Sadece bu mu translate French
359 parallel translation
Sana kalan sadece bu mu?
C'est tout ce que vous avez eu pour 2000 dollars?
- Bu cins silahtan sadece bu mu var?
Tu n'as que ce modèle?
Sadece bu mu? Olmadı. Daha fazlası gerek.
- Scandaleux, mais ça vaut mieux que rien.
Sadece bu mu?
C'est tout ce qu'il y a entre nous?
Yarın Spangler'in bu kasabaya yaptıklarına şaşırdığın zaman, söyleyeceğin sadece bu mu olacak?
Penseras-tu la même chose demain, lorsque tu te demanderas ce que Spangler a fait à cette ville?
Sadece bu mu?
C'est pour ça?
Tüm grupta vale değerindeki sadece bu mu?
Pas un valet dans le tas.
Sadece bu mu?
S'il n'y avait que ça.
- Sence sadece bu mu?
- Tu crois? - Oui.
- Sadece bu mu?
- C'est tout, hum?
- Ahlâk polisinin elinde sadece bu mu var? - Evet.
C'est le seul qu'on ait trouvé?
- Kahvaltın sadece bu mu?
Tu ne manges rien?
Sadece bu mu?
C'est aussi bien.
Seni durduran sadece bu mu?
C'est tout ce qui t'arrête?
Burası Venice Beach sahası mı? Yani sadece bu mu?
C'est le seul terrain de basket à Venice Beach?
Julie, söyle bana, ki bu sadece senin söyleyebiliceğin birşey Pres hala seni seviyor mu?
Julie, dites-moi... Vous seule pouvez me le dire... Pres vous aime-t-il encore?
Sadece bu tarz şeyler sana uygun mu sence? - Pek üstüne uymuş görünmüyor.
Mais trouvez-vous que ce soit vraiment votre style?
İstediğin sadece bu mu?
Tu l'as déjà.
Bu işe koyulduğumuzda benim sadece bir iş olduğumu bunun hiç eğlencesi olmadığını açıkça beyan etmiştin, unuttun mu?
Au début de cette expédition, vous avez précisé que ce boulot n'était pas réjouissant, non?
Yani bu sadece bir oyun mu?
C'est juste un jeu? Oui!
- Sadece bir sayfa. Tam rapor bu mu?
Une seule page?
Bu randevunuz sadece bir randevu mu?
Cet homme, c'est... juste un homme?
Peki ya ahlâki sorumluluk? Bu sadece yasal bir mevzu mu?
Et qu'en sera-t-il des responsabilités morales?
Sadece konuşmak istiyorum, Bu, bu kadar korkunç mu?
Je veux juste vous parler.
Bu köpek hasta mı yoksa sadece yorgun mu? Oh, hayır.
- Ce chien est malade ou juste fatigué?
- Bu mantıklı geliyor mu? - Bu sadece... - Peki...
Eh bien, voilà!
Bu sadece bir oyun mu? " dedi.
C'est qu'un jeu "?
Bu gecelik sadece bir evimiz var, unuttun mu?
( Chuchotements ) Tu sais que nous n'avons l'appartement que pour la nuit, tu te souviens?
Oğlum, bu sadece bana yaramayacak! Tabi, ben senin işçinim. Ama herşey baban için unuttun mu?
Je bosse pas pour moi, là, fils, mais pour ton père.
Sadece bacaklarını mı Açıyordun, hepsi bu mu?
Et... tu as seulement écarté tes cuisses?
Araba yarışı yapan erkekler için arabalarının sadece şeylerinin bir uzantısı olduğunu duydum. Sence bu doğru mu?
On m'a toujours dit que, pour le coureur, la voiture est comme un prolongement du pénis.
Bu mu senin için anlamı sadece?
Vous ne trouvez que ça?
Bu sizi rahatsız etmiyor mu? Sadece ona ne olduğunu bulmaya çalışıyorum.
Nouvelles ou pas, à la moindre alerte, appelez-moi.
Şimdi eğer bunu sizin için sergilersek, resim olmadan sadece müzikle bu uygun olur mu?
Si on la faisait pour vous, avec la musique et sans photos, est-ce que ça irait?
Sadece sana dokunmam seni bu kadar heyecanlandırıyor mu?
De te toucher, ça t'excite à ce point?
Sadece bu mu?
C'est tout ce que j'ai?
- Hepsi bu mu, sadece Fong?
- C'est tout, chez Fong?
- Bu sadece bir oyun unuttun mu?
- C'est qu'un jeu, tu te souviens?
Hapishanede plaka yaptıkları doğru mu, yoksa bu sadece filmlerde mi olur? - Dr. Lewin...
C'est vrai qu'on fabrique des plaques de voitures en prison, ou c'est dans les films?
Bu, bütün yaptığın bu mu? Sadece konuşmak mı?
C'est tout ce que vous faites... vous parlez?
Bu canavarın sadece kötü insanlara saldırdığı doğru mu acaba?
Pouvez-vous me dire s'il est vrai que le monstre n'attaque que des malfaisants?
Efendim? Aklını başından almıyor mu? Bu sadece dört silindirli.
elle n'a que 4 cylindres.
Bu senin için sadece bir oyun mu?
C'est toujours seulement un jeu pour toi?
Ve bu süreklilik, sadece tek yönlü mü? Geriye... geçmişe doğru mu?
Et cette continuité a toujours le même sens, elle remonte vers le passé?
Bu mu? Ben sadece çocuklara hayatta kalma tekniklerini gösteriyordum.
Je jouais à McGyver, c'est tout!
Bu bir komplu mu bana? - Sadece bilboard.
- C'est juste un panneau d'affichage.
- Joe DiMaggio mu? Bu sefer içeri girdim ve tam karşısına oturdum ve sadece onu izledim. Joe DiMaggio.
- Joe DiMaggio?
Bu seninkisi, sadece tutku mu?
Est-ce de l'ambition?
Bu sadece iki adamın konuşması, doğru mu?
Nous sommes deux adultes qui discutons. On discute, c'est tout.
Sadece bu mu?
Il y a que ça?
Bu bir'davet'mi yoksa sadece masum bir soru mu?
Est-ce un reviens-y ou une question honnête?
sadece bu 76
sadece bu gecelik 25
sadece bu gece 23
sadece bu seferlik 35
sadece bu da değil 20
sadece bu değil 33
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
sadece bu gecelik 25
sadece bu gece 23
sadece bu seferlik 35
sadece bu da değil 20
sadece bu değil 33
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu mümkün mü 117
bu müzik 23
bu muhteşem 145
bu müthiş bir şey 23
bu mümkün 171
bu muydu 42
bu mükemmel 158
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
bu müthiş 75
bu müzik 23
bu muhteşem 145
bu müthiş bir şey 23
bu mümkün 171
bu muydu 42
bu mükemmel 158
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
bu müthiş 75
murray 151
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
mükemmel 2580
musashi 31
mullen 21
murph 40
murdock 227
mueller 30
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
mükemmel 2580
musashi 31
mullen 21
murph 40
murdock 227
mueller 30
murdoch 26
mutluluklar dilerim 16
muhteşem 1010
muriel 143
mutlu ol 66
müdür 145
mutlu günler 26
müthiş 502
mümkün 194
mutlu 183
mutluluklar dilerim 16
muhteşem 1010
muriel 143
mutlu ol 66
müdür 145
mutlu günler 26
müthiş 502
mümkün 194
mutlu 183