Ne dediğini biliyorum translate French
169 parallel translation
Lashan'ın ne dediğini biliyorum.
Je sais ce qu'il a dit. Vous me l'avez assez répété.
- Dr. McEwen diyor ki- - - Ne dediğini biliyorum.
Je sais, je l'ai eu au téléphone
- Ne dediğini biliyorum!
- Je sais!
- Dedim ki... - Ne dediğini biliyorum... Ama seni duymadım.
- Je sais ce que tu as dit... mais je n'ai pas entendu.
Tabii ki moronun karısına ne dediğini biliyorum.
Je connais la réponse.
- Onun ne dediğini biliyorum, canım arkadaşım.
- Je sais ce que ça veut dire.
Baro, bir üyesinin suça iştirak etmesi konusunda... ne düşünür bilmiyorum... ama yasanın bu konuda ne dediğini biliyorum.
Je ne sais pas ce que le Barreau dirait... qu'un de ses membres organise un crime... mais je sais ce que la loi en pense.
Evet, bana ne dediğini biliyorum :
Oui, je sais, Excellence, ce que vous m'aviez dit...
Ne dediğini biliyorum ve o aşamaya gelmeyeceğiz.
- Je sais, mais oubliez.
- Ne dediğini biliyorum.
- Je sais ce qu'elle a dit.
- Ne dediğini biliyorum.
Je sais ce que le docteur a dit.
- Ne dediğini biliyorum.
- Rien. Je sais.
Ne dediğini biliyorum.
Il a dit...
Ne dediğini biliyorum.
J'ai noté.
Concannon'ın ne dediğini biliyorum ama bence, siz büyük bir hata yapıyorsunuz.
Je sais ce qu'a dit Concannon, mais vous, vous faites une énorme bourde.
Pisliğin ne dediğini biliyorum.
Je sais ce qu'il a dit.
Wilmar'ın ne dediğini biliyorum ama roket, üç numaralı hangarda değil.
Désolé, patron, le colis n'était pas dans le hangar.
Ne dediğini biliyorum. Bunu değiştiremezsin. Ne dedim ki?
Tu ne peux plus rien changer à ce que tu as dit.
Sivil Teftiş... Sivil Teftiş Derneği'nin ne dediğini biliyorum, sıkıysa gelsin bu kalabalığı onlar kontrol altına alsın.
Je sais ce qu'elle dit mais c'est pas eux qui s'occupent du contrôle des foules.
Ne dediğini biliyorum.
- Je sais ce qu'il dit.
Ne dediğini biliyorum.
Je sais bien ce que c'est.
Ne dediğini biliyorum.
Je comprends bien.
Ne dediğini biliyorum.
Te fatigue pas.
Mike, sanıyormusun ki onların ne dediğini biliyorum?
Tu t'imagines que j'écoute ce qu'elles me disent?
Ne dediğini biliyorum, sadece sana ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
D'accord. Mais que veux-tu que je te dise?
Dün gece ne dediğini biliyorum.
Je sais ce qu'il a dit hier soir.
- Doktorun ne dediğini biliyorum.
- Je sais ce que le docteur a dit.
Sarhoş olabilirim, ama ne dediğini biliyorum.
Je suis soûl, mais je sais ce qu'elle a dit.
- Ne dediğini biliyorum.
- Tu crois que je ne le sais pas?
Ne dediğini biliyorum, neyi kast ettiğini de.
Je voulais dire pectoraux. Je sais ce que tu as dit et ce que tu voulais dire.
Bebeğim ne dediğini biliyorum ben sadece saçmalık olduğunu düşünüyorum.
Je sais ce que tu dis. Des conneries.
Ne dediğini biliyorum.
- Je le sais bien.
- Ne dediğini biliyorum. - Ama ne dediniz?
Ca s'appelle comment?
Bak, ne dediğini biliyorum, ama neyden bahsettiğini bilmiyorsun.
Je sais, mais ça n'a aucun sens.
Jeff, kahkaha çemberini, çorap aralığını, çıplaklık tamponunu ve Audrey Watkins'a ne dediğini biliyorum.
Je connais le rire en boucle, le créneau des chaussettes, le tampon de nudité et je sais ce que t'as dit à Audrey Watkins.
- Ne dediğini biliyorum.
- J'ai très bien compris.
- Adamın ne dediğini biliyorum, salak değilim.
- T'as oublié que ton père est malade? - Non.
Ne dediğini biliyorum.
- Oui, je sais ce que tu as dit.
İnsanların ne dediğini biliyorum.
Je sais ce qu'on raconte.
- Ne dediğini biliyorum :
J'ai entendu.
Evet, Jack'in ne dediğini biliyorum.
C'est sa version.
Ne dediğini ben biliyorum efendim.
Moi, je sais.
Ne dediğini duydum, ne kastettiğini de biliyorum.
Je sais exactement où elle veut en venir!
Ne dediğini biliyorum, Bill.
S'il te plaît.
Açmayacağım çünkü ne dediğini zaten biliyorum.
Parce que je sais exactement ce qu'il dit.
- Ne dedigini ben biliyorum.
- Il dit que... - Je sais ce qu'il dit... La ferme.
Adamlara ne dediğini az çok biliyorum, olan bitenin farkındayım.
Je sais en gros ce que tu as dit à ces types, j'ai pigé le topo.
Ne dediğini tam olarak biliyorum.
Je sais parfaitement ce qu'elle dit.
Delice geliyor biliyorum ama yemin ederim ama bana ne zaman tıslasa Rachel dediğini biliyorum.
C'est peut-être dingue, mais chaque fois qu'il siffle vers moi... je sais qu'il dit : "Rachel!"
Çevirmen mikroplarımın çalıştığını biliyorum, çünkü her zaman olduğu gibi ne kadar dağınık olurlarsa olsunlar, ne dediğini hep anlıyorum. Ama bu yaratık sadece hırlayıp homurdanıyor, konuşamıyor.
Je sais que mes germes traducteurs fonctionnent parce que, malgré ton esprit dérangé, j'arrive à comprendre ce que tu dis, mais cette créature ne sait que grogner et rien d'autre.
Gerçek çamurdu. "Çamur banyosu" dediğini biliyorum, ama gerçekten çamur banyosunu kastettiklerini düşünmemiştim.
Je sais que ça s'appelle bain de boue, mais je ne pensais pas qu'ils nous plongeraient dedans.
ne dediğini anlamıyorum 36
ne dediğini biliyor musun 20
ne dediğini duydun mu 34
ne dediğini bilmiyorsun 33
ne dediğinin farkında mısın 25
ne dediğini bilmiyor 21
ne dediğini duydum 20
ne dediğini duydun 17
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
ne dediğini biliyor musun 20
ne dediğini duydun mu 34
ne dediğini bilmiyorsun 33
ne dediğinin farkında mısın 25
ne dediğini bilmiyor 21
ne dediğini duydum 20
ne dediğini duydun 17
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyorum işte 83
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyorum işte 83
ne demek 1168
ne demek istiyorsun 3675
ne demek istedi 57
ne dersin 1648
ne demek bilmiyorum 27
ne demek istediğini anlamadım 51
ne demek istedin 139
ne demek istiyorsun sen 25
ne demek istediğinizi anlamadım 16
ne demek istediniz 39
ne demek istiyorsun 3675
ne demek istedi 57
ne dersin 1648
ne demek bilmiyorum 27
ne demek istediğini anlamadım 51
ne demek istedin 139
ne demek istiyorsun sen 25
ne demek istediğinizi anlamadım 16
ne demek istediniz 39