English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / Ne dediğini duydum

Ne dediğini duydum translate French

141 parallel translation
Ne dediğini duydum seni oksijenli öpücük böceği.
Je suis pas sourde, l'embrasseuse décolorée!
- Ne dediğini duydum.
 J'ai tout entendu.
Ne dediğini duydum, ne kastettiğini de biliyorum.
Je sais exactement où elle veut en venir!
Ne dediğini duydum, Moureen Cassidy!
J'ai tout entendu, Moureen Cassidy.
- Ne dediğini duydum.
J'ai entendu.
Ne dediğini duydum.
J'avais entendu.
Ona ne dediğini duydum.
Ce que vous lui avez dit.
Ne dediğini duydum.
J'ai entendu ce que vous disiez.
Ben yorganın altındaydım ve doktorun anneme Rusça ne dediğini duydum...
J'étais au lit et j'ai entendu le docteur dire à maman en russe :
- Ne dediğini duydum.
- Je sais ce qu'il a dit.
- Ne dediğini duydum!
J'ai tout entendu! Et alors?
- Ne dediğini duydum, ama gidebiliriz.
- Si. Je t'ai dit d'avancer!
Ne dediğini duydum, neden dinlediğini bilmediğini söyledin!
- J'ai entendu ce que tu viens de dire. Tu as dit que tu ne sais pas pourquoi tu écoutes.
Ne dediğini duydum.
J'ai entendu...
- Ne dediğini duydum!
- J'ai entendu.
O çocuğa ne dediğini duydum. Hani ailesini öldürmeyi hayal eden çocuk.
Doc, j'ai entendu ce que vous avez dit au gamin qui rêve d'assassiner ses parents.
Ne dediğini duydum :
J'ai tout entendu.
- Ne dediğini duydum.
- J'ai entendu.
- Ne dediğini duydum.
- Merci pour le conseil.
Ne dediğini duydum.
Je t'ai entendu.
- Benim için ne dediğini duydum.
Je t'ai entendu l'autre jour.
Ne dediğini duydum dostum Adam işini kaybedebilir
Tu l'as entendu? Il pourrait être viré.
Ne dediğini duydum.
J'ai entendu ce que t'as dit.
Doktorun ne dediğini duydum
J'ai entendu ce que disait le médecin.
Ne dediğini duydum ama sekiz saniye sonra cevap verdin.
Je sais, mais il t'a fallu huit secondes.
Bekleyemem. Ne dediğini duydum.
J'étais impatiente de savoir ce qu'il t'a dit.
- Ne dediğini duydum.
- Je vous ai entendu.
- Ne dediğini duydum!
- J'ai entendu!
Evet, ne dediğini duydum.
J'ai entendu ce que tu viens de dire.
- Evet, ne dediğini duydum.
- Oui, j'ai entendu ce que t'as dit.
- Ne dediğini duydum.
- J'ai dit... - J'ai bien entendu.
- Ne dediğini duydum.
Je t'ai entendue!
Hayır, ne dediğini duydum, Ed.
Non, j'ai entendu ce que t'as dit, Ed.
Onun ne dediğini duydum.
C'est elle que j'écoutais :
Neredeyse tam öldüğü anda şöyle dediğini duydum :
À l'instant de Sa mort... Il a dit : "Père, pardonne-leur... car ils ne savent pas ce qu'ils font."
Birden Katarina'nın "Neden gelmiyorsun?" dediğini duydum.
Soudain, j'entendis Katarina dire : "Pourquoi ne viens-tu pas?"
Ne fark eder ki? "Kocam içeride" dediğini duydum.
Tu ne l'as pas entendu dire : "J'appelle mon mari"?
Neredeyse herkesin "Benin yapabileceğim bir şey yok" dediğini duydum.
On me dit presque aussi souvent "je ne peux rien y faire de toute façon"
Bir keresinde Bayan Ylonka'nın anneme şöyle dediğini duydum...
Ilonka buvait du café chez nous. Je l'ai entendue dire : " Ne pleure pas,
- Ne dediğini duydum!
- Je t'ai entendu.
İkincisi ne dediğini de duydum.
- Dans ta chambre!
- Ne dediğini duydum!
J'ai entendu!
- Şey, annene ne dediğini duydum.
J'ai entendu ce que tu lui as dit.
Kıpırdama dediğini mi duydum?
J'ai bien entendu : "On ne bouge plus"?
Ne dediğini duydum.
- J'ai entendu.
- Ne dedigini duydum, Tommy!
- J'ai entendu, Tommy!
NE OLDU? ONLAR DEDiGiNi DUYDUM SANKi.
Tu as dit "ils".
Kaç yaşında olduğundan emin değilim, ama bir keresinde "yeni" dediğini duydum. Demek ki çok yaşlı.
Je ne sais pas quel âge il a, mais je l'ai déjà entendu dire "c'est in", donc il doit pas être tout jeune.
Lütfen, dur! " dediğini duydum.
"Ne fais pas ça, Machete." - Et après?
Daha az önce Spangler'ın ne dediğini duymadın mı? Evet, duydum.
Attends, t'as pas entendu Spangler?
Onun sana "Benden uzak dur" dediğini duydum. Neden?
Je l'ai entendu crier, "Ne t'approche pas de moi!" Pourquoi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]