English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ O ] / Onlar benim çocuklarım

Onlar benim çocuklarım translate French

147 parallel translation
Çocuklarımız mı? Onlar benim çocuklarım!
"Nos" fils? "Mes" fils!
Onlar benim çocuklarım, ailem, kendi etim ve kanım.
Il y a mes enfants, ma famille, ma propre chair et mon sang.
Onlar benim çocuklarım.
Mes enfants arrivent.
- Onlar benim çocuklarım.
- Ce sont mes enfants.
Onlar benim çocuklarım!
Ce sont mes enfants!
Onlar benim çocuklarım!
Mes enfants!
Onlar benim çocuklarım ve engel olmazsak, ölecekler.
Ce sont mes enfants, et Crochet les tuera si nous ne faisons rien.
Onlar benim çocuklarım.
Ce sont mes enfants.
Onlar benim çocuklarım.
.. ce sont mes enfants.
Bu benimle ilgili değil Clyde, onlar benim çocuklarım.
II s'agit de mes enfants! Je laisserai personne leur faire du mal
Eğer onlar benim çocuklarım olsaydı, onlar için birinin konuşmasını isterdim.
Si c'était mes gosses, je voudrais que quelqu'un parle pour eux.
Onlar benim çocuklarım.
Ce sont mes gamins.
Onlar benim çocuklarım ve istediğim gibi büyütürüm.
Ce sont mes enfants. Je les élève comme il me plaît. C'est quoi, cette odeur?
Onlar benim çocuklarım, kahretsin!
Et ces enfants sont de moi, bordel!
Onlar benim çocuklarım, o yüzden ne kadar sattıklarını öğrenmek istiyordum.
Ils viennent de chez moi, alors je voudrais savoir s'ils vendent bien.
Sus! Onlar benim çocuklarım değiller.
Ce ne sont pas mes enfants.
Onlar benim çocuklarım değil.
Ce ne sont pas mes enfants.
Burası benim evim, onlar benim çocuklarım ve sen benim misafirimsin.
C'est ma maison, c'est mon enfant et vous êtes mon invité.
Biliyorum, yaptığım yanlıştı ama onlar benim çocuklarımdı.
Je sais que ce que j'ai fait était mal, mais c'était mes enfants.
Generalim bir katili koruyorsunuz. Şımartmış olabilirim ama onlar benim çocuklarım.
Je suis peut-être indulgent avec mes enfants, mais ce sont mes enfants.
- Onlar benim çocuklarım.
- Oublie ça. - Ce sont mes enfants.
Meryl, lütfen.Onlar benim "oğlanlar" değil, onlar benim çocuklarım.
Meryl, enfin! Ce ne sont pas mes "garçons". Ce sont mes enfants.
Onlar benim çocuklarım değil, Joy.
Ce ne sont pas mes enfants, Joy.
Benim çocuklarım ve onların çocukları.
Pour les miens et les leurs.
- Onlar benim de çocuklarım.
Ce sont aussi les miens!
Benim çocuklarım - onları burda bırakmak -
Mes enfants! Que je vous laisse.
Onlar cinayeti çözdüler. Benim çocuklar mı?
- Mes enfants?
Hayır, onlar benim çocuklarım.
Non!
Bayan Tadlock, bunlar benim çocuklarım. Onları götürüyorum.
Mme Tadlock, ce sont mes enfants et je les emmène.
Onlar benim çocuklarım!
Je veux mes gosses.
Onlar o kadının çocukları değil, onlar benim! Ben onları sadece bir kez bıraktım, sadece bir kez! Ve onları benden aldılar!
Je les ai laissés qu'une fois, et ils les ont pris.
Benim çocuklarım burada yaşıyorsa istediğim zaman buraya gelip onları göremeyeceğimi kim söyleyebilir?
Si mes enfants y habitent... mes enfants! Qui va dire que je ne peux pas les voir quand ça me plaît?
İyi olan Bajoryalılar var... benim çocuklarım gibiler, sanırım herhangi bir baba gibi, onlar için sadece en iyisini istiyorum.
Les Bajorans sont... comme mes enfants, je suppose.
- Onlar benim çocuklarım.
II veut te faire peur
Üzgünüm, ama uyuşturucu bağımlılığı ve çocuklar söz konusu olduğunda... özellikle de benim çocuklarım, onları kilitleyip, anahtarı da fırlatıp atmak lazım.
Quand il s'agit de drogues et d'enfants, mes enfants... on devrait les enfermer et jeter la clé.
Onlar çocuklarım. Benim malım.
Ils m'appartiennent.
Diğer çocukları yolladık onlar kaptı, ama benim küçük Kyle'ım bir türlü hastalanmıyor. Aman Tanrım!
Les autres sont tous malades, mais Kyle, rien.
Çünkü bir zamanlar... bu yıllardakinden öte... buraya ailenizle geleceksiniz... ve benim yaptıklarımı göreceksiniz... ve yaptıklarımı çocuklarınıza ve onların çocuklarına anlatacaksınız... işte ben bu yüzden'Başkanım.
Parcequ'un jour, dans des années, vous viendrez ici avec votre famille... et vous allez regarder mes peintures... et vous serez en position de leur dire, à vos enfants et petits enfants... " A l'époque, j'ai défié le Président.
Ben, kuvvet için dua ederim... Bütün geçim şeylerini öldürmem için beni zorlayan içgüdülerin üstesinden gelmek için kuvvetli... Onları benim yiyeceğim, veya benim çocuklarım için ev sahipliği yapmak.
Je prie pour la force la force de dépasser les instincts qui me poussent à tuer tous les êtres vivants pour en faire ma nourriture, ou les hôtes pour ma progéniture.
Benim çocuklarım tüm hikâyelerimden bıktı. Ama onlar anlattıklarıma doyamıyorlar.
Mes enfants en ont marre de mes trucs, mais eux, ils n'en ont jamais assez.
Kabul etmeliyim ki, cesur bir hareketti. O andan itibaren onlar benim dostum, çocuklarım ve grubumdu.
C'était audacieux, certes... mais ils étaient dorénavant mes amis, mes enfants, mon groupe.
Ayrıca, onların benim çocuklarım olması da benim için ayrı bir gurur kaynağı.
Et je suis aussi fier de les nommer, évidemment, mes enfants.
Onlar benim çocuklarım.
Ils sont mes enfants.
Çocuklarımın bazıları İsrail'de çalışıyor. Onların Kudüs kimliği var, ama benim yok.
Mes enfants ont la carte d'identité de Jérusalem et travaillent là-bas.
Onlar benim de çocuklarım.
Ce sont mes enfants à moi aussi.
Onlar benim de çocuklarım.
Ce sont aussi mes enfants.
Biliyorum ki benim çocuklarım onları özleyecektir.
Je suis certain qu'ils manqueraient à mes enfants.
Onlar benim de çocuklarım Claire.
Ce sont mes garçons aussi.
"bana aşağılık İtalyan dediler... "... ve benim seni rencide ettiğim gibi onların çocukları da beni rencide etti. "
"ils m'appelaient macaroni, rital, métèque, et leurs enfants m'ont fait mal comme je t'ai fait mal."
"... ve benim seni rencide ettiğim gibi onların çocukları da beni rencide etti. "
" et leurs enfants m'ont fait mal comme je t'ai fait mal.
O çocuklar benim... Onlar benim dostlarım.
Ces gars sont mes potes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]