Ne yapıyorlar translate French
1,943 parallel translation
Yani, sence o kapının ardında ne yapıyorlar?
À votre avis, que font-ils derrière cette porte?
Sence ne yapıyorlar?
Qu'est-ce qu'ils font, tu crois?
"Acaba ne yapıyorlar?" demiştim.
J'étais là : "Qu'est-ce que vous faites?"
Öyleyse şey de ne yapıyorlar... Noel zamanı ne yapıyorlar?
Alors ils font quoi à Noël?
- Ne yapıyorlar?
- Ils font quoi?
Sence ne yapıyorlar?
Ils font quoi?
Ne yapıyorlar?
Que vont-ils faire?
Ne yapıyorlar bunlar yahu?
Mais que font-ils?
Ne oluyor Frankie, ne yapıyorlar?
Alors, dis-moi ce qu'ils comptent nous faire?
Bekle, ne yapıyorlar?
Comment?
Adamlarınız ne yapıyorlar bilmiyorum, ama burada durum kötüye gidiyor.
Ecoutez Lieutenant, je ne sais pas dans quoi s'engagent vos hommes mais la situation est desastreuse....
Tepede ne yapıyorlar öyle?
Que font-ils sur cette colline?
Ne yapıyorlar?
Qu'est-ce qu'ils font?
Peki ne yapıyorlar?
Qu'est ce qu'ils foutent la?
Ne yapıyorlar?
Non mais qu'est ce qu'il fout!
Nilüfer gibi genç kızlara ne yapıyorlar, biliyor musun?
Tu sais ce qu'ils font aux jeunes filles comme Niloufar?
Bunlar... Ne yapıyorlar burada böyle?
Qu'est-ce que ça fait là?
ne yapıyorlar?
Que font-ils?
- Şimdi ne yapıyorlar?
L'Iran. L'Iran?
Peki onlar ne yapıyorlar, oradan tek parça çıktıktan sonra?
Et que font-ils une fois sortis indemnes de ces quartiers?
Üç tane olursa ne yapıyorlar?
Que se passe-t-il si on en a trois?
- Ne yapıyorlar?
Que font-ils?
- Onlar ne yapıyorlar orada?
- Qu'est-ce qu'ils font ici?
Bilirsin, neredeler, ne yapıyorlar falan? Kasabaya faydalı bir şeyler yapıp yapmadıklarına bir bak dedi.
Que je sache où ils logent, le travail qu'ils font pour aider la ville.
- Ne yapıyorlar?
- Qu'est-ce qu'ils font?
Babama ne yapıyorlar?
Qu'est-ce qu'ils font à mon père?
- Bana ne yapıyorlar?
- Que me faites-vous tous?
Ama yine de ne yapıyorlar?
Et alors, qu'aurait-on fait?
- Ama ne yapıyorlar ki orada?
- Qu'est-ce qu'ils font là-bas?
Ne yapıyorlar?
Que font-ils vraiment?
- Çevremdeki 16 yaşındaki çocuklar... - Parayı ne yapacaksın? ... her gün bana kur yapıyorlar.
des garçons de 16 ans me collent à longueur de journée.
Kişisel alma, b.unu herkese yapıyorlar. İyi misin?
Ne prends pas ça mal, ils font ça à tout le monde.
- Ne diye bunu yapıyorlar.
- Pourquoi ils font ça?
Bu şarabı orada yapıyorlar ve sadece burada bulabiliyorsun. - Hiç gitmiş miydin Sienna'ya?
Ce vin vient de là et on ne le sert qu'ici.
"Amerikalılar her zaman doğru şeyi yapıyorlar fakat ne yazik ki önce bütün diğer seçenekleri tüketiyorlar."
Il disait que les Américains font toujours ce qu'il faut, mais seulement après avoir épuisé toutes les autres possibilités.
Ne bok yapıyorlar!
Ils en savent rien bordel!
İnsanlar söylemek ya da yapmak zorunda oldukları şeyi yapıyorlar.
Ce ne sont que des gens qui disent et qui font ce qu'ils pensent devoir dire et faire.
İçerde ne yapıyorlar? Uzun sürmez.
Ce ne sera pas long.
Çiftliğimizden aldıkları bu şeyle bir şeyler yapıyorlar ama bu şeyin ne olduğunu bilmiyoruz.
- Fourre-moi tout ça. allez. Vas-y, Luke.
Şoförler arabadan hiç çıkmıyor. Herhalde Yee için casusluk yapıyorlar.
Les chauffeurs ne quittent leur voiture sous aucun prétexte.
Müdahale etmediklerini iddia ediyorlar ama hile yapıyorlar.
Ils prétendent ne pas interférer, mais ce sont eux qui manipulent.
Kendilerini çözüyorlar, ve böyle aptalca şeyler yapıyorlar öyle değil mi, Babu abi?
Petit brigand, tu ne peux voler même un vélo.. .. et tu veux dévaliser un bus.
Bence çocuklar evde ne duyuyorsa onu yapıyorlar.
Je crois qu'ils ne faisaient que répéter ce qu'on leur a dit chez eux.
Sing Sing'de yeme yarışması yapıyorlar mı bilmiyorum ama senin için arayıp sorarım.
Alors, je ne sais pas s'ils organisent des concours de nourriture à Sing Sing, mais je serais heureux de sortir de là et de passer un coup de fil.
Varlığından bile emin olmadığım bir kaç insan bir yerde, bir şeyler yapıyorlar.
J'étais même pas sûr qu'ils existent. C'était deux personnes sans nom, qui faisaient des trucs je ne sais où.
Bu küçük kulaklıkları çok minik yapıyorlar.
Oh! Ces écouteurs sont si petits, je ne savais pas que vous parliez à quelqu'un.
Danışmanlarım, askeri bir tepki verme konusunda bana baskı yapıyorlar bu yüzden, şayet bir saldırıya daha maruz kalırsak onları tutabileceğimi sanmıyorum.
Mes conseillers me pressent de faire intervenir l'armée et donc si nous sommes à nouveau attaqués, je ne pourrais pas les retenir plus longtemps.
Hayır, bizim işimizi yapıyorlar ama farkında değiller. O yüzden beceremiyorlar.
Non, ils font notre boulot, seulement ils ne savent pas le faire, donc ils sont nuls.
- Ne yapıyorlar?
- Que font-ils?
Bu da ne, toplantı falan mı yapıyorlar?
Ils font une réunion ou quoi?
Bazı testler yapıyorlar. Endişelenecek birşey yok.
Ils vont juste faire quelques analyses, ne t'inquiète pas.
yapıyorlar 18
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapacağız 1293
ne yapıyorsun orada 124
ne yapabilirim 379
ne yapayım 319
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık 321
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yapıyorsun sen 411
ne yazık ki 622
ne yapıyorsun orada 124
ne yapabilirim 379
ne yapayım 319
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık 321
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yapıyorsun sen 411
ne yazık ki 622