English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / Ne kadar kötü

Ne kadar kötü translate French

4,271 parallel translation
Larry yatakta ne kadar kötü olabilir ki?
A quel point ce Larry craint au lit exactement?
Öldüğünü biliyordum ve durumun ne kadar kötü göründüğünü fark ettim.
Je savais qu'elle était morte, et j'ai réalisé à quel point ça sentait mauvais.
Ne kadar kötü?
C'est grave?
Ne kadar kötü ki o asla duyamayacak.
C'est juste dommage qu'il ne l'entendra jamais.
Onunla nasıl gurur duyduğunu,... ne kadar kötü bir baba olduğundan dolayı duyduğun üzüntüyü.
À quel point vous êtes fier de lui, et désolé d'être un si mauvais père.
Tim bize ne kadar kötü hissettiğinizden bahsetti ve lütfen, herkesin sadece elinden gelenin en iyisini yaptığını biliyoruz.
Tim nous a dit que vous vous sentiez mal et... on on sait que tout le monde fait du mieux qu'il peut.
- Ne kadar kötü insanlarız.
Nous sommes d'horribles personnes.
- Durumu ne kadar kötü Bayan Shaw?
Ses blessures sont-elles graves?
Ne kadar kötü olabilir ki?
Ça ne peut pas être si mauvais?
Ne kadar kötü bilmiyorum ama bence ziyaretine gitmeliyim.
Je sais pas si c'est grave, mais je vais lui rendre visite.
- Ne kadar kötü?
Mal tourné comment?
Kızını tekrar göremeyecek olman ne kadar kötü.
Dommage que vous ne verrez jamais votre fille.
Söylesene, ne kadar kötü bir durumla karşı karşıyayız?
On va en baver?
Seni ne kadar kötü incittiğimi biliyorum.
Je sais que je t'ai fait du mal.
Elindeki kartlarla oyuna devam etmelisin kartların ne kadar kötü olsa da.
Il faut jouer ses cartes, même si elles sont mauvaises.
Ne kadar kötü?
À quel point c'est mauvais?
Ne kadar kötü olabilirler? Hey!
Elles peuvent pas être bien méchantes.
Yıllardır hayatının ne kadar kötü olduğuna dair sızlanıp şikayet ediyorsun ama iyileştirmek için tek bir şey bile yapmadın.
Pendant des années, tu t'es plainte de ta vie, mais tu n'as absolument rien fait pour la changer.
Bunların ne kadar kötü olduğunun farkındayım.
La plupart de ces graffitis sont vraiment moches.
Şu gömleği çıkartalım da, ne kadar kötü olduğuna bakalım.
Enlevons-lui sa chemise et voyons les dégâts.
Ne kadar kötü bir durumda olsak da bu koca dünyada olmak isteyeceğim tek yer senin yanın.
Si désastreux que ce soit, je ne voudrais être nulle part ailleurs plutôt qu'avec toi.
- Hı hı. Çünkü evlilik ne kadar kötü olursa olsun...
Car peu importe à quel point ton mariage était horrible...
Ne kadar kötü olduklarını hiç görmemişti.
Elle n'était pas là quand c'est devenu horrible.
- Neyin ne kadar kötü olduğunu?
Qu'est-ce qui est devenu horrible?
Onlarca yıl boyunca, ne kadar kötü şeyler yaşanırsa yaşansın, büyükannen hep paçayı kurtardı.
D'année en année, même si la situation était mauvaise, tout allait bien pour ta grand-mère.
Derdi ki : "Hastalığım'panter'le kafiyeli olduğuna göre o kadar da kötü olamaz."
Il disait, "ma maladie ne peut pas être si terrible que ça si elle rime avec'panthère'."
O kadar da kötü olamaz.
Il ne peut pas être si méchant.
Ne kadar kötü biri olduğunu bilmiyoruz.
Nous ne savons pas à quel point elle est si méchante, mais cela ne fait pas de ton père un type bien. Elle est mauvaise.
D.C. General hastanesinde triyaj ekibi oluşturuyormuş. - Ne kadar kötü?
Quelle est la situation?
Oof. Tamam, o kadar da kötü olamaz.
Ça ne peut pas être si mauvais.
Bu ne kadar da kötü hissettiriyor.
J'y crois pas comme ça fait mal.
Ve şimdi tek umudum, kaybolan zamanı telafi etmek ve torunlarıma duymuş oldukları kadar kötü biri olmadığımı göstermek.
Et mon seul espoir est maintenant de rattraper le temps perdu et de montrer à mes petits enfants que je ne suis pas le méchant dont ils ont entendu parler.
Durumun göründüğü kadar kötü değil.
Ça a l'air pire que ça ne l'est.
Bitmeyen tweet'lerin o kadar da kötü değil.
Tes tweets sans fin ne sont pas si mal.
Sadece, o kadar insana kötü haberi veremedim.
Je ne pouvais juste pas donner à ces gens des mauvaises nouvelles.
Bu kadar kötü bir ev arkadaşı olduğum için tövbe etmezsem, beni kovacağını söyledi.
Il m'a dit qu'il me mettrait dehors si je ne me repens pas d'être un si mauvais colocataire.
Yüksek sesle söyleyince kulağa o kadar kötü gelmiyor.
En le disant tout haut, ga ne parait pas si mal!
Kötü olsalardı bu kadar insan beğenmezdi. "
"Si c'était mauvais, ça ne plairait pas à tant de monde."
İkinizin beraber hastane kaburgalarınızın kırık kafataslarınız çatlak halde bulmamız ne kadar sürecek? Ya da daha kötü bir halde.
Combien de temps avant qu'elle ne termine, à l'hôpital, avec trois côtes cassées et une fracture du crâne, ou pire?
Kimsenin hiçbir şekilde işe yarayacağını düşünmeyeceği kadar kötü ve aptal fikirler.
Si stupides, si nulles que personne ne pensera à leur utilité.
Sert görünmeye çalışıyorsun ama görünmeye çalıştığın kadar kötü olmadığını biliyorum. Kötü mü?
Tu sais, tu joues la méchante mais je ne pense pas que tu le sois.
Pekala, ne biliyor musun, O kadar kötü olmadığına eminim, gerçekten.
Je suis sûr que ce n'était pas si mauvais.
Bugünden sonra, biliyorum ki... korkunç günler bile o kadar kötü olmayabilir etrafında seni seven insanlar oldukça.
Depuis aujourd'hui, je sais que même les journées horribles ne sont pas si mauvaises quand on est entourés de ceux qu'on aime.
Sadece sana ne kadar üzgün olduğumu söylemek istedim. Yaptığım şey yüzünden çok kötü hissediyorum.
Je voulais te dire combien je regrettais ce que j'ai fait.
O kadar da kötü değiller, değil mi?
Ils ne sont pas si méchants.
O yöne ne kadar girsek, o kadar kötü olacak.
Plus on ira dans cette direction, pire ce sera..
Ne kadar da kötü!
Dommage.
Bu kadar kötü olmayacak adamım
Ça ne sera pas si terrible.
Ama hayatlarımızda ne olursa olsun buraya gelebilirdik... çünkü hiçbir şey o kadar kötü görünmezdi.
Et peu importe ce qui se passe dans notre vie, on vient ici, et plus rien ne semble aussi grave.
Scooby-Doo biliyor musun, belki de o kadar da kötü değildir.
On a paniquà © trop vite. Ce ne sera pas si mal que à § a aprà ¨ s tout!
Ben o kadar kötü olduğunu düşünmüyorum bile.
Je ne pense pas qu'il était si nul que ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]