Ne varsa translate French
6,137 parallel translation
Elinde ne varsa kullan ; tüm elementleri Avatar halini, ne ihtiyacın varsa.
Ne te restreint pas, utilise tout les éléments l'état d'Avatar, tout ce dont tu as besoin.
Yaşlı adamı canlı tutacak ne varsa o olsun.
Peu importe comment le vieux prend son pied.
Bakma. Çünkü ellerinde gerçekte ne varsa, onu kullanacaklardır.
Quoiqu'ils aient, ils l'utiliseront.
Elinde ne varsa, göster.
Montre-lui ce dont tu es capable.
Üstünde her ne varsa aileme çok acı çektirdi.
Ce qu'il y a dessus a causé beaucoup de douleur à ma famille.
Benden öğreneceğin ne varsa hepsini öğrenebilirsin.
Vous savez, vous pouvez apprendre quand bien même c'est apprendre de moi.
Harrison'un sindirmiş olabileceği ne varsa alın.
Prends tous ce qu'Harrison aurait pu ingéré.
Ne varsa!
Quelque chose dans cette pièce a été mélangé à du poison. Prends tout.
Onun olan ne varsa ona geri vermemiz gerek.
Je dois lui donner ce qui lui appartient.
Bizi bölen ne varsa, bir kenara koymalıyız.
Nous devons faire fi de tout ce qui nous sépare de nos voisins.
Benimle Moskova'ya gelirsen yemin ederim istediğin ne varsa yapacağıma söz veriyorum.
- Si tu viens avec moi à Moscou, je te promets, tu as ma parole, que je ferai tout, absolument tout ce que tu veux.
Neyse önemi yok, sıcak soğuk ne varsa içeceğiz.
Peu importe. On la boira, qu'elle soit chaude ou fraîche.
Takma kafana. Tüm dosyaları, sözleşmeleri, ne varsa bana ver. Ben bakarım.
Sors-moi les dossiers, les contrats, et j'y jetterai un œil.
Bilim adamlarımızın üzerinde çalıştığı ne varsa uygulayın.
Utilisez ce que nos scientifiques ont développé.
Kafamda provasını yapmıştım ve ne varsa dökeceğim.
Attends, je répétais cet esprit et je veux dire tout.
- Kafanda ne varsa.
- De ce que tu as en tête.
Hayal edebilecekleri kadar çılgın olan ne varsa... inşa edebilecekleri gizli bir yer.
Un endroit secret où ils pourraient construire leurs inventions les plus folles.
Buraya gel çabuk! Elimizden gelen ne varsa yaptık efendim. İlk önce komiseri çağır.
Dhatto a emmené beau-frère à la maison.
Gorglara "vurguncular" deriz... çünkü elinde ne varsa alıps götürürler.
On les surnommons les "Pilleurs" parce qu'ils nous prenons tout ce que posséder.
Tamam, canım. Pahalı görünen ne varsa getir.
Attrape tout ce qui a l'air cher.
Elimde avucumda ne varsa seni iflas ettirmek için harcadım.
J'ai dépensé tous mes sous à essayer de te détruire.
İşimize yarayacak ne varsa. Anahtar. Bilmiyorum.
N'importe quoi qui pourrait servir.
Kibar ve zekidir ama her şey hakkında konuşur da konuşur. Ne varsa anlatacaktır.
Il est gentil et intelligent, mais il a parlé du dîner et des choses qu'il a l'intention de te raconter.
Bu işin arkasında kim varsa, umalım ki annem ve eşim onlardan uzaktadırlar.
Quels qu'ils soient, espérons que ma femme et ma mère ne soient pas proches d'eux.
Bilirkişi yollamamız lazım, şayet özellikle şu doğu bloğunda yapısal hasar varsa pek de şaşırmam.
On va devoir faire venir un géomètre, mais il ne serait pas étonnant que l'on trouve des dommages structurels, particulièrement là, à l'aile est.
Temizleyebildiğim ne öte beri, pislik, bok püsür varsa hallederim.
Je fais ce que je peux pour nettoyer les ordures, l'écume.
Birazcık aklı varsa vampirlerin onu bulamayacağı bir yerde saklanıyordur.
Et bien, s'il a une moitié de cerveau, Il doit se cacher où les vampires ne peuvent pas le trouver.
Kusura bakmayın ama toplantısı varsa bile bana bu konudan bahsetmedi ki bu hiç de olağandışı bir şey değildir.
Je suis désolée, mais s'il avait une réunion, il ne m'en a jamais parlé, quoique, je suppose que c'était inhabituel.
Eğer içeride biri varsa bu sorumlu, onlara bir ipucu vermek istemiyoruz peşlerinde olduğumuzu.
Si le responsable est quelqu'un de l'intérieur, il ne faut pas qu'il sache qu'on est sur ses traces.
Açıkta olan ne yiyecek varsa al.
Ramassez toute nourriture qui n'est pas par terre
Eğer yalan söylemiyorsan ve "umut varsa"... hemen şimdi buraya gelir ve bunu bana kanıtlarsın.
Si tu ne mens pas, s'il y a de l'espoir, alors viens ici tout de suite et prouve le moi.
Şöyle bir şey oldu. Ne kadar hippi varsa hepsi de Willie'nin konserlerine geliyordu.
Tu vois, ce truc est arrivé la où tous ces hippies venaient pour voir les concerts de Willie,
Son birkac haftada ogrendigim bir sey varsa, o da birakamadigi.
J'ai compris ces dernières semaines qu'il ne s'arrête jamais.
Eğer bu söylentilerde biraz olsun gerçek payı varsa, ailemden intikam almak isteyenleri suçlayamam.
Je ne blâmerais personne pour vouloir se venger de ma famille.
Bebekte ters giden bir şeyler varsa, - onu aldırmayı mı... - Hayır, hayır.
Si vous trouvez quelque chose qui ne va pas avec lui, prévoyez-vous de mettre fin à...
Bana ve sana önerdiğinin her parçasını öğrenmek istiyorum ama öğrendiğim bir şey varsa o da onun koparılamaz olduğu.
Je veux tout ce qu'il m'a proposé, qu'il vous a proposé. J'ai appris qu'il ne pouvait pas se retenir.
Birazcık aklı varsa vampirlerin onu bulamayacağı bir yerde saklanıyordur.
S'il a une moitié de cerveau, il se cachera là où les vampires ne trouveront pas.
Birine borcun varsa oyalanma.
Quand on doit de l'argent, on ne fait pas de bêtises.
Bilemiyorum, eğer içinden atmak istediğin bir şeyler varsa... bilirsin ya?
Je ne sais pas si tu veux vider ton sac, tu sais?
Katı-hal diski varsa o kadar sürmez.
Pas si c'est un disque électronique. Ça ne prendra pas si longtemps.
Ne kadar su varsa getir.
Ce que tu as.
Ne haliniz varsa görün.
Comme tu veux.
Sanatçılar, para, kayıtlar... Ne bok varsa senin olsun.
Garde les artistes, l'argent, les masters et toute ta merde.
Ve eğer varsa bankalar ne kadar etkileniyor?
Et si oui, quelle est l'exposition des banques?
Bizi babasına götürme ihtimali varsa başka ne seçeneğimiz var?
Si ça nous fait remonter jusqu'au père, a-t-on le choix?
Birbirlerine yorum, beğenme, tweet, geyik ve başka ne halt varsa yapıyorlar bugünlerde.
Des commentaires, des tweets, et tous ces trucs modernes qu'ils se font subir.
İçinde en küçük bir nefret bile varsa imanın hiçbir işe yaramaz.
Ta foi ne marchera pas si tu as la moindre haine en toi.
Ön kapıdan çıkabilme ihtimali varsa neden oradan çıksın ki?
Pourquoi ne pas utiliser la porte d'entrée?
Bak, bana Durum Odası'nda ihtiyaçları var. Burada ne işin varsa sana kolay gelsin.
On me demande en salle de crise, alors allez jouer ailleurs.
Dünyada bunu bilen biri varsa o da benim ama bu çok farklı, tamam mı?
Personne ne sait ça mieux que moi. Mais ici, c'est différent.
Aynen, ne kadarın varsa hepimize vermelisin.
Ouais, vous devriez donner tout ce que vous avez.
varsa 36
varsayalım ki 19
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var ki 145
ne var bunda 130
ne var ki bunda 23
ne var orada 75
ne var burada 20
ne var yani 22
varsayalım ki 19
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var ki 145
ne var bunda 130
ne var ki bunda 23
ne var orada 75
ne var burada 20
ne var yani 22