile değil.
Je me fiche de ce que tu dis.
ne dediğini anlamıyorum 36
ne dediğini biliyor musun 20
ne dediğini duydun mu 34
ne dediğini biliyorum 18
ne dediğini bilmiyorsun 33
ne dediğini bilmiyor 21
ne dediğinin farkında mısın 25
ne dediğini duydum 20
ne dediğini duydun 17
umurumda değil 1240
ne dediğini biliyor musun 20
ne dediğini duydun mu 34
ne dediğini biliyorum 18
ne dediğini bilmiyorsun 33
ne dediğini bilmiyor 21
ne dediğinin farkında mısın 25
ne dediğini duydum 20
ne dediğini duydun 17
umurumda değil 1240
ne demek 1168
ne demek istiyorsun 3675
ne demek istedi 57
ne dersin 1648
ne demek bilmiyorum 27
ne demek istediğini anlamadım 51
ne demek istedin 139
ne demek istediğinizi anlamadım 16
ne demek istiyorsun sen 25
ne demek yani 49
ne demek istiyorsun 3675
ne demek istedi 57
ne dersin 1648
ne demek bilmiyorum 27
ne demek istediğini anlamadım 51
ne demek istedin 139
ne demek istediğinizi anlamadım 16
ne demek istiyorsun sen 25
ne demek yani 49