English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / Nun kızı

Nun kızı translate French

687 parallel translation
Chion-in tapınağında samuray olarak hizmet eden Shinzaemon Okui'nun kızıyım.
Vous vous trompez grossièrement!
Bir kadınım, doğru, ama Cato'nun kızı, adı şanı olan bir kadın.
Certes, je suis une femme, mais, chacun le sait, fille de Caton!
Oğlun Joe'nun kızımdan uzak durmasını istiyorum.
Je veux que Joe laisse ma fille tranquille.
O, Oko'nun kızı.
C'est la fille d'Oko.
Akiko'nun kızından söz ediyorduk.
On parlait de la fille de Miwa.
Ve güzel olan kim olduğunu asıl bilmek istediğin... Fernando'nun kızı.
Et la belle, celle qui t'intéresse vraiment, c'est la fille de Fernando.
Babamın Otto'nun kızıl olduğunu anlamaması için her şeyi ayarladı.
Il a tout monté... pour cacher à papa que Otto est un Rouge.
Bernardo'nun kızı.
La roulure de Bernardo.
- Sen Aristo'nun kızı mısın?
Es-tu Brisis, la fille d'Ariste?
- Sadece Shimazo'nun kızısın!
- Tu n'es que la fille de Shimazo!
Seiemon'nun kızı köyde mi?
La fille de Seiemon est au village?
- Rabaul'daki Fransız Konsolosu Charles Freneau'nun kızıyım.
- Je suis la fille de Charles Freneau, le consul de France à Rabaul.
Yabancı öğretilerle halkı, Mikado'nun kutsanmış kişisine karşı kışkırtmak isteyen vatan haini Daimyo hakkındaki mesajınız için teşekkürler.
Merci pour ton message à propos du traitre Daimyo, qui avec des doctrines étrangères, veut dresser le peuple contre la sainte figure du Mikado.
Ölüme meydan okunan bu gösteride, Alonzo'nun yardımcısı kızım NANON!
"Pour assister Alonzo... dans son numero de trompe la mort... ma fille, Nanon!"
Dutch, Joe'nun ABD'de bir kız kardeşi var, değil mi?
Dutch, Joe avait une sœur aux États-Unis, non?
Siu, Kuo'nun kız kardeşidir,
Higaki appris le jiu-jitsu avec le maître Murai.
- Pekala, üzerime yıktığınız suçları temizleyin. Eels'in cinayetini Joe'nun üzerine yık. Tabi.
- Sors-moi du guêpier, colle le meurtre de Eels sur le dos de Joe!
Fakat kız Joe'nun seni görmek için biryere gittiğini söyledi
Mais elle a dit qu'il allait te voir.
KAZUO HIROTSU'nun "Baba ve Kızı" romanından uyarlama.
Scénario :
Rahmetli babasına karşı duyduğu şiddetli ve şuursuz kıskançlık Juan Montalvo'nun şiddetli ruhunda kalıcı, devasız rahatsızlığı peyda etmişti.
Une jalousie profonde à l'égard de son père mort avait profondément troublé l'âme violente de Montalvo.
Şu kız, Fernando'nun yeni sevgilisi mi?
Et celle-là, ce serait la nouvelle?
Mae Doyle, Joe'nun kız kardeşi.
Mae Doyle, la sœur de Joe.
Angelo'nun barında kız kardeşine rastlayınca çok şaşırdım.
Quelle surprise quand en entrant chez Angelo, j'ai vu ta sœur assise au bar.
İmparator Valentiniano'nun kız kardeşi Galla Placidia'nın kızı ve neslinden... "
- "fille de Galla Placidia et..."
Sen, Roma İmparatoru'nun kız kardeşi bir barbarın karısısın.
Soeur d'un empereur, épouse d'un barbare!
Ben Ataulfo. Galla Placidia'nın kızı, Valentiniano'nun kız kardeşi.
Je suis la soeur de Valentinien.
kız O'nun yeğeni.Kız ne yaptı, sana dert oldu mu?
Elle est sa nièce. Elle vous a mal traités?
Sen Kotoe'nun kız kardeşi misin?
Tu es la petite sœur de Kotoe?
O'nun Wheeler'in kız arkadaşı olduğundan memnunum.
Je suis persuadé que c'est la nana de Wheeler.
Efendi Sansho'nun yerine gidip Shinobu isimli kızı getirmeni istiyorum.
Allez chez l'Intendant Sansho chercher une jeune fille nommée Shinobu.
Nicholas Raymondo'nun sahip olduğu ve kızın da bildiği bir şey.
Un truc qu'avait Nicholas Raymondo. La fille était au courant.
Takezo'nun evlenme sözü verdiği kızım.
Je suis celle que Takezo a promis de marier.
Onlar Kızıl Ordu'nun basit askerleriydi.
C'étaient de simples soldats, des hommes très ordinaires.
Kızıl Ordu'nun askerisin!
Assez!
Yukiko'nun elinden iş gelir. Ayrıca çok da güzel bir kız.
Elle est débrouillarde.
Bu, Sör Hugo'nun manastırda kızı öldürmek için kullandığı hançer.
C'est la dague que Sir Hugo a utilisée pour tuer la fille dans l'abbaye.
O kadar da kötü değildi. Asıl amacımız Ayako'nun mutlu olduğunu görmekti ve bunu da başardık.
Ne sois pas triste, la première étape est franchie.
Kız Picasso'nun bir serseri olduğunu iddia edip durdu ve sonra da bir duvar resmi yaptı.
Mon amie s'est mis en tête que Picasso était un raté et a voulu peindre.
Borneo'nun en vahşi ormanında çırılçıplak bir kız varmış. Üzerinde sadece dans ayakkabısı ve şapka bulunuyormuş.
Une danseuse se balade dans la jungle, vêtue seulement de ses chaussures et d'un casque colonial...
Artık Troiano'nun nerede yalnız kaldığını biliyorsun.
Maintenant tu sais où il se rend seul.
Kızıl Ordu'nun, Japon ve Nazilerden farkı olmalı. Hatta Amerikan Ordusu'ndan bile temelden farklı olmalı.
L'Armée rouge doit ętre différente de celle des Japonais ou des Américains.
Bugünden itibaren ben, Noge, Kızıl Ordu'nun emriyle sizin komutanınız ilan edildim.
Moi, Noge, j'assume la direction de ce camp. Je vous rappelle que le Japon est frappé par le malheur de la défaite.
Bu Kızıl Ordu'nun itibarını zedelemeyecek olsa bile siz de birliklerinizin Japonların ırzına geçip mallarını talan ettiğinizi inkâr ediyorsunuz.
Vous n'admettez ni le viol, ni le pillage... par vos camarades, męme si ça n'affecte pas... l'idéal et l'autorité de l'Armée rouge.
Chino, Tony ve Bernardo'nun kız kardeşi hakkında konuşuyormuş.
J'ai entendu Chino leur parler de Tony et de la s œ ur de Bernardo.
- Bernardo'nun kız kardeşi lütfen.
- La s œ ur de Bernardo, s'il vous plaît.
Bunun dışında, bu yılın ocak ayında gene harakiri yapmak isteyen başka bir eski Fukushima Klanı hizmetlisi Motome Chijiiwa'ya verdiğimiz cevap konusunda da hata yapmadığımız açıklık kazandı. Hanemizin askeri sertliğine dair ifadeleri Edo'nun her noktasında yankılandı.
L'austérité proverbiale de notre clan fut connue dans tout Edo... grâce à ce suicide faisant suite à celui de Chijiwa.
Ancak aslına bakarsanız, sadece ilgimi çekiyor, bilirsiniz işte... Modern Bankacılık prensipleri ve korsanlık tarihi,.. ... Orozco'nun resimleri,..
La vérité, c'est que je m'intéresse tout autant aux Principes de la banque moderne, qu'à l'Histoire des pirates, à La Peinture d'Orozco,
Yüksek bir hükümet görevlisinin kızını Marco Polo'nun karavanında hizmet ederken bulmak şaşırtıcı.
Mon seigneur est bon. DOCTEUR : Hum, tu sais, c'est très surprenant de trouver la fille d'un haut fonctionnaire du gouvernement travaillant comme servante dans la caravane de Marco Polo.
Ancak Canterbury Başpiskoposu'nun topraklarımızın içinde olduğuna dair herhangi bir haber almadık.
Aucune nouvelle nous a été portée au sujet de l'Archevêque de Cantorbéry et de sa présence dans nos domaines.
Ben Ringo'nun kız kardeşiyim.
Je suis la sœur de Ringo
Ya Clouseau'nun dediği gibi kız masumsa?
Et si elle est innocente, comme le clame Clouseau?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]