Öldük translate French
565 parallel translation
Şimdi... öldük... işte!
Nous... sommes des... hommes... morts!
- Haydi. Hepimiz öldük.
- On y va ou on est morts.
Burada doğduk, burada çalıştık ve burada öldük.
On y est nés, on y a travaillé, on y est morts!
Onlarsız öldük demektir.
Sans eux nous sommes foutus.
Öldük bilin!
ben, on est foutus, mon vieux!
Kah öldük, kah öldürdük.
Nous avons tué et abandonné les autres.
Pike, saldırıya geçerlerse öldük.
Pike, s'ils avancent, on est morts.
Öldük bilin!
Nous sommes morts.
Tren yoluna çıkmalıyız, yoksa öldük demektir.
Tirons-nous ou nous sommes morts! Allons-y!
Aşağı inerlerse öldük.
S'ils descendent, on est mort.
Öldük.
On est finis.
Bunu anlıyor musun? İçeri girerlerse öldük demektir.
S'ils entrent, nous sommes morts.
Her şey mekanikleşmişti. - Oksijensizlikten öldük.
Tu comptes sur paula pour la réanimation?
Bizler de öldük!
Alors, nous aussi!
Biz öldük...
Nous avons disparu
Gülmekten öldük.
On a bien ri!
Hepimiz öldük!
On est tous morts.
Nehrin iki yakasında da Aynı şekilde öldük
Des deux côtés de la rivière on est morts pareil
Sanirim bu igrenç savasta hepimiz biraz öldük.
On est tous un peu morts dans cette guerre.
Biz öldük.
Nous... sommes morts.
- Öldük.
- Nous sommes morts.
Her iki durumda da, biz öldük.
Quoiqu'il en soit, nous sommes morts.
Biz öldük mü?
Que nous sommes morts?
The New York Times olmazsa biz öldük demektir.
Sans le Times, on est morts!
Meraktan öldük. Neden siz... Bubba!
On s'est fait un sang d'encre... ça va, frérot?
Aman Allahım, biz öldük.
Mon Oieu, on est morts.
Öyle olması daha iyi, dostum, yoksa ikimiz de öldük demektir.
Sinon, nous sommes des hommes morts.
Biz öldük!
On est grillés!
Öldük.
Nous sommes morts.
Eh! Hepimiz öldük mü?
Sommes-nous donc morts?
- Tanrım, biz öldük. Öldük!
- On est foutus!
- İşimiz bitti. Öldük.
- On est foutus.
Biz öldük.
On est cuit.
- Bu tarafa! Asansör aşağıda değilse öldük.
Si l'ascenseur n'est pas en bas, on est cuits.
Peggy, açlıktan öldük.
Peggy, nous mourons de faim.
Hepimiz öldük ve cehenneme düştük.
Nous sommes tous morts et tombes en enfer.
Barb, hayatım biz öldük. Artık endişelenmemizi gerektirecek pek bir şey kalmadı bence.
Nous sommes morts, il n'y a vraiment plus de quoi s'inquiéter.
Hayır Lydia, biz öldük.
Non Lydia, nous sommes morts.
Ve iyi olsun yoksa öldük demektir.
Et applique-toi ou nous sommes morts!
"biz şu yerde öldük" dediklerinde... bazısı küfredecek, bazısı doktor diye inleyecek... bazıları arkalarında bıraktıkları karılarını arayacak.
"Nous sommes morts à tel endroit!" Les uns jurant, les autres implorant un chirurgien... d'autres invoquant leur femme laissée dans le besoin... d'autres, leurs dettes impayées... d'autres, leurs petits enfants laissés sans protection.
- Öldük ve cennete geldik.
Je suis arrivée au paradis...
Büyük belalara hiç girmemelisin! Bilmiyor musun neredeyse öldük!
Pourquoi risquer sa peau pour rien comme on l'a fait?
Ama davası haklı değilse, Kral'ın ödeyecek çok büyük hesabı var demektir, bir savaşta kopan tüm o bacaklar ve kollar ve kafalar, sonraki günde yeniden birleşecek... ve ağlayacaktır, "Nasıl bir yerde öldük biz" diye.
Mais si la cause n'est pas bonne, le roi lui-même aura de sérieux comptes à rendre, quand tous ces bras et ces têtes tranchés dans la bataille, s'assembleront au jugement dernier et crieront :
Bizi yakalarlarsa öldük demektir.
On est morts s'ils nous attrapent.
Öldük mü?
On est morts?
- Eğer o verandaya varamazsak öldük. Bu arada...
Entre-temps...
- Biz öldük.
On y va! - On est foutus.
Uyan! Öldük mü?
Sommes-nous morts?
Hepimiz zaten öldük.
J'étais extrêmement soulagé... qu'il ne fasse pas un four.
- Ted, biz öldük, ahbap!
On est morts, mon pote.
Biz öldük, ahbap.
On est morts, mec.