English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / Ne var ne yok

Ne var ne yok translate French

3,533 parallel translation
Ne var ne yok?
Qu'est-ce qu'il y a?
Sadece yanına gidip, ne var ne yok diye soracağım.
Je vais la voir et lui demander comment elle va.
Selam kanka! Ne var ne yok yukarıda?
Comment ça se passe là-haut?
Yukarıda ne var ne yok?
Tout se passe bien là-haut?
Ne var ne yok? Evet.
Quoi de neuf?
Ne var ne yok lan ahmaklar?
Alors, les nazes?
Bugün eteğinizi kaldırıp ne var ne yok bakıyoruz.
Aujourd'hui on va regarder sous tes jupes et voir ce que tu as.
Ne var ne yok arkadaşlar?
Qu'est ce que vous êtes en train de faire, vous tous?
Ne var ne yok?
Quoi de neuf?
Selam, Max, ne var ne yok dostum?
Hey, Max. Quoi de neuf, frérot?
Ne var ne yok?
Comment ça se passe?
Ne var ne yok?
Comment ça va, mec?
Hey, ne var ne yok?
Oui, quoi de neuf?
Ne var ne yok?
Que se passe-t-il?
Ne var ne yok?
Alors quoi de neuf?
Selam beyler, ne var ne yok?
Salut les gars, qu'est ce qui se passe?
Ne var ne yok?
Que s'est-il passé?
- Ne var ne yok?
Qu'est ce qu'il se passe?
Sende ne var ne yok?
Alors quoi de neuf?
Sende ne var ne yok?
Quelles nouvelles de votre côté?
Robin. Nerelerdeydin? Selam, ne var ne yok?
Je t'ai cherché partout.
Bakar mısın tatlım? Ne var ne yok? Birazcık siktirip gider misin?
Excuse-moi, poupée, tu veux bien aller te faire mettre ailleurs?
Ne var ne yok millet?
Tout le monde.
Ne var ne yok bakacağım. Sen burada bekle. Geri gelip seni alacağım tamam mı?
Je vais entrer, je vais inspecter les lieux.
Ne var ne yok adamım?
Quoi de neuf?
Sende ne var ne yok?
Et toi?
Selam millet, ne var ne yok?
- Salut vous deux, ça va?
Ne var ne yok?
Vous faites quoi?
Sende ne var ne yok?
Et toi? Que fais-tu?
Açıklama isteyen hükümetler var onlara ne diyeceğim hakkında hiçbir fikrim yok.
J'ai des gouvernements qui hurlent pour des explications. Et je ne sais pas quoi leurs répondre. Je suis perdue Docteur.
Ne var ki senin kadar sıkıntılı birinin muhtemelen böyle bir suçtan kazanmak için midesi yok.
Maintenant quelqu'un d'aussi anxieux que vous n'a probablement pas les tripes pour réussir un crime comme ça.
Neyin var? - Ne yok ki?
Oh, tout.
Bu yüzden, bu gece geçmişi tekrarlamak yok sadece benim gelecekten beklentilerim var.
Alors ce soir on ne ressassera pas le passé... mais seulement mes aspirations pour l'avenir.
Ne komiktir, ülkenin en güçlü haber ajansının Beyaz Saray muhabiriyim ve çocuğum yok, yani kendimi tamamen işe vermek için dünya kadar vaktim var.
Je suis maintenant le correspondant en chef de la Maison Blanche pour la plus puissante chaîne d'information du pays et je suis sans enfant, donc j'ai beaucoup de temps libre à donner
Yarın sınavım var sınav ne hakkında hiçbir fikrim yok.
Et j'ai un contrôle demain... Je sais pas dans quelle matière.
Rick, seninle uzun soluklu bir iş ilişkimiz var. Bunun parayla bir alakası yok.
On fait affaire depuis longtemps, vous et nous, et il ne s'agit pas que d'argent...
Ama şu var ki ne istediğime dair en ufak bir fikrim yok.
Et finalement... J'ai aucune idée de ce que c'est.
- Ne var? - Yok bir şey.
Quoi?
Bu ehliyet dışında Amy'nin on sekizinden önce var olduğuyla ilgili hiçbir kayıt yok. Ne doğum kağıdı ne sosyal güvenlik numarası, ne de okul kaydı.
A part son permis de conduire, il n'y a aucune trace de l'existence de Lily avant l'âge de 18 ans... pas de certificat de naissance, pas de numéro de sécurité sociale, pas d'inscription dans une école.
- Bil bakalım, ne var? Tanrı falan yok.
Il n'y a pas de Dieu.
İçkiye ihtiyacım yok, kızıma ihtiyacım var.
Je ne veux pas un verre, je veux ma fille.
Hiç para yok. Ne var? Halime olsaydım paraya çocuk için ihtiyacım olacaktı.
Si j'avais été enceinte, il me le fallait pour le bébé.
Ne suyumuz ne yiyeceğimiz var. Yemek yok, su yok.
Pas de nourriture, pas d'eau, ok, voyons ça.
Ee Dave, sende ne var, ne yok?
Alors, quoi de neuf dans ta vie?
Bulabildiğim kadarıyla öyle bir şey yok ama tuhaf bir iki durum var.
- Je ne vois rien. Mais des anomalies.
Damatları geldi diye, önüme ne var, ne yok serdiler.
Quand je leur ai dit que je venais, il m'ont préparé une table.
Sonunda bunun nedenini anlayacak ama ikinizin arasında hiçbir gizli anlaşma olamaz. Yok dediğinde var diyorsundur.
Elle comprendra pourquoi à la fin, mais il ne peut y avoir d'arrangement secret entre vous deux, pour dire que vous l'avez fait quand ce n'est pas le cas.
Easy, her yanımda kan var ama kanamam yok.
Easy, j'ai du sang partout, mais je ne saigne pas.
Cevap bu haritada yatıyor lakin benim onu bulmak için yeterli hünerim yok. Orta-Dünya da bunu bulabilecek başka kişiler var.
La réponse est cachée quelque part sur cette carte, je ne suis pas en mesure de la trouver mais... dans la Terre du Milieu, d'autres le peuvent.
Diğer kumandanlara benzemeye niyetim yok. Benim burada ne işim var Ender.
Eh bien, n'ont pas l'intention d'être comme les autres commandants.
Ne var ne yok?
Tu fais quoi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]