Saat 14 translate French
1,039 parallel translation
Adamlara haber verin. Tam teçhizatla, saat 14 : 00'da.
Tout le monde prêt à 14h00 avec barda.
Saat 14 : 30 nasıl?
Vers 2h 1 / 2.
Saat 14 : 00 olmadan orada olmalısın.
Tu dois être là-bas avant 14 h.
Saat 14 : 10.
Il est 2h10.
Duruşma saat 14 : 00'te yapılacak.
L'audience se tiendra à 14h00.
Bugün saat 14.00'te, Fourchaume tersanesinde L'Increvable, denize indirilecektir
Aujourd'hui, à 14 h, aux chantiers Fourchaume, lancement officiel de la vedette rapide l'Increvable.
DeSalvo saat 14 : 00 gibi Rollins'in Yeri'ndeki işinden ayrılıyor.
DeSalvo a quitté Rawlines Place à 14 heures.
" Binbaşı Charles E.Rone... 10 Ekim 1969, yani bugün, saat 14 : 00 itibariyle, bundan böyle Deniz Kuvvetleri Bakanlığı emrinde olmadığınızı öğenmiş bulunuyorsunuz.
"Capitaine de corvette Charles Rone, " par décret spécial, à dater d'aujourd'hui 10 octobre 1969, " vous ne relevez plus de l'autorité navale.
- Buna ilave olarak 10 Ekim 1969, yani bugün, saat 14 : 00 itibariyle Birleşik Devletler Donanma Subayı görevinizden açığa alınacaksınız.
"10 octobre 1969, " votre engagement dans la Marine est suspendu.
Saat 14 : 23
14h23.
Saat 14 : 00 gibi cesedi getirecekler.
Ils apportent le corps vers 14 heures.
Saat 14.30'dan önce çıkmazlarmış.
Et ils ne passent pas à 14h30.
Dinleme cihazında saat 14.29'u gösteriyor.
L'horloge de mon matériel indique 14h29.
Bu öğlen saat 14.40'ta neredeydin?
Où étiez-vous cet après-midi, à 14h40?
Hayatım boyunca günde 14 saat çalıştım ve güzel bir hayata kavuştum.
J'ai travaillé dur toute ma vie, 14 heures par jour, et je m'en suis sorti.
"Saat 2 gibi Amerikalılarla ve harika haberlerle geliyoruz"
"Arrivons 14 heures avec Américains et bonnes nouvelles."
Greyhound şirketinin saat ikide kalkan... Indianapolis otobüsüne binip 41.
Prenez l'autobus d'Indianapolis qui quitte Chicago à 14 h.
Saat ikide- -
- Et à 14 heures...
Bugün saat ikide. Nakit.
Rendez-vous à 14 heures.
Saat ikide korkunç bir ruh hali içinde uyandı ve silahını alarak dışarı çıktı.
- Il s'est levé vers 14 h. Il était déprimé.
Yarım saatlik yiyecek molamız dışında, on dört saat durmadan çalışıyoruz.
14 heures de machine et une demi-heure pour bouffer.
On dört saat çok fazla geliyor.
14 heures de travail, c'est trop.
! Günde on dört saat çalışan kim?
Qui travaille 14 heures par jour durant toute la vie?
Öleli iki saat olmuş, saat şimdi 4 : 30, demek 2 : 30 civarı.
Elle doit être morte depuis deux heures. Il est 16 heures 30. Disons 14 heures 30.
Saat 2 : 20, Cumartesi, öğleden sonra.
Nous en sommes arrivés au samedi 14 h 20.
Yarın öğleden sonra saat 2 : 20'de... Thunder Dağı'nda birisi, düğmeye basacak...
Demain à 14 h 20... un coup d'état se sera produit à Mont Thunder.
Saat iki.
Il est déjà 14 heures.
Tam olarak 14 saat 50 dakikamız var.
Eh bien, il nous reste exactement 14 heures et 50 minutes.
- Saat 2'de elektromiyogram...
14 h : électromyogramme.
Rigel XII'den 14 saat uzaktayız.
Position : à 14 heures de Rigel Xll.
Pilgrim'den 6 gün 14 saat önce, sığınak merkezden fırlatılacak.
Six jours et 14 heures avant le lancement de Pilgrim, la capsule sera lancée depuis le Cap.
12 veya 14 saat önce aya inmiş olması gerekirdi ama henüz bir haber yok.
Ils ont aluni il y a 12 ou 13 h. Jusqu'à présent, c'est le silence radio.
Çok isterdim, ama saat iki oldu.
Hélas, il est presque 14 heures.
Saat ikide Roger De Bris'nin ta kendisiyle randevumuz var.
A 14 heures, on a rendez-vous avec Roger de Bris en personne.
İkiniz de saat 2 : 00'de mahkemeye çıkacaksınız.
Vous êtes attendus à 14 h.
Saat 02 : 00. Oh, sizi dairenizde arayan kişi.
Il est 14 h. C'est celle qui vous a appelé chez vous.
Düğün 5 Eylül'de, saat 2'de.
Le mariage a lieu le 5 septembre à 14 h.
Anne, saat 11 : 14.
Mére, il est 23 : 14!
Heykel öğleden sonra saat 2 gibi müzeye gelecek.
La sculpture arrivera au musée vers 14 h.
Saat iki, sohbet için en ideal zaman. Kesinlikle 2 : 30'dan geç olmasın.
Elles seront ravies de bavarder avec vous à 14 h, 14 h 30 au plus tard!
Bizim ihtiyar, günde 14 saat çalışırdı ayakkabı boyası bulaşmış iki üç dolar kazanmak için.
Mon vieux passait 14 heures par jour dans ce métro. Il revenait avec trois dollars en monnaie, tout taché de cirage.
- Hayır, saat ikiye kadar botla açıldım.
- Non, j'étais sur le bateau jusqu'à 14 h.
Saat 2 : 30 uçağına yetişeceksiniz.
Leur avion s'envole à 14 h 30.
Hiçbir sürücü 24 saat içinde 14 saatten fazla araba kullanmayacak.
Aucun pilote ne pourra totaliser plus de 14 heures de course sur les 24.
Evet, saat 2 civarıydı.
Oui, ce devait être 14 h ou peut-être un peu plus tard.
Ta ki saat 2'de gözüme ilişene kadar.
Sauf vers 14 heures où je pensais avoir vu...
- Ama saat 2 : 30.
- Il est 14 h 30.
Bak Wendell, Saat 2.
Écoutez, Wendell, il est 14 heures.
Bir sonraki uçuş Bremen'den saat iki buçuk'ta.
Le prochain vol est à 14 h 30.
Saat tam olarak 14.29.
- Exactement 14h29.
Sekreteri Bayan Berling onu, yemek dönüşünde, saat 2 : 00 civarında bulmuş.
Sa secrétaire l'a découverte... à 14 h, en rentrant du restaurant.
14 numara 16
14 00 22
14 yaşında 17
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
14 00 22
14 yaşında 17
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 1 132
saat 18 42
saat 5 177
saat 9 217
saat 2 157
saat 20 32
saat 22 41
saat 8 244
saat 10 325
saat 21 38
saat 18 42
saat 5 177
saat 9 217
saat 2 157
saat 20 32
saat 22 41
saat 8 244
saat 10 325
saat 21 38
saat 13 39
saat 07 28
saat 3 195
saat 17 40
saat 19 45
saat 11 234
saat kaçta 135
saat 7 206
saat 06 26
saat geç oldu 36
saat 07 28
saat 3 195
saat 17 40
saat 19 45
saat 11 234
saat kaçta 135
saat 7 206
saat 06 26
saat geç oldu 36