Ondan çok hoşlanıyorum translate French
130 parallel translation
Ondan çok hoşlanıyorum.
J'ai moi-même de l'affection pour lui.
Ondan çok hoşlanıyorum.
Dan Leeson me plaît beaucoup.
Alaycısınız. Ondan çok hoşlanıyorum.
Tu es cynique, moi je l'aime bien ;
Sadece, ondan çok hoşlanıyorum.
Enfin, je l'aime beaucoup.
Ondan çok hoşlanıyorum.
Que j'estime.
- Evet. Ondan çok hoşlanıyorum.
Je l'aime beaucoup.
Evet, Louis. Ondan çok hoşlanıyorum.
Oui, Louis... je l'aime beaucoup.
Halen ondan çok hoşlanıyorum, ve bu dostluğu kaybetmek istemiyorum, asla.
Je l'aime toujours infiniment. Et je ne veux pas perdre son amitié. Jamais.
Ondan çok hoşlanıyorum, bizimle oynama.
Je l'adore. Ne vous en mêlez pas.
Ondan çok hoşlanıyorum.
Je l'aime déjà cette petite.
Onu ayarttım... çünkü ondan çok hoşlanıyorum.
Et ça m'a vraiment tentée... parce qu'il me plaît beaucoup.
Ondan çok hoşlanıyorum. Fakat onunla mümkün değil.
Je l'aime beaucoup, mais il est impossible.
- Ondan çok hoşlanıyorum.
- Je l'aime bien.
Ondan çok hoşlanıyorum.
Je l'apprécie beaucoup.
Kesinlikle. Ondan çok hoşlanıyorum.
Il me plaît énormément.
İşin aslı... önemli bir teste hazırlanıyorum. Ve teste hazırlanmadığım zamanlar ya işteyim ya da ders çalışıyorum....... veya Noel ile vakit geçiriyorum ve ondan çok hoşlanıyorum.
Je prépare un examen très important, et quand je ne fais pas ça, je travaille ou j'étudie ou je vois Noel, que j'aime vraiment beaucoup.
Ondan çok hoşlanıyorum ve muhtemelen nihayetinde nasıl olsa bunu yapacaktık.
Il me plaît vraiment. Ca viendrait peut-être un jour de toute facon.
Ondan çok hoşlanıyorum ve gerçekten hoş fakat...
Je sais pas. Je l'aime beaucoup, elle est très chouette, mais...
Ondan çok hoşlanıyorum.
Elle me plaît tellement!
N'olur o kızla dans etmeme izin ver. Ondan çok hoşlanıyorum, büyük fırsat benim için.
Laissez-moi avec elle, je l'aime et je crois que j'ai une chance.
Ondan çok hoşlanıyorum.
Il est tellement adorable!
Ondan çok hoşlanıyorum.
Elle me plaît beaucoup
Sadece ondan çok hoşlanıyorum.
elle m'a beaucoup plu.
Ondan çok hoşlanıyorum.
J'étais fasciné.
Ondan çok hoşlanıyorum.
Qu'est-ce qui va se passer si j'enlève mon imper?
Bobby Corso, fakat o gerçekten iyi bir çocuk. ondan çok hoşlanıyorum. Komik birisi.
Bobby Corso. ll est très gentil, je l'adore. ll est marrant.
Bilmiyorum. Ondan çok hoşlanıyorum ve onunla çıkmaya devam etmek istiyorum.
[UNCUT] Je ne sais pas, je l'aime bien, et je veux continuer.
Ve o sadece güzel bir kadın değil... aynı zamanda ondan çok hoşlanıyorum.
Et non seulement elle est top canon... mais j'aime beaucoup cette fille.
Bir kaç hafta önce buraya gelen bir aktrisle, ve, uh... Tanrım, ondan çok hoşlanıyorum. O yüzden lütfen geç kalma.
Cette actrice venue à la boutique, il y a quinze jours et elle me plaît vachement, alors ramène la voiture à l'heure.
Ondan çok hoşlanıyorum. Tutunmak için çok çabalıyorum.
Je l'aime tellement, je me tue pour lui plaire!
Bana Haley konusunda güvenmediğini biliyorum ama ondan çok hoşlanıyorum. Biliyor musun?
Je sais que tu ne me fais pas confiance avec Haley, mais je l'apprécie beaucoup, tu sais?
Cambaz değil ama ondan çok hoşlanıyorum.
Il n'est pas équilibriste, mais il me plait beaucoup, tu sais.
Ondan çok hoşlanıyorum. Ama seni çok özlemiş.
Je l'aime beaucoup, mais tu lui manques trop.
Ondan hoşlanıyorum ama bazen beni istemediğini düşünüyorum ve bu beni çok yıpratıyor.
Je l'aime, mais j'ai parfois l'impression qu'il me rejette.
Bu Hint tarzı selamlamayı her görmemde ondan daha da çok hoşlanıyorum.
J'aime ce salut indien.
Ondan hoşlanıyorum. Çok tatlı biri.
Ce n'est pas juste de l'appeler un plombier.
- Ona çok kötü davranıyorsun. - Ondan hoşlanıyorum ama çok genç.
Oh je l'aime bien mais il est trop jeune.
Michelle çok hoş bir bayan, ve ondan hoşlanıyorum.
Michelle est merveilleuse, elle me plaît beaucoup.
- Gittikçe ondan daha çok hoşlanıyorum.
- Je m'étais très attaché à elle.
Ondan çok hoşlanıyorum.
Je l'aime beaucoup.
Ondan çok daha fazla hoşlanıyorum.
Je l'aime beaucoup plus.
Ondan çok hoşlanıyorum.
Il me pla ^ it beaucoup.
Çok hoşlanıyorum ondan.
- Oui, elle me plaît bien.
Gerçek şu ki ondan hala çok hoşlanıyorum.
La vérité, c'est que je l'aime encore.
- Ondan çok hoşlanıyorum.
N-23!
Kesinlikle. Ondan ben de çok hoşlanıyorum.
- Oui, elle me plaît beaucoup.
Ondan çok hoşlanıyorum.
Tu es l'un de ses amis... et je l'aime bien.
Aslında ben, tek bir kızdan hoşlanacak tipte biri değilim... ama ondan gerçekten çok hoşlanıyorum.
Je ne suis pas le genre de type à tomber facilement amoureux, mais je pense que je l'aime vraiment.
Ondan hoşlanıyorum. Hem de çok. - Güzel.
Tant qu'à parler entre hommes, oui, je l'aime.
Ama ondan hoşlanıyorum, çok eğlenceli.
Mais il me plait beaucoup, il est très marrant.
Söylemen ya da yapman gereken bir şey mi var emin olamıyorum ve Jess ile bir geçmişiniz olduğunun farkındayım ama ondan gerçekten çok hoşlanıyorum, o yüzden bana vurmak ya da her ne yapman gerekiyorsa bir şekilde bunu artık geçemk istiyorum, çünkü bu salak bir iş olmaya başladı.
Je sais pas si tu veux me dire ou me faire quelque chose, et je sais que Jess et toi, vous avez un passé, mais je l'apprécie énormément. Donc si tu veux me frapper ou autre, j'aimerais bien qu'on règle cette histoire, parce que ça devient un peu débile.
hoşlanıyorum 43
ondan 152
ondan korkmuyorum 32
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan nefret ediyorum 223
ondan bahsetmiyorum 20
ondan kurtuldum 19
ondan 152
ondan korkmuyorum 32
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan nefret ediyorum 223
ondan bahsetmiyorum 20
ondan kurtuldum 19