Sadece ben varım translate French
587 parallel translation
Sadece ben varım.
Ce n'est que moi.
Biliyorum, ama sadece ben varım.
Je sais. J'ai aussi de la famille.
Sadece ben varım.
- Oui, il n'y a que moi.
Sadece ben varım.
Tu as donc "tant" de maris?
Hayatında sadece ben varım, sende göreceksin, çok yakışıklı biri.
Il n'a que moi et tu verras, il est très beau.
Orada hiçbir şey yok... sadece ben varım.
II n'y a personne d'autre que moi.
Hans diye biri yok Bayan Van Hoskins, sadece ben varım, Fritz.
Il n'y a pas de Hans, Mme Van Hoskins, il n'y a que moi, Fritz.
Üstad Zhao, şimdi dengiz ipler yok, sadece ben varım
Laissons de côté les manigances. Seulement vous et moi.
Sadece ben varım.
Il n'y a pas de danger ici.
Hayır, efendim, sadece ben varım.
Non, monsieur, il n'y a que moi.
Sadece ben varım.
Juste... moi.
- Burada sadece ben varım.
- Il n'y a que moi ici.
Sadece ben varım.
C'est seulement moi.
Sadece ben varım.
Y a que moi.
Sadece ben varım, bisikletim yok!
Il n'y a que moi dessus, sans mon vélo!
Bana söylemiş olmalısın çünkü burada sadece ben varım.
Ça doit être ça, vu que je suis le seul ici.
- Sadece ben varım. Yemek yemek istiyorum.
- Vous êtes combien?
Ama burada sadece ben varım.
Y a pourtant que moi ici.
Sadece ben varım.
II n'y a que moi.
Artık sadece ben varım.
Il n'y a plus que moi, maintenant.
Bu evde sadece ben varım.
La maison est à moi.
Sadece ben varım.
Ça n'arrive qu'à moi.
Gitti. Artık sadece ben varım.
Maintenant, c'est moi l'homme.
Doğruyu söylemem gerekirse, burada sadece ben varım.
En fait, je suis un peu le chef ici.
Sadece ben varım.
Je n'irai peut-être pas moi-même.
Ben delirdim mi, yoksa burada sadece iki yatak mı var?
Je suis cinglé? Ou bien, n'y a-t-il plus que deux lits?
Ben Slade. Grant Kalesi'ne sadece 1.5 km msafede bir çiftliğim var.
Je m'appelle Slade.
Ben sadece- - - Randevunuz var mı?
- Vous avez un rendez-vous?
Ben sadece... Zaten yeterince belam var. Senin gibi bir hiç bana ne yapacağımı söylüyor!
J'ai des problèmes, et un "rien" veut me dire ce que je dois faire!
Sadece ben varım.
- moi seul.
Ben sadece bir mühendisim ama en azından birinizin içinde bu kıvılcım var olmalı.
Je suis sûr que l'étincelle subsiste en l'un de vous.
Zaten bir çok yüzbaşın var, ve ben sadece hakkım olanı istiyorum.
Tu as déjà beaucoup de lieutenants et moi, je ne veux que ce qui me revient. S'il te plaît.
Yani, ben sadece bir tablo alacaktım, sizde bir sürü var.
Je n'allais prendre qu'un tableau, vous en avez tant.
Sadece ben varım.
Il n'y a que moi.
Ben de sadece 25 kuruş var, 6 tane ver.
Je n'ai que 10 cents, donne m'en six.
Sadece ben varım.
Seulement moi.
Bakır borular da var, ben sadece bakır boru kullanırım.
Enfin, il y a le cuivre, le seul que j'utilise.
Bakır borular var ben sadece bakır boru kullanırım.
Enfin, il y a le cuivre, le seul que j'utilise.
Bana sadece bugün kazandır ben de var olduğuna inanayım Söz!
Il suffit que Tu me laisses gagner une fois et je croirai en Toi. Je Te le jure!
Sadece bir hiç için ömrünün geri kalanında... bu tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş ben varım.
Pour rien!
Sadece sen, ben ve buradaki arkadaşım var.
Juste toi et moi et mes amis ici.
Doğrusunu istersen, ben sadece hayal edildiğim zamanlarda varım.
- Bon, ce qui est sur, c'est que je ne suis rien quand tu arrêtes de m'imaginer.
Sonuçta... yılda 300 pound alacağım emekliliğim var mı? Üç ayda bir maaş olarak. Ben sadece edebiyat için yaşarım.
Bien sûr... si j'avais une pension... de 300 livres par an... payée trimestriellement... je ne vivrais que pour la littérature.
Burada sadece ben varım.
Tout ça rien que pour moi!
Bu bir armağan ve sende de var, ben sadece ambalajını açtım.
C'est un don. Mais tu l'as aussi. Je n'ai eu qu'à le libérer.
ben sadece... radyo dinlemeye ihtiyacım var.
Je dois écouter la radio.
Ben kötürüm değilim. Sadece ağrılarım var.
Je ne suis pas estropié, je suis juste endolori.
Yani, kütüphaneler var. Sadece ben onlardan birinde çalışmadım.
Enfin, il y en a... mais je n'y ai jamais travaillé.
Ben burada sadece getir-götür için varım. "Yeni kızı gönder."
Je suis là pour faire la bonne. "Envoyez la nouvelle."
Öğretmenim. Sadece ben ve karım varız.
Je suis instituteur et ma seule famille, c'est mon épouse.
Burada kimse var mı? Sadece ben.
- Il y a quelqu'un?
sadece benim 48
sadece beni 16
sadece ben 126
sadece beni dinle 27
sadece beni yalnız bırak 17
sadece ben değil 28
ben varım 251
varım 207
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece beni 16
sadece ben 126
sadece beni dinle 27
sadece beni yalnız bırak 17
sadece ben değil 28
ben varım 251
varım 207
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece sen varsın 16
sadece merak ettim 133
sadece bir adam 18
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece seni 36
sadece bir gece 27
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece sen varsın 16
sadece merak ettim 133
sadece bir adam 18
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece seni 36
sadece bir gece 27